Rüzgar, nükleer ve kömürden daha ucuz

Rüzgar Enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları'nın (YEKA) Türkiye'ye maliyeti ne olacak? Küresel gıda ulaşımı tehlikede... Avrupa'ya sıcak uyarısı... Hepsi Yeşil Gündem'de

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Greenpeace tarafından paylaşılan bilgi notuna göre 3 Ağustos'ta Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından düzenlenen Rüzgar Enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) ihalesinin sonucu, yenilenebilir enerji kaynaklarının, enerji maliyetlerini nasıl düşüreceğini gözler önüne seriyor. İhale sonucunda rüzgar enerjisinin, kömürün yarısı, nükleerin ise neredeyse üçte biri fiyatına satılacağı ortaya çıktı.

Şubat ayında gerçekleşen Çayırhan kömürlü termik santrali ihalesinde şirketler üretecekleri elektriği kilowatt/saat başına 6,04 dolar sentten satmaya razı olmuştu.  YEKA ihalesinde ise kilowatt/saat başına 3,48 dolar sentle, kömürün neredeyse yarı fiyatına elektrik üretim taahhüdü verildi.

KÖMÜR VE NÜKLEERİN EKONOMİK YÜKÜ DAHA FAZLA

Rüzgar enerjisi maliyetlerini nükleer enerji maliyetleriyle kıyaslandığında Mersin Akkuyu’da yapılmak istenen nükleer santralden üretilecek elektriğin kilowatt/ saat maliyeti 12,35, Sinop’ta ise 11,83 dolar sent olacak. Hükümet bu anlaşmaları iptal etmezse rüzgarın dört katı pahalı elektrik nedeniyle hem sanayi hem de tüketicilerin ekonomik yükü artacak.

Greenpeace, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları hem iklim değişikliğiyle mücadelemizi kolaylaştırdığını hem de çevreye daha az zarar verdiğini hatırlatarak nükleer ve kömür gibi kaynakların bir yandan hayatımızı tehlikeye atarken diğer yandan da elektrik piyasasındaki maliyetleri yükselterek tüketiciden sanayiciye herkesin işini zorlaştırdığını savunuyor. Uluslararası çevre kuruluşu nükleer ihalelerin iptal edilmesi ve yeni kömür projelerinden vazgeçilmesi için çağrı yapıyor.


cebelitarik

Gıda ulaşım yolları tehlikede

İklim değişikliği, küresel gıda tedarik zincirini tehlikeye atıyor. İngiltere'de Chatham House tarafından yayınlanmış olan bir rapora göre yaklaşık  2,8 milyar insanı besleyen küresel gıda dağıtım ağı tehlike altında. Araştırmada gıda mamullerinin geçişi için kullanılan 14 farklı geçitte ulaşımın kesinti ve engellemelere maruz kaldığı söyleniyor. 15 yıl içinde Cebelitarık Boğazı hariç bu stratejik transit noktalarının hepsinde mutlaka bir sorun çıktığı vurgusu yapılıyor.

Treehugger sitesinin haberine göre henüz daha  şu anda Kahire'de yaşanan ekmek kıtlığı Suriye'de gıda fiyatlarının tavan yapmış olması ve Rusya'da yaşanan kuraklık nedeniyle buğday ihracatının durmuş ve bütün ürünlerin iç pazara dağıtılmış olması uzmanlarda endişelere yol açıyor.

ALTYAPILAR TEHLİKEDE

Bunun üstüne iklim değişikliğinin yol açtığı problemler de riski katmerlendiriyor. Chatham House tarafından yapılan açıklamaya göre aşırı hava koşulları sebebiyle transit yolları kapandığında bu altyapılarda yıkıcı etkiler neden olacak. Yükselen deniz seviyeleri limanlardaki operasyonların bütünlüğüne zarar verecek. Aşırı hava koşulları bu şekilde devam ettikçe rastlantısal olarak farklı noktalarda aynı anda kesintiler yaşanması ihtimali daha da artacak.

Chatham House hükümetleri alternatif geçiş yolları ve tedarik kaynakları oluşturmaya, tek tip endüstriyel tarım yerine ürün çeşitliliğini baz alan dayanıklı organik üretimi desteklemeye çağırıyor.


lucifer

Avrupa'da aşırı sıcak tehlikesi

Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi eğer iklim değişikliği durdurulamazsa 2100 yılında aşırı sıcaklar sebebiyle 152 bin kişi hayatını kaybedecek. Lancet Gezegen Sağlığı (Lancet Planetary Health) dergisinde yayınlanan makaleye göre 1981 ve 2010 yılları arasında aşırı sıcaklardan 3 bin kişi hayatını kaybetmişken 2071 ve 2100 yılları arasında bu rakam 152 bine çıkabilir.

BBC'nin haberine göre  21'inci yüzyılın başlarında iklim afetlerinden yirmi kişiden bir kişi etkileniyorken bu rakam 2100 yılında üçte iki oranına çıkacak. Aşırı sıcaklardan en çok Avrupa'nın güneyi etkilenecek.  Avrupa Birliği'nin bir parçası olan komisyon raporunda kürsel sıcaklık artışının 3 derece olacağını varsayıyor. En son Paris Anlaşması'nın imzalanmış olduğu BM İkim Zirvesi'nde kürsel sıcaklık artışının 2 derecenin altında tutulması hedefl olarak konuldu. Bilim insanları aşırı sıcak ve soğuk dalgaları,  büyük orman yangınları, kıyı ve nehir taşkınları, kasırgalar ve kuraklık vakaları gibi yedi tehlikeli havaya bağlı değişkenleri incelemeye aldı. Çalışmaya İsviçre, Norveç ve İzlanda da dahil olmak üzere 28  Avrupa ülkesi dahil edildi.