İnsan kendine de yabancı olabilir...

Özkan Özgür ile 23 Soru'nun konuğu şair Betül Tarıman...

Google Haberlere Abone ol

1. Sizin için kullanılan hitap biçimlerinden hangisi daha çok hoşunuza gidiyor?

İsmimi sevdiğimden duymaktan hoşlanıyorum fakat soyadımla seslenilmesi de hoşuma gitmiyor değil. Betüş diye seslenenler de oluyor ama ben bunu sevmiyorum.

2. Sizden daha zeki olduğunu düşündüğünüz arkadaşlarınız var mı?

Sonuçta herkesin kendine göre ilgi alanları, yetenekleri var. Kiminin şansı belki diğerlerine göre daha fazla.

3. Arada sırada saçma şeylerle uğraşmak zorunda olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Sonuçta hayat yoruyor insanı. Yaklaşık üç yıldır televizyon izlemiyorum ama arşivden beni eğlendiren, hatta bana kahkahalar attıran dizileri de bulup izlemiyor değilim. Hep ciddi işlerle uğraşacak değiliz ya.

4. ‘Tüm yaşadığım sıkıntılara değdi bu!’ dediğiniz olaylar yaşadınız mı?

Geçmişte yaşadığım sıkıntılarım oldu benim de. Sonuçta her şeyden bir şey öğreniyor insan. Bu da beni mutlu ediyor. Buradan baktığımda çok sıkıntı çekip de elde edemediğim bir şey olmadı. Yapmak istediklerimi hep gerçekleştirdim.

5. Bir evcil hayvanın insanı mısınız? Geçmişte böyle bir deneyiminiz oldu mu, ileride bir gün düşünür müsünüz?

Pek çok hayvanın konakladığı bir evde çocukluğum geçti. Kızım dünyaya geldiğinde de yeniden böyle bir deneyim yaşadık. Civciv, kaplumbağa, kuş… Bu nedenle hayvanları, onlarla vakit geçirmeyi seviyorum. Yaklaşık on yıldan beri de onlarsız bir hayat sürüyoruz. Zaman zaman da evde bir kedim olsun istiyorum. Ama bu da belki… Sanırım onların yeri sokaklar. Kedilerin, köpeklerin sokağından geçerken hep böyle düşünüyorum.

6. Çocukluğunuzdan kalan ve ilk fırsatta tatmak istediğiniz özel tat var mı?

Annem yemek yapmayı pek bilmezdi. Fakat komşu evlere gittiğimizde yediğimiz şeyleri de evde deneyimlerdi. Un, yumurta, yoğurt karışımından oluşan tuzlu çubuk tarifini de bu şekilde öğrenmişti. Kızgın yağda kızartılmış çubukların tadı hala damağımdadır. Ayrıca bir de maydanozlu, peynirli, yumurtalı ekmek tarifi vardı. Dilimlenmiş ekmek üzerine karışım sürülür, fırına verilirdi. Bunun tadını da unutamam. Uzun yıllar ben de kızıma üzerine bu karışımdan sürülmüş fırında ekmeklerden yaptım. Ama daha çok şimdilerde kızgın yağda kızartılmış tuzlu çubuklardan yemek istiyorum.

7. Sanatın ya da sanatınızın neresindeniz?

Bu çok zor bir soru. Sanatın her dalını çok seviyorum. Bir şeyler yazmayı, okumayı, izlemeyi de. Şimdilerde yazmaktan keyif alıyorum. Keyif aldığım sürece yazmayı sürdüreceğim. Bakarsınız bir gün bir dere kenarında balık tutuyor da olabilirim. Neden olmasın?

8. Ezberinizde şiir var mı? Hangi şairin hangi şiiri?

Ezberlemeyi sevmediğimden ezberimde şiir yok fakat sevdiğim şairlerin şiirlerinden dizeler var aklımda. Özellikle Asaf Halet Çelebi’nin 'İbrahim' adlı şiirini hep severek okurum.

9. Okuduktan sonra çok etkilendiğinizi düşündüğünüz bir kitap var mı?

Kitaplar var aslında. Ama daha çok Sevim Burak’ın Yanık Saraylar kitabı beni diğerlerinden daha çok etkilemiştir. Ayrıca Doğan Yarıcı’nın İs Odası, Murat Yalçın’ın Karga Zarif, Vüs’at O. Bener’in Buzul Çağının Virüsü, Leyla Erbil’in Cüce, Bilge Karasu’nun Gece adlı yapıtları ilk anda aklıma gelenler.

10. En son ne zaman tiyatroya gittiniz?

İş yoğunluğundan olsa gerek tiyatroya seyrek gidiyorum. Sinema daha çok ilgimi çekiyor. Onu da evde koltuğuma boylu boyunca uzanıp izlemeyi seviyorum. Hatta bunu nerdeyse haftanın her günü yapıyorum. Yaşadığımız dünyanın karmaşasından çıkıp, başka bir dünyanın içinde yer almak beni rahatlatıyor.

11. Belleğinizde yer eden ve tavsiye edeceğiniz bir film var mı?

Bir film değil de filmler var aslında. Mike Leigh’in yönetmenliğini yaptığı Hemşire –Vera Drake, Haneke’nin Beyaz Bant ve Aşk, Alejandro Amenabar’ın İçimdeki Deniz, John Madden’in Corelli’nin Mandolini, Kieslowski’nin Veronika’nın İkili Yaşamı bir anda aklıma gelenler.

12. Size göre ‘yabancı’ kimdir?

Yabancı “tanınmayan kişi” anlamına geliyor ama insan kendine de yabancı olabilir değil mi?

13. En son ne zaman haksızlığa uğradığınızı düşündünüz?

Sanırım yıllar önceydi. Genç bir anneydim. Bir taraftan yazıyor, okuyor bir taraftan da boşluklarda kendime zaman ayırmaya çalışıyordum. Ders programım kötü yapılmıştı. Uzun zaman bu böyle sürdü. Bir de haksızlıklara uğrayanların yanında yer aldım hep. Onların sesi olmaya çalıştım.

14. Hak etmediğini düşündüğünüz birilerine saygı göstermek zorunda kaldığınız oldu mu?

Elimden geldiğince yaşadığımız dünyada soluk alıp veren canlılara haksızlık etmeden yaşantımı sürdürmeye çalışıyorum. Çünkü evren hepimizin. Öte yandan haksızlık eden kişileri de kaygı ile izlediğimi söyleyebilirim. Gerçi zaman zaman farkında olmadan ben de yanlışlar yapıyor olabilirim. Önemli olan farkında olmak, tekrarlamamak.

15. Günlük hayatta görünce nefret ettiğiniz hareket nedir?

İnsanların birbirlerini dinlememeleri, empati kurmamaları, ama daha çok yönetimler değişse de onların peşinden ayrılmayan her dönemin insanları. Buna bir de toplu taşıma araçlarına itişip kakışarak binen insanları, çocuklara, kadınlara uygulanan şiddeti, adalet duygusu gelişmemiş insanları da ekleyebiliriz. Lakin böyle bir dünyada yaşamak ne kadar zor.

16. Sizi umutlandıran bir duruma örnek verir misiniz?

Çevremde insan, kadın, hayvan hakları ile mücadele eden duyarlı insanları gördükçe mutlu oluyor, hâlâ yapılacak çok şey var diyorum kendi kendime.

17. Hayallerinizin peşinden koştunuz mu? Hayal kurmaya devam ediyor musunuz?

Hayal kurmam mı? Elbette hayal kuruyorum. Çocukken uydurduğum masalları kardeşime anlatır sonra da ertesi gece hangi masalı anlatacağımın hayalini kurmaya başlardım. Bu büyüyünce de devam etti. Özellikle çocuklar için yazdığım kitaplarda. İyi ki de hayal kuruyoruz. Yoksa bu dünya ne kadar çekilmez olurdu değil mi?

18. Rekabetçi olduğunuzu düşünüyor musunuz?

Bu belki çok eskiden böyleydi ama artık değil. Sevdiğim, yapmaktan keyif aldığım işlerle uğraşıyorum. İstediğim sadece huzur. Rekabetçi, hırslı insanlardan da hoşlanmıyorum.

19. Özür dilemeyi ve teşekkür etmeyi ihmal ettiğiniz olur mu?

Hatalı olduğumu düşünüyorsam elbette özür dilerim. Teşekkür etmeyi de ihmal etmem. Elimden geldiğince empati kurmaya çalışırım.

20. Neyi ya da kimi özlüyorsunuz?

Sanırım çocukluğumu özlüyorum. Hatta çocukluğumun Bingöl’ünü. Tırmandığım ağaçları, dinlediğim ya da anlattığım masalları, annemin babamın kucağını, türlü oyunlar icat ettiğimiz günleri… Şimdi sanki hepsi çok uzak.

21. Stres atmak ya da kafanızı dağıtmak için ne yaparsınız?

Daha çok film izlerim, sevdiğim arkadaşlarımla birlikte olurum ya da bir dağcılık kulübü ile dağa çıkar, daha önce görmediğim yerleri keşfetmeye çalışırım. Bazen bir dere kenarında balık tutmak bana mutluluk verir bazen de bir kitabevinde arkadaşlarımla bir kitap hakkında konuşmak.

22. Şu ana kadar geçen hayatınızı özetleyen kelime hangisidir?

Kimi kez kendimi sakinleştirmeye çalışsam da heyecanlı biriyim. Bu nedenle “heyecan” diyebilirim. Evet, ben heyecanlı biriyim.

23. Allah gecinden versin, hak vaki olursa, geride kalanların sizi nasıl anacağını düşünüyorsunuz?

Kadın çalışmaları içinde yer aldı diye söyleyebilirler. Çünkü kadınlarla atölye çalışmaları yaptım, kimi etkinliklerin düzenlenmesine katkı sundum. Bundan sonra bu türden çalışmaları elimden geldiğince sürdürmeye çalışacağım. Ayrıca şiirler yazdı, çocuk edebiyatı ile ilgilendi diye de söyleyebilirler. Gerçi ben öldükten sonra ne derlerse desinler. Çok da önemli değil. Bunları yaparken keyif aldım mı? Aldım. Fakat ben en çok yaşadığım hayatı, yaptığım her ne ise keyif alarak yapmak ve tamamlamak istiyorum.