Ayşe Kulin'den Erdoğan'a üç soru

Yazar Ayşe Kulin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a açık mektup yazdı. Kulin, mektubunda Erdoğan'a yanıtını bulamadığı soruları sordu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Darbe girişiminin ardından telefon üzerinden yurttaşları meydanları davet eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yazar Ayşe Kulin açık bir mektup yazdı. Kulin, yanıtını telefon üzerinden veremeyeceği için mektup yazmayı tercih ettiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a üç soru soran Kulin mektubuna "Sizden demokrasimize sahip çıkmak üzere beni meydanlara çağırdığınız üçüncü daveti de alınca ve telefon üzerinden yanıtımı gönderemeyince, yanıt bulamadığım bazı sorularımı bir açık mektupta size iletmem vacip oldu" diye başladı.

'BENİ KORUYABİLECEK MİSİNİZ?'

İşte Ayşe Kulin'in mektubu:Ayşe Kulin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a açık mektup yazdı.

"Ben, Gezi Parkı’nda ağaçlara sahip çıkmak üzere harekete geçip, hiçbir işe yarayamamış bir vatandaşım. Siz ki, eğer halk isterse idamı geri getirmeye hazırsınız, benim de aralarında olduğum çok geniş bir halk kitlesinin Gezi Parkı’nın şu haliyle kalması talebimizi görmezden gelmenizi mesela, size sormak istiyordum. Biz halk değil miyiz?

Bir ikinci sorum ise, Demokrasi’yi korumak üzere meydanlara çıktığımda, siz Cumhurbaşkanım olarak beni bazı seçmenlerinizin hışmından koruyabilecek misiniz?

Malumunuz, zatınızın sadık taraftarları, tesettürsüz kadın görmekten hoşlanmıyor. Ben ise, başı açık gezen bir Müslümanım. Ne mutlu bana ki, kutsal kitabım Kuran’ı anlayarak okuyanlar, tesettüre dair ayetin pek değişik yorumlarının olduğu ve dinde zorlama olmayacağı hususunda hemfikirdir. Kaldı ki, Yüce Rabbim, ne büyük bir isabetle, kendisiyle kulları arasına imam sınıfını katiyen sokmamıştır. Yaradan’la yaratılan arasında güç sahibi olmak isteyen İmam’ın başımıza açtığı belalar ortadayken, beni anlayacağınızı umuyorum.

Ama ortada bir sorun var. Laik eğitimden geçmemiş kitleler, kendileri gibi giyinmeyen, davranmayan, düşünmeyenlere hayat hakkı tanımak istemiyor. Ben meydanlarda Demokrasiyi korurken, beni ortaçağ karanlığından koruyacak polis veya askerimiz, şu anda ülkemizde mevcut mudur?

Bana bu teminatı verirseniz, silahım yok, hiç olmadı, kullanmayı da beceremem ama bedenimle meydanlarda, kalemimle köşelerde Demokrasiyi koruma görevini, bana lütfettiğiniz 'Türk Milletinin Değerli Evladı' sıfatıyla, seve seve üstleneceğimi bilginize arz ederim.

Derin saygılarımla."