Biyolojik terör dedektifleri metroda araştırma yaptı

New York metrosunda beş gün boyunca 'biyolojik terör' araştırması yapıldı. Araştırma gerçekleştirilirken metro normal seferlerine, insanlar da seyahatlerine devam etti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - ABD'de özel dedektifler metroda yolcuların gözü önünde 'biyolojik silahla terör saldırısı' araştırması yaptı.

BBC Türkçe'nin haberine göre, ABD İç Güvenlik Bakanlığı (DHS)  tarafından gerçekleştirilen araştırma geçen mayıs ayında yapıldı ve beş gün sürdü.

Araştırmada metrolardaki parçacıkların zararsız toz değil de şarbon gibi daha tehlikeli biyolojik maddeler olması halinde neler yaşanabileceği ve gerekli önlemlerin nasıl alınacağı tespit edilmeye çalışılıyor. Araştırmayı yapan ekip söz konusu parçacıkların nasıl yayılacağını ve nerelere konacağını belirlemek için çok sayıda test yaptı.

“New York ABD’deki en büyük metro sistemine sahip. Metroyu hafta içi ortalama 5,5 milyon kişi kullanıyor. Çalışmayı yürüten ekipten Don Bansleben şunları anlattı:

"Çok karmaşık, dev bir ağ ve düşmanlarımızın hedef listesinde başta geliyor. Trenler tünel içinde hareket ederken piston işlevi görüyor. Önlerindeki maddeyi itiyor, gerisindekileri ise ardından çekip götürüyor. Bu madde her tarafa yayılıyor. Yoğun zamanlarda 4 bin vagon çalışıyor bu metroda.”

ŞARBON SPREYİ

Bu araştırmada DHS’den gelen 115 uzmanın yanı sıra ABD Çevre Bakanlığı ve yedi Amerikan laboratuvarından personel 55 istasyonla  10 farklı trende konumlandı. Hava kompresörleri kullanarak 20 dakika boyunca her dakika havaya bir gramlık zararsız bir şarbon benzeri sprey sıkıldı. Bu sırada metro sistemi normal işlemeye devam ediyordu. Daha önce gaz içeren bu tür çalışmalar yapılmış olsa da, şarbon gibi toz halindeki biyolojik maddelerle yapılan ilk geniş kapsamlı çalışmaydı bu.

DNATrax adı verilen şarbon benzeri madde DHS gözetimi altında özel olarak hazırlanDI. Şarbon tozları 10 mikron büyüklüğünde. Fakat deney için 2 mikron ve 5 mikron büyüklükte toz parçacıkları üretildi. Daha sonra her parçacığa kısa DNA zincirleri eklendi. Bunlar mikroskobik deniz canlılarından alınmaydı ve metro sisteminde normalde rastlanmayacak bu maddeler minik barkod işlevi görüyordu.

HAVAYA NASIL KARIŞIYOR?

Beş gün boyunca her gün farklı bir barkod metro sistemine bırakıldı. Bu yolla havanın ne şekilde aktığı anlaşılmaya çalışıldı. Bu maddeler bir yerde toplanıp yeniden havaya nasıl karışıyor sorusuna cevap arandı.

DNATrax havaya karıştıktan sonra metro sisteminin farklı bölgelerinde tutulan filtreli cihazlardan numuneler alındı. İstasyon çevresine yerleştirilen alüminyum levhalarda toplanan tozlar incelendi. Ayrıca pamuk, yün, naylon gibi farklı kumaşlar taşıyan görevliler, ellerindeki test aletleriyle istasyonda dolaştı.

Araştırma ekibinden Bansleben, şu bilgileri de verdi: "İnsanların bu maddelere ne ölçüde maruz kaldığını anlamak istedik. İnsanlar farkında olmadan bir toz bulutuna girip istasyondan çıktıktan sonra evlerinde ailelerine bulaştırma riski taşıyacak şekilde bu tozların bedenlerine nasıl tutunduğunu deneyerek görmeye çalıştık.”

ACİL MÜDAHALE İÇİN

Araştırma boyunca DHS uzmanları farklı yüzeylerden, giysi ve filtrelerden binlerce örnek topladı. Bunlar laboratuvarlarda incelenip her örnekteki DNA’ya bakılarak DNATrax’ın nasıl bir dağılım gösterdiği tespit edilecek.

Elde edilen bulgular New York City’deki acil müdahale birimlerine sunulacak. Ancak bu verilere sadece resmi yetkililer ulaşabilecek, kötüye kullanılma ihtimaline karşı kamuoyuyla paylaşılmayacak. Bu bilgiler resmi kurumların saldırı sonrası temizlik planları geliştirmesine de yardımcı olacak.

Haberin tamamı