Havuzda fenalaşarak ölen mimarın davasında beraat istendi

Mimar Serdar Ölmez'in, İKÇÜ havuzunda 2019 yılında hayatını kaybetmesi ile ilgili davada bilirkişi raporu sunuldu. Raporda ihmali bulunduğu belirtilen üç çalışan için savcı beraat istedi.

Mimar Serdar Ölmez, 2019 yılında İKÇÜ havuzunda vefat etmişti.
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İzmir Katip Çelebi Üniversitesi'nde (İKÇÜ) Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Spor Birimi Şube Müdürü Turgay Avcı ve dönemin İdare Amiri İsmail Tarkan Tuser'in, Serdar Ölmez'in taksirle ölümüne sebep olmaktan yargılandıkları davada bilirkişi raporunu mahkemeye sundu. Geçen hafta görülen yedinci duruşmada sunulan raporda bilirkişi; Turgay Avcı, İsmail Tarkan Tuser ve olay günü havuzda görevli olan ancak Ölmez'in ölümü anında görev yerinde bulunmayan Yusuf Çetinkaya'nın ihmalleri bulunduğunu bildirdi. Bilirkişi raporuna rağmen savcı, sanıkların yaşanan ölüm olayıyla illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle beraat talep etti.

Mimar Serdar Ölmez, 16 Mayıs 2019 tarihinde İKÇÜ sosyal tesislerinde bulunan havuzda yaşamını yitirmişti. Kamera kayıtlarında Ölmez'e, havuzda fenalaştıktan sonra 13 dakika boyunca müdahale edilmediği tespit edilmişti. Olayın yaşandığı esnada havuzda cankurtaran bulunmaması nedeniyle geç müdahale edilen Ölmez kurtarılamamıştı. Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan otopside, geçmişte epilepsi hastası olan Serdar Ölmez'in epilepsiye bağlı olarak vefat ettiği kanaatine varılmıştı. Başlatılan soruşturma sonunda savcı, İKÇÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Spor Birimi Şube Müdürü Turgay Avcı ve o dönemin İdare Amiri İsmail Tarkan Tuser hakkında görev ve sorumluluklarını yerine getirmeyerek taksirle ölüme sebebiyetten Karşıyaka 9. Asliye Mahkemesi'nde dava açmıştı. İfadelerine başvurulan tanıklar, havuzda cankurtaran bulunmadığını, olaydan kısa bir süre önce yarı zamanlı olarak çalışmaya başlayan Yusuf Çetinkaya'nın gerekli belgeleri tamamlayarak olaydan bir gün önce cankurtaran kadrosuna alındığını söyledi. Çetinkaya ise ifadesinde, havuzda genel işlerle ilgilendiğini, cankurtaran olmadığını, olay saatinde amirlerinin izniyle, onlarla birlikte yemekhanede iftar yemeğinde olduğunu, olayı duydukları anda hep birlikte havuza gittiklerini, bu esnada Turgay Avcı'nın kendisine, 'hemen şortunu giy' dediğini öne sürmüştü.

'DUA EDELİM BOĞULMASIN'

Tanıklardan, havuzda görevli eski baş antrenör İbrahim Bayık ise ifadesinde, “Aslında orada iki tane büyük havuzda, bir tane küçük havuzda olmak üzere 3 cankurtaran görevlendirilmesi gerekliydi, tek can kurtaranın iki tarafa birden hizmet etmesi mümkün değil. Ben söz konusu yerden, yaptığım uyarılara rağmen eksikler yerine getirilmediği için ayrıldım, hatta orada istifa dilekçesini verirken uyarımı yaptım onlar da 'dua edelim (kimse) boğulmasın diye karşılık verdiler. Ben o gün o saatte görevli olanlara yemeğe gitmemesi gerektiği konusunda uyarımı yaptım, yemeğe giderken gördüm. Turgay bey telefonda bana o gün orada herkesin görevinin başında olduğunu söylemem konusunda, özellikle üniversiteye söylemem konusunda telkinde bulundu” dedi.

'MÜDÜR BEYDEN İZİNLİYİZ DEDİLER'

Tanıklardan Anıl Sarıkışla da ifadesinde, “Olaydan bir kaç gün önce orada bulunması gereken arkadaşları havuzu boş bırakıp yemeğe gitmeleri konusunda uyardım. Bana, 'müdür beyden izinliyiz' dediler. Buraya cankurtaran görevlendirmesi konusunda sürekli uyarılarımız olmuştur. Hatta antrenörler sırayla cankurtaranlık görevi yapıyorlardı. Bildiğim kadarıyla Yusuf Çetinkaya kağıt üzerinde olaydan 1 gün önce görevlendirilmiş” dedi. Turgay Avcı ise, savunmasında olayda kusuru bulunmadığını beyan ederek, “O gün görevli bulunan cankurtaranımız Yusuf Çetinkaya'nın, birim amiri olan İsmail Tarkan Tuser'den izin almaksızın orayı terk ettiğini tespit ettik” dedi. Avcı ayrıca, Yusuf Çetinkaya'ya, 'hemen şortunu giy' demediğini öne sürdü. İsmail Tarkan Tuser de, olay günü, Yusuf Çetinkaya'nın havuzda görevli olduğunu ancak kendisinin havuzu terk etmesi konusunda bilgisi bulunmadığını iddia etti.

BİLİRKİŞİ 'İHMAL VAR' DEDİ

İzmir Dokuz Eylül gazetesinden Sinan Keskin'in haberine göre, son duruşmada mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda ise, daha önce hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilen Yusuf Çetinkaya'nın kayıtlarda cankurtaran olarak göründüğü ve olay anında görev yerinde bulunmayarak ihmali bulunduğu, Turgay Avcı ve İsmail Tarkan Tuser'in, havuzda risk değerlendirmesi, acil eylem planı yaptırmayarak, çalışanların ve ziyaretçilerin iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli önlemleri almayarak araç ve gereçleri kullanmayarak, sevk ve idaresindeki çalışanları iş sağlığı ve güvenliği ilke ve kurallarına göre örgütlemeyerek ihmalleri bulunduğu kanaatine varıldı.

'OĞLUM 13 DAKİKA SU ALTINDA KALMIŞ'

Serdar Ölmez'in babası Mehmet Akif Ölmez ise tanık ifadeleri ve bilirkişi raporuna rağmen savcının beraat talep etmesine tepki göstererek, şu ifadeleri kullandı: “Savcı mütalaasında ölüm hadisesi ile sanıkların illiyet bağı olmadığını söyledi. Söz konusu havuz büyük ölçekte bir yüzme havuzu. Buraya her yaştan insan geliyor. Yüzme esnasında veya havuza atlarken insanlar kafasını vurabilir, ayağı kayabilir, kalp krizi geçirebilir. Benim oğlum su altında 13 dakika kalmış. Ortada ona müdahale edecek herhangi bir görevli yok. İlk müdahaleyi yapanlar havuza yüzmeye gelen öğrenciler ve havuz aboneleri. Demek ki onlar da olmasa benim oğlum daha uzun süre havuzda kalacakmış. Ortada bu kadar vurdumduymazlık ve ihmal varken sorumlular hiçbir şey olmamış gibi ellerini kollarını sallayıp gidecek mi? Öyle olursa ben nasıl Türkiye'deki adalete güveneyim?” (Kaynak)