'Halkı katledip doğal afet tanımına sığınanlara hesap soracağız'

İzmir Depremi'ne ilişkin lise ve üniversite öğrencileri tarafından hazırlanan raporda, 15 günlük gözlemlere yer verilerek, "Adaletsizliğinden ranta, talandan hırsızlığa, hukuksuzluktan ayrımcılığa ve daha niceleri ile her günü afet olan bu memlekette bizler, sermaye için halkı katledip doğal afet tanımına sığınanlardan hesabını soracağız" denildi. Raporda öğrencilerin çadır ve enkaz alanlarında halkla dayanışmaya devam edecekleri de belirtildi.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR – İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında gerçekleşen ve Bayraklı ile Bornova ilçelerinde ciddi yıkımlara sebep olan İzmir depreminin ardından depremzedelere yardımcı olmak için alanda çalışma yapan üniversite ve lise öğrencileri gözlem raporu yayınladı. Öğrenci Kolektifleri ve Liseli Genç Umut tarafından hazırlanan 15 günlük raporda, İzmir depreminde şu ana kadar 116 kişinin hayatını kaybettiği, 1000’in üzerinde insanın ise yaralandığı belirtildi.

'KURUMLAR DEPREMİN ŞİDDETİNİ FARKLI AÇIKLADI'

Çok sayıda kamu binası, işyeri ve evin kullanılamaz duruma geldiği, hasar tespiti yapılarak çok sayıda binaya yıkım kararı verildiği ifade edilen raporda, depremin şiddetinin Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nca 6.6, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nce 6.9, ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi'nce 7.0 ve Avrupa Akdeniz Sismoloji Merkezi'nce de 7.0 olarak açıkladığına dikkat çekildi.

'HER GÜNÜ AFET OLAN BU MEMLEKET'

"Afet Bölgesi" tanımı da yapılan raporda , "Afet bölgesi deprem, toprak kayması, sel, yangın, kaya düşmesi ve çığ gibi olayların görüldüğü ve her an gerçekleşebileceği yerlere denir. Bir yerin afet bölgesi ilan edilebilmesi için; hane sayısının 100’den az olan yerlerde konutların 1/10’nun, nüfusu 50.000’den az olan il ve ilçelerde en az 50 binanın, nüfusu 15.000’den fazla olan il ve ilçelerin mahalle teşkil eden kesimlerinde en az 10 binanın yıkılması veya onarımı mümkün olmayacak derecede ağır hasar görmesi, afet nedeniyle ölü ve ağır yaralı insanların bulunması gerekmektedir" denildi

Afet bölgesinde bütün sağlık hizmetlerinin, o bölgedeki herkese ücretsiz verileceği ve devlet hastanelerinin yanı sıra, askeri hastanelerde ve özel hastanelerde bulunan hastalara da ücretsiz bakılacağı belirtilen raporda, "Adaletsizliğinden ranta, talandan hırsızlığa, hukuksuzluktan ayrımcılığa ve daha niceleri ile her günü afet olan bu memlekette bizler, sermaye için halkı katledip doğal afet tanımına sığınanlardan hesabını soracağız. Her alanda olduğu gibi şimdi de çadır ve enkaz alanlarında olmaya halkla dayanışmaya devam edeceğiz" ifadeleri kullanıldı.

'KURTARMA EKİPLERİ İLK GÜN 2 SAATLİK GECİKME GÖSTERDİ'

30 Ekim gününden itibaren 15 gün boyunca alanda yapılan çalışmaların anlatıldığı raporda depremin yaşandığı ilk gün için şu ifadelere yer verildi:

"Depremin yaşandığı gün kurtarma ekipleri, hazırlıksız olmanın ve yaşanan trafik sıkışıklığının da etkisiyle enkaz alanlarına ulaşmada yaklaşık iki saatlik bir gecikme gösterdi. Depremin ardından çoğumuz, Bayraklı’da bulunan kolonları kesilerek 9 kişinin hayatını kaybetmesine yol açtığı BİM enkazı olarak bildiği Yılmaz Erbek Apartmanı ve diğer hasarlı binalar çevresindeydik. Hasarlı binalar ve yıkılma tehlikesi altında olan bina sakinleri ilerleyen saatlerde evlerinden tahliye edildi. Pandemi koşullarında halkın ücretsiz ulaşması gereken maske ihtiyacını dahi sağlayamayan devlet, depremin ilk gününde de bu gereksinimi sağlamada geç kaldı."

'İLK OLARAK İHTİYAÇ LİSTELERİ HAZIRLANDI'

Başlangıçta liseliler ve üniversiteliler olarak dayanışmayı büyütmek için genel ihtiyaç listesi hazırladıkları belirtilen raporda başta enkaz ve ağır hasarlı yapıların çevresi olmak üzere Emrah Apartmanı, Yılmaz Erbek Apartmanı, Buca Stadı, Buca Hipodrom, Çamdibi Atatürk Parkı’nda ve Aşık Veysel Rekreasyon alanında da çadır çadır dolaşarak gün boyu durum ve ihtiyaç tespiti yapmaya ve dayanışmayı büyütmeye devam ettiklerine yer verildi.

'9 ARKADAŞIMIZ GÖZALTINA ALINDI'

7 Kasım günü ise yardım stantlarının kaldırıldığını ve kolluk birimlerince gözaltı işlemi uygulanıldığına da dikkat çekilen raporda, "Barış Sitesi gözleminde de çadır alanı ve yardım stantlarının kaldırıldığı bilgisine ulaştık. 75. Yıl Parkı’ndaki dayanışma standındaki arkadaşlarımız polis tarafından sözlü tacize maruz bırakılmış, valiliğin emri olduğunu söyleyen polisler bu emrin gerekçesinin hijyen ve pandemi koşulları olduğunu söylemiştir. Sözde kararın yazılı olduğu herhangi bir belge gösterilmeden 9 arkadaşımız, biri İZSU çalışanı olmak üzere, hukuksuzca darp ve ters kelepçe ile gözaltına alındı" denildi.

Sonraki gün ise lise ve üniversite öğrencileri ile beraber süreci değerlendirip daha sonrasında yapılacaklar hakkında önerilerde bulundukların altı çizilen raporda, öğrencilerin 75.Yıl Parkı’nda kalan kadınlara yönelik, gönüllü hemşire eşliğinde Kadın Sağlığı Atölyesi gerçekleştirdikleri ve gönüllü hemşireler eşliğinde, Barış Manço Parkı ve Şehit Hakan Ünal Parkı’nda çocuklara Covid-19 eğitimi verildiği ve daha bir çok çalışma yapıldığı kaydedildi. (DUVAR)