‘Sağlıkçılar linç edilmekten korktular’

Ankara Keçiören’de hasta yakınlarının sağlık çalışanlarına yönelik şiddetinin ardından meslek örgütü temsilcileri hastaneyi ziyaret etti. Saldırı akşamında yaşananlara dair bilgi veren ve saldırganlar arasında silahı olanların bulunması nedeniyle sağlık çalışanlarının kaygı ve korkusunun arttığını ifade eden SES Ankara Şube Eş Başkanı Kubilay Yalçınkaya, “Sağlık emekçilerini özellikle toplumsal linç korkusu büyük endişeye düşürmüş. Orada linç edileceklerini düşünmüşler” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Ankara Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hasta yakınlarının saldırısına uğrayan sağlık çalışanları kendilerini bir odaya kapatarak barikat kurdu. Büyük tepki çeken görüntülerin ardından meslek örgütü temsilcileri de saldırının gerçekleştiği hastaneye giderek yaşananlara ilişkin bilgi aldı. Hastaneye giderek şiddete tanık olan sağlık çalışanlarıyla görüşen ve bilgi alan meslek örgütleri arasında Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Eş Başkanları Kubilay Yalçınkaya ve Nazan Karacabey de yer aldı.

‘ORTADA SİLAHLAR OLUNCA TEDİRGİNLİK İYİCE ARTMIŞ’

Hastanedeki kaygı derecesinin çok yüksek olduğunu ifade eden SES Ankara Şube Başkanı Kubilay Yalçınkaya, saldırı gecesinde yaşananlara ilişkin, “Acil servise iki yaralanma vakası geliyor ve bunlar kardeşler. Birisi vefat ediyor birisi de bacağından yaralanmış. Bunların yaralanma haberini alan aile yakınları ve tanıdıkları hastanede yığılmaya başlıyor. 100’e yakın kişinin o an hastanede olduğu ifade ediliyor. Yaşanan ölümün ardından hem hastaneye zarar veriyorlar hem de hastanede çalışanlara zarar vermeye çalışıyorlar. O sırada olay başlar başlamaz sağlık personeli kendilerini güvenli bir alana atıyorlar. Bir de güvenlik personeli etten duvar örüyor sağlık çalışanlarının alanına girilmesin diye. Güvenlik başarılı oluyor ama psikolojik şiddet boyutu devreye giriyor ve sağlık çalışanları büyük tedirginlik yaşamışlar. Ortada silahlar da olunca tedirginlikleri iyice artmış” dedi.

‘LİNÇ EDLİECEKLERİNİ DÜŞÜNMÜŞLER’

Hastane çalışanlarının daha önce de fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldıklarını, fakat bu kadar kalabalıkla daha önce karşılaşmadıklarını söylediklerini aktaran Yalçınkaya, “Sağlık çalışanları her zaman şiddete maruz kaldı ve bununla mücadele etti ama çok büyük bir kalabalık olunca kaygıları iyice katlanmış. O sırada iki tane polis görevliymiş ve yetersiz kalınca sağlık çalışanlarının korkusu daha da artmış. Psikolojik olarak şiddet uygulanmış ama fiziksel bir saldırı yok” dedi.

Sağlık çalışanlarının Keçiören bölgesinde şiddet sorununu yıllardır yaşadıklarını kendilerine ifade ettiklerini söyleyen Yalçınkaya, “Yoğun bir nüfus var ve pandemi öncesinde bu hastane günde iki bin kişiye acil hizmeti veriyordu. Yoğun şekilde sözel ve fiziksel şiddetin görüldüğü bir ortam. Pandemide sağlık emekçilerinin fedakâr tutumlarıyla bunun anlaşılması gerekirken böyle bir şiddete maruz kalmaları çok üzücü. Sağlık emekçilerini özellikle toplumsal linç korkusu büyük endişeye düşürmüş. Orada linç edileceklerini düşünmüşler” diye konuştu.

‘YASAL MEVZUATTAN ZİYADE ZİHNİYETİN DE DEĞİŞMESİ GEREKİYOR’

15 Mart’ta sağlıkçılara yönelik şiddete karşı Ankara’da Beyaz Miting organize ettiklerini fakat Türkiye’de ilk vakaların görüldüğü 11 Mart tarihinin ardından bu mitingi ertelediklerini hatırlatan Yalçınkaya, sağlık alanında yaşanan şiddet vakalarına ilişkin şunları söyledi:

“O süreçte görüşmelerimizde özellikle şiddete yönelik adımların bir an önce atılması için bakana başvurduk. Ama bu süreçte gördük ki yasal mevzuattan ziyade anlayışın, zihniyetin de değişmesi gerekiyor. Pandemi sürecinde şiddetin azalması bir yana arttığını gördük. Sağlık çalışanlarının yoğun mücadelesinde dayanışma beklediği halkımızdan bazıları, sürecin stresinden kaynaklı daha fazla saldırmaya başladı. Sağlık çalışanları bir yandan görevlerinin gerektirdikleri sorumluluklarını yerine getirirken bir yandan da bu şiddet kaygısıyla mücadele etmeye başladı. Saldırganların cezalandırılmadığı, kahramanlaştırılıp mükâfatlandırıldığı bir süreç yaşıyoruz. Kadına yönelik şiddetten devlet şiddetine kadar bu tipler cezalandırılmıyor mükâfatlandırılıyor. Şiddet aynı zamanda bir toplum sağlığı sorunu. Bu şiddete karşı toplumsal dayanışma gerekiyor. Bunda bir sorun olduğunu düşünüyoruz. Yasal atılması gerekenler bir tarafa ve geciktirilmeden yapılması gerekiyor ama toplumsal bilinç düzeyinde bir sıkıntı var. “

Toplumda son dönemde şiddet meylinin arttığını, siyasetçilerin söylemlerinin de bu şiddet meylini beslediğini ifade eden Yalçınkaya, “Alanda daha çok gördük. Sağlık emekçilerinin de şiddet karşısında örgütlü mücadeleyle birleşmesi gerekiyor. Bugün bu yaşananlara ilişkin Sağlık Bakanı, Ankara Valisi açıklama yaptı. Sağlık emekçilerini şiddetten koruyacak kişi Sağlık Bakanı değil. Sağlık bakanı bu dönemde sağlıkçıların enfekte ve vefatlarına karşı bile önlem alamadı. Bunun yolu sağlık emekçilerinin örgütlü bir şekilde bu saldırılara karşı taraf olmasıdır” diye konuştu.