Ormancılar Derneği: Yanan orman alanları gerçeğinden az bildiriliyor

2020 yılının bitmesine üç buçuk ay kaldığı halde OGM'ye 2 bin 279 adet orman yangını rapor edildi. Türkiye Ormancılar Derneği ise yazılı açıklama yaparak yanan alanların gerçeğinden az bildirildiğini belirtti. Dernek yetkileri ayrıca meslek içinde ehliyet ve liyakat şartlarının uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Google Haberlere Abone ol

Cihan Başakçıoğlu

İZMİR - Yaz aylarının sona erdiği günlerde Orman Genel Müdürlüğü (OGM) verilerine göre 2020 yılının bitmesine üç buçuk ay kaldığı halde daha şimdiden 2.279 adet orman yangını rapor edildi. 23 Ağustos 2020-12 Eylül 2020 tarihleri arasında çıkan/çıkarılan yangınlardan Hatay, Ankara, Kastamonu, Adana ve Osmaniye illerindeki yangınlar oldukça geniş alanlarda etkili oldu.  Türkiye Ormancılar Derneği'nin yaptığı yazılı açıklamada 2020 yılı orman yangını sayısının ve yanan alan miktarının önceki yıllara göre arttığı bir yıl olduğu belirtildi.

Sadece Ankara, Kastamonu ve Antakya’da çıkan yangınlarda yaklaşık 5.000 hektarın, Adana Kozan ve Pozantı ile Osmaniye yangınlarında da 6.000 hektarın üzerinde orman ekosisteminin yandığının tahmin edildiği belirtilen açıklamada, "Önceki yıllarda yanan orman alanı miktarlarının küçük gösterilmeye çalıştığı bilinmektedir.Yanan alanların gerçeğinden az olarak bildirilmesi mesleki güvenilirliği ve saygınlığı azalttığı gibi orman mühendislerinin ve görevli diğer tüm personelin fedakârca çalışmasına gölge düşürmekte, yapılan tüm çalışmaları değersiz ve önemsiz kılmakta hatta itibarsızlaştırmaktadır" denildi.

'OGM SORUMLU KURUM OLARAK ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMALI'

OGM'nin sorumlu kurum olarak üzerine düşeni yapması gerektiği vurgulanan açıklamada, "Türkiye Ormancılar Derneği olarak her orman yangınından dersler çıkarılması gerektiğini ve yangınla mücadelenin söndürülen her yangından sonra başladığını düşünüyoruz" denilerek derneğin talepleri şu şekilde sıraladı.

*Demokles’in kılıcı haline gelen sözleşmeli personel alımlarından vazgeçmesi,

*Orman yangın işçilerini daimî kadroda işlendirmesi,

*Uzmanlaşmaya önem vermesi,

*Yangınlarda görev olan tüm personele sürekli eğitim vermesi,

*Meslek içinde ehliyet ve liyakat şartlarını uygulaması sorumluluğunun gereğidir.

Yanan alanların az gösterilmesinin sebebi kamuoyunca merak edilirken, Türkiye'de ormanların önemi ne, Orman yangınlarının önlenmesi için ne yapılmalı, OGM yetkililerine yapılan çağrı ne gibi önem taşıyor gibi sorular da cevaplarını arıyor. Dernek yöneticileri ile yaptığımız görüşmelerde bu soruların cevaplarını aradık.

GEÇEN YILA GÖRE YANGINLARDA YÜZDE 30-35'LİK BİR ARTIŞ VAR

Ormanlara gereken önemin verilmemesi nedeniyle dünyada bir çok dengenin altı üst olduğunu ifade eden dernek yetkilileri,"Dünya elden gidiyor. İklim değişiklikleri söz konusu. California'daki yangını daha hala söndüremediler. Baktığımızda can damarlarımızın birisi tatlı su diğeri oramanlardır. Tatlı suyu da yaratan yine ormanlardır. Onun için bizim ormanları korumamız ve arttırmamız gerekiyor. İklimsel problemler ancak böyle önlenebilir" ifadelerini kullandı.

Açıklamada bahsedilen yanan alanların verileri ile ilgili yanlış ve eksik gösterilmesi durumuna da değinen yetkililer, "Yanan alanların az gösterilmesinde alttan başlamak gerek. İşletme şefi müdürüne, müdür bölge müdürüne, bölge müdürü genel müdüre o da bakana. Haliyle bakan da cumhurbaşkanına. Yanan alan 200 hektar, 100 gösterelim diyorlar. 100 gösteriyorsun da gençleştirmesini yapacağım, fidan dikeceğim dediğinde iki katı çıkıyor ortaya. Net olmak lazım ki ödenek verilsin çalışmalar yapılsın. Bu tamamen kamuoyunu yanıltmak. Geçen yıla göre yangın sayısında yüzde 30-35'lik bir artış var" dedi.

'KARİYER VE LİYAKATA UYULMUYOR'

Yangınların önlenmesi için personel alımlarının mutlaka liyakata uygun olarak yapılması gerektiğini ve alanında uzman kişilerin uzmanlaştığı noktalarda çalıştırılması gerektiğini vurgulayan dernek yetkilileri şunları söyledi; "96 yıllık bir derneğiz. Bakanlığı da biz kurdurduk, ODTÜ ormanını da biz yaptırdık. Ancak geçmişten bugüne idarelere fikirlerimiz aykırı geldiği için dikkate alınmayabiliyoruz. Güçlü ülkeler güçlü STK'larla yürür. Toplumla birlikte STK'larla hareket edersen daha güvenilir olur. İşçi yetersiz. İşçileri sözleşmeli alıyorlar 3-5 aylığına. Yeni aldıkları personeller, yani orman mühendisi ve benzeri deneyimsiz. Kariyer ve liyakata uyulmuyor. Uzmanlaşmış yıllardır yangına bakan adamı tutup başka yere atıyorsun. Siyasi görüş şu bu denilerek. Bunlar yanlış. Bu işin siyaseti olmaz orman yangınları bu memleketin ciddi sorunudur. Çok sesli olmak güzel sonuçlar da doğurur. Değer vermek lazım"

'EN BÜYÜK ÖNLEM BİLİNÇLİ TOPLUM'

Yangınların çoğunun insan eli ile çıktığını da belirten yetkililer, orman yangınlarının önlenmesi için hem devlet kurumlarının hem de sivil toplum kuruluşlarının üzerine düşeni yapması gerektiğini vurguladı. Dernek yetkilileri, "Yangınların yüzde 88'i insan kaynaklıdır. Kalan kısım yıldırımdan enerji nakil hatlarından olabilir, sabotaj olabilir. İnsan kaynaklı olduğuna göre bilinçlendirme şart. Hala yurttaş piknik ateşi ile gidip piknik yapıyor. Bunun olmaması gerekiyor. Bu da eğitim ve bilinçlendirme ile olacak. Sigarasını arabasında içerken yola atıyor. Yollara çıktığınızda görürsünüz. Maalesef insanlar bilinçsiz. Kamuoyunu bilinçlendirmek lazım. OGM ve bakanlık bunu yapmıyor değil. Kamu spotları yayınlıyor. Tabelalar, uyarılar var ancak yeterli olmuyor. Yangınlarda en büyük önlem bilinçli toplum yaratmak. Bunun için de herkes STK'lar, OGM, herkes el ele verecek" dedi.