73 yaşındaki korona hastası 130 günlük yoğun bakımdan çıktı: Niye herkes maskeli?

Mart ayının sonunda korona virüsü nedeniyle yoğun bakıma alınan 73 yaşındaki hasta 5,5 ay sonra taburcu oldu. Tüm organlarında aşırı tahribat meydana gelen korona virüsü hastası kendine geldiğinde "Neden herkes maskeli" diye sordu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye'deki ilk korona virüsü hastalarından biri olan ve 130 gün yoğun bakımda kalan 73 yaşındaki Oğuz Peker taburcu oldu. Peker, kendine ilk geldiğinde "Trafik kazası mı geçirdim, bana ne oldu? Neden herkes maskeli?" diye sordu.

Peker mart ayında check-up yaptırdı ve hafif bir KOAH başlangıcına rağmen sonuçları iyi çıktı. 11 Mart'ta koronayla ilgili kamuoyuna resmi açıklama yapıldığının ertesi günü sağlık durumu bozulmaya başlayan Peker, bir anda bastıran yoğun halsizlik ve sürekli uyuma isteği dışında ne yüksek ateş ne solunum sıkıntısı yaşadı. Eve gelen hemşireyle sağlık takiplerini yapılan Peker, genel durumu kötüye gitmeye başlayınca evde geçen 11 günlük sürenin sonunda hastaneye kaldırıldı.

KESİNTİSİZ 125 GÜN YOĞUN BAKIMDA KALDI

23 Mart'ta hastaneye getirilen Oğuz Peker'e akciğerde buzlu cam görüntüsünden Covid-19 teşhisi konuldu. Peker, hastaneye yatırıldıktan iki gün sonra da kesintisiz 125 gün süren yoğun bakım ünitesinde tedaviye alındı.

Covid-19 enfeksiyonu tüm organlarında aşırı tahribata yol açan Peker, akciğerleri, karaciğeri, böbrekleri başta olmak üzere çoklu organ yetmezliği yaşadı. Boğazından delik açılarak tedavisi devam eden Peker, yoğun bakımda hemofiltrasyon ve çıkışa yakın dönemde ise hemodiyaliz tedavisi gördü.

Oğuz Peker

Yoğun bakımda geçen kesintisiz 4 ayın sonunda 28 Temmuz'da servis odasına çıkarılan Peker'e, kas zayıflamasına bağlı olarak el kol hareketleri ve yürümesi çok kısıtlandığı için fizik tedavi de uygulandı. Peker, 10 gün sonra kas yırtığına bağlı iç kanama sonucu durumu ağırlaşınca 7 Ağustos'ta yeniden yoğun bakıma alındı. Buradaki 4 günlük tedavinin ardından servis odasına alınan Peker, yaklaşık 1 ay burada kaldı.

Zamanla diyaliz ihtiyacı da kalmayan Oğuz Peker'in nöroloji, nefroloji, enfeksiyon ve yoğun bakım hekimlerinin multidisipliner takibinde tedavisi devam etti.

Doktorların 'survivor' dediği Peker, yaklaşık 5,5 ay sonra, kontrollerine evde devam edilmek üzere, Covid-19'u atlatarak 11 Eylül'de taburcu oldu.

Peker, gözlerini herkesin maskeli olduğu bambaşka bir dünyaya açmanın şaşkınlığını yaşadığını dile getirdi. Peker, kendine ilk geldiğinde "Trafik kazası mı geçirdim, bana ne oldu? Neden herkes maskeli?" diye sorular sorduğunu, tüm bunların nedeninin Covid-19 enfeksiyonu olduğunu öğrendiğinde inanamadığını belirterek, "Aylardır gecesini gündüzüne katarak beni yaşama döndürmede emeği geçen başta yoğun bakım ekibi olmak üzere tüm doktorlara, hemşirelere, hastane personeline ve bu süreçte dualarını ve desteğini esirgemeyen tüm sevenlerime sonsuz minnet duyuyorum" ifadelerini kullandı.

'HANGİ TEDAVİ İLE İYİLEŞTİ BİLMİYORUZ'

Oğuz Peker'in kızı Özge Peker, babası yoğun bakımdayken annesinde de halsizlik olduğunu, kendisinin de boğaz ve eklem ağrıları yaşadığını belirterek, "Hastaneye gitmeyip kendimizi ayrı evlerde karantinaya aldık. Yoğun bakımda yaklaşık 2 ay babamı hiç göremedik. Her gün telefonda doktorlardan bilgi alıyorduk. Son derece inişli-çıkışlı bir süreçti" dedi.

İmmün plazma tedavisi haberlerinin kendilerinde çok büyük umut olduğunu dile getiren Özge Peker, "Ama hangi tedavi ile iyileşti onu bilemiyoruz. Tek bildiğim babamı yaklaşık 2 ayın sonunda yoğun bakım camının arkasında uyutulur vaziyette ilk gördüğümde tarifsiz duygular içerisindeydim. Sonra yavaş yavaş iyileşme evresine geçtik" ifadelerini kullandı.

Yoğun Bakım Sorumlusu Prof. Dr. Lütfi Telci de, Peker'in Türkiye'de ilk immun plazma tedavisi yapılan hastalardan biri olduğunu belirten Telci, şöyle konuştu:

"İki kez immun plazma verdik. Tedavinin yararlı veya zararlı olduğuna ilişkin bir bilgilendirme yapmadık. Zira ilk kez uygulanıyordu. Oğuz Bey Covid enfeksiyonun yol açtığı septik şok, ağır akciğer hasarına bağlı akut solunum yetersizliği ve devamında çoğul organ yetersizliklerinin en ciddi formlarını yaşadı, tedavi sürecinin her günü, her anı sorunluydu ve buna bağlı olarak da tedavi süreci zorluklar altında aşıldı" (AA)