Ankara Barosu: Avukatların lekelenmeme hakkı ihlal edildi

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından avukatlara yönelik başlatılan soruşturmaya ilişkin açıklama yapan Ankara Barosu, “Soruşturma dosyası kapsamında şüphelilere sorulan ve kamuoyuna da yansıyan bazı sorular şüpheli avukatların doğrudan mesleki faaliyetleri ile ilgili olup avukatlık görevini icra ederken işlerini yaptıkları müvekkilleri ile özdeşleştirildiklerini ve delillerden yola çıkarak şüpheli/sanığa ulaşılması gerekirken varsayımlarla şüpheli belirleyip şüpheliden delile ulaşmaya çalışıldığını göstermektedir” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından 48’i avukat 60 kişi hakkında ‘Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak’ suçlamasıyla soruşturma başlatıldı.

11 Eylül tarihinde 24 ayrı avukat işyeri adresinde arama yapılacağının taraflarına bildirildiğini belirten Ankara Barosu soruşturma sürecine dair yaptığı açıklamada, “Gerek arama ve el koyma işleminde yaşanan hukuka aykırılıklar, gerekse uygulanan diğer soruşturma işlemlerinden delilden sanığa ulaşma ilkesinin ve avukatların görevlerini icra etmeleri nedeniyle müvekkilleri ile özdeşleştirilmeyeceği kuralının ihlal edildiği yönünde oluşan kanaat nedeniyle soruşturmanın gizliliğini ihlal etmemek kaydı ile yaşanan süreç hakkında kamuoyunu bilgilendirmek ve yaşanan hak ihlalleri bakımından yasal başvuruların yapılması gerekliliği doğmuştur” dedi.

‘LEKELENMEME HAKKI İHLAL EDİLDİ’

Arama ve el koyma işlemlerinde Avukatlık Kanunu’nun 58. Maddesi ile CMK’nın 13. Maddesi kapsamında belirlenen kuralların ihlal edildiğini belirten Ankara Barosu, ihlallere dair şunları kaydetti:

  • 1136 sayılı Avukatlık Kanunu 58/1. maddesi amir hükmü hilafına şüpheli avukatların ev aramaları baro temsilcisi çağrılmadan yapılmış, açık yasa ihlali gerçekleşmiştir. Avukatlardan edinilen bilgiye göre ev aramaları saat 05.15 sularında başlamış, onlarca adreste şüphelilerin müdafilerine ya da Avukat Hakları Merkezi’ne ulaşmasına izin verilmeden telefonlarına el konulmuştur.
  • Gizlilik kararı olan soruşturma dosyasında tespit edilebildiği kadarıyla 3 ayrı arama mahalline henüz baro temsilcisi ya da aramada görevli savcı dahi gelmeden basının geldiği görülmüştür. Basının görüntü almaması konusunda şüpheliler talepçi olmuş ise de görüntü alma işlemine göz yumularak lekelenmeme hakkı ihlal edilmiştir.
  • Arama kararında da özel hüküm olmasına rağmen el koyma sırasında 5271 sayılı CMK’nın 130/2 hükmüne riayet edilmemiştir. Gelişigüzel gerçekleştirilen delil poşetlemesi konusunda arama tutanaklarına talepte bulunulmuş, şerh düşülmüştür.
  • Dijital veri, bilgisayar, hard disk ve flash bellek imajları mahallinde alınabilecekken doğrudan el koyma yoluna gidilmiştir. İçeriği tetkik edilip, suçlama ile ilgisinin tespiti halinde el koyma işlemi yapılması gerekirken bu tespit yapılmaksızın yapılan el koyma işlemi hukuka açıkça aykırı olduğu gibi el koyulan ya da incelenen eşyalar itibariyle müvekkil-avukat gizliliği ve kişisel veriler noktasında suç, suçlama ya da soruşturma ile hiç ilgisi olmayan 3. kişilerin de hakları ihlal edilmiştir.

‘ADİL YARGILANMA İLKESİNİN İHLALİ’

Baro temsilcisi avukatların itirazlarına rağmen hukuka aykırı işlemler ve hak ihlalleri yaşandığını, Avukat Hakları Merkezi tarafından arama tutanaklarına şerh düşüldüğünü belirten Ankara Barosu açıklaması şu ifadelerle sürdü:

“Avukatlar hakkındaki arama ve el koymanın özel olarak düzenlenmesinin sebebi, avukatın yargı görevini yerine getirirken bağımsız savunmayı serbestçe temsil etmesi, yaptığı görevin kamu hizmeti olması, sır saklama yükümlülüğü ve her şeyden önce savunma hakkının korunması içindir. Bu hükümlere riayet edilmemesi elde edilen delilleri ve bu deliller doğrultusunda yapılan bütün soruşturma işlemlerini hukuka aykırı hale getireceği gibi adil yargılanma ilkesinin de çok açık ihlalidir. Avukat soruşturmaları için getirilen özel hükümlerin avukatlara tanınmış bir ayrıcalık değil, yurttaşların hak ve özgürlüklerinin korunması için zaruret olduğu bilinciyle hukuka aykırı olarak yürütülen işlemlerle ilgili gerekli yasal başvuruların baromuz tarafından yapılacağını kamuoyunun bilgisine sunarız.”

‘MÜVEKKİLLERİ İLE ÖZDEŞLEŞTİRİLDİKLERİ ANLAŞILMAKTADIR’

Açıklamada, “İfade alımında şüpheli avukatlara yöneltilen bazı sorulardan avukatların görevlerini icra etmeleri nedeniyle müvekkilleri ile özdeşleştirildikleri anlaşılmaktadır” ifadelerine yer veren Ankara Barosu şunları kaydetti:

"Soruşturma dosyası kapsamında şüphelilere sorulan ve kamuoyuna da yansıyan bazı sorular şüpheli avukatların doğrudan mesleki faaliyetleri ile ilgili olup avukatlık görevini icra ederken işlerini yaptıkları müvekkilleri ile özdeşleştirildiklerini ve delillerden yola çıkarak şüpheli/sanığa ulaşılması gerekirken varsayımlarla şüpheli belirleyip şüpheliden delile ulaşmaya çalışıldığını göstermektedir. Havana kuralları başta olmak üzere avukatlık mesleğinin gereği gibi yürütülebilmesi ve bağımsızlığı amacıyla benimsenen, ulusal ve uluslararası mevzuat ve AİHM içtihatları ile güvence altına alınan ‘avukatın müvekkili ile özdeşleştirilmesi yasağı’nı yok saymak son derece vahim olup, vatandaşın savunma hakkını yok saymak, hukuk devletini yok saymak demektir. Adil yargılanma ilkesinin en önemli teminatını işlevsiz hale getirmek demektir. Avukatın mesleki faaliyetinin sorgulanması için gözaltına alınması gibi bir hukuk devletinde tartışmasının dahi yapılamayacağı hukuk dışı ve suç teşkil eden bir uygulamanın konuşuluyor olması dahi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na hiç zaman geçirmeksizin dosyadaki gizlilik kararını kaldırmak, şeffaf şekilde yürüteceği soruşturmayı hızla sonuçlandırmak, hak ihlallerine hemen son vermek ve süreçte sorumluluğu bulunanlarla ilgili resen işlem yapmak ve kamuoyunu aydınlatmak sorumluluğunu yüklemektedir."

Yeneroğlu: Soruşturmalar hukuka aykırı

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu da, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen soruşturma kapsamında avukatların gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Yeneroğlu, “Savundukları şüpheli ve sanık eylemleri kapsamında avukatların sorumlu tutulmaları hukuken kabul edilemez” dedi.

Ankara merkezli 7 ilde düzenlenen operasyonlarda 48 avukat ve 7 stajyer avukatın gözaltına alındığını hatırlatan Yeneroğlu, “Avukatlar hakkında “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçu kapsamında arama, el koyma ve gözaltı kararı verilmiştir. Bu kararlar ile yargının asli unsuru olan avukatlar hakkında bir nevi terör soruşturması başlatılmıştır. Avukatların yargılamalardaki rollerine ilişkin temel prensiplere göre, avukatlık faaliyetlerinin güvencesi kapsamında, avukatlar görevlerini icra etmeleri nedeniyle müvekkilleriyle veya müvekkillerinin davalarıyla özdeşleştirilemezler. Bununla birlikte evrensel ceza hukuku kurallarına göre, suçun şahsiliği ilkesi açısından da savundukları şüpheli veya sanığın eylemleri nedeniyle sorumlu tutulamazlar” ifadelerine yer verdi.

‘SORUŞTURMA ESAS VE USUL YÖNÜNDEN HUKUKA AYKIRI’

“Avukatları, şüpheli ve sanıkları savunmaları kapsamında sırf mesleki uygulamaları nedeniyle cezalandırma amacı gütmek, açıkça hukuku ayaklar altına almaktır” diyen Mustafa Yeneroğlu, şunları söyledi:

Mustafa Yeneroğlu.

“Savunmanın temsilcisi olan avukatları, savunma hakkı kapsamında görevlerini yerine getirdikleri şüpheli ve sanıkların eylemleri doğrultusunda terör örgütü üyesi olmakla itham ederek yapılan bu soruşturmalar, gerek usul gerekse de esas açısından hukuka açıkça aykırıdır. Yargının bağımsız ve tarafsızlığını sağlamakla yükümlü makamların, savunmanın yok edilmesi sonucunu doğuracak işlemlerden kaçınması gerekir. Bu minvalde, özellikle terör soruşturmalarında mevzuatımızda yer alan suç tanımlarının esas alınması, şüpheli ve sanık eylemlerinin kendilerini savunan avukatlara teşmil edilmek suretiyle genişletilmemesi gerekir.” (DUVAR)