Samsun Tabip Odası Başkanı Funda Furtun: Korona virüsünün meslek hastalığı olması gerekiyor

Samsun Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Funda Furtun, Samsun’da günde ortalama 400 yeni vaka olduğunu tahmin ettiklerini ve sayılar düşük açıklandığı için halkta durum iyiymiş algısı oluştuğunu söyledi. Furtun, sağlık çalışanları ölümleriyle ilgili, "Ölümler iş kazası kapsamına alınmıyor. Virüsü sağlık çalışması esnasında kaptığını ispat etmesi gerekiyor. Bunu yapmak oldukça zor. Bu nedenle korona virüsünün meslek hastalığı olması gerekiyor" dedi.

Google Haberlere Abone ol

Haydar Öztürk

SAMSUN - Uzman Doktor Funda Furtun, Samsun Tabip Odası’nın ağustos ayında yapılan olağan genel kurulunda oda başkanlığına seçildi. Eşi Op.Dr. Kamil Furtun'u 2015 yılında görev yaptığı hastanede silahlı saldırı sonucu kaybeden Funda Furtun, Samsun'daki ilk kadın tabip odası başkanı oldu. Funda Furtun, korona virüsü salgını süreci, sağlık çalışanlarının yaşadıkları sorunlar, korona aşısı ve normalleşme sonrası artış gösteren vakalarla ilgili Gazete Duvar'ın sorularını yanıtladı. Haziran ayından sonra yasakların gevşetilmesi nedeniyle vakalarda yeniden artış yaşandığını söyleyen Furtun, açıklanan rakamlar nedeniyle de halkın durumu ciddiye almadığını söyledi.

‘VEFA BORCU GİBİ KABUL ETTİM’

Samsun Tabip Odası Başkanlığı’na neden aday oldunuz?

2000-2002 yılları arasında yönetim kurulunda çalışmıştım. Ve eşimin vefatından sonra zor zamanlarımda, en ağır günlerimde, Samsun sağlık camiası ve Türkiye çapında bir reaksiyon oldu, sahip çıktılar olaya. Bu, bana ve aileme büyük bir güç verdi. Başkanlığı bana teklif ettiklerinde yapmam gerektiğini düşündüm ve kabul ettim. Seçimi olağanüstü bir süreçte yaptık. Bunu bir vefa borcu gibi kabul ettim.

‘HALKTA DURUM İYİYMİŞ GİBİ ALGI OLUŞTU’

Korona virüsü salgınında şu an ne durumdayız?

Funda Furtun

Sahada çalışan arkadaşlarımızdan, diğer tabip odalarından çeşitli veriler alıyoruz. Pandemi sürecinde dolulukları takip ediyoruz. Maalesef ki korona virüsü salgını tüm Türkiye'de olduğu gibi Samsun'da da artarak devam ediyor. Bu, günlük veri tablosuna pek fazla yansımıyor. Bunun bir nedeni PCR test pozitifliğinin korona virüsü hastalarının yüzde 40'ında pozitif olması. Dolayısıyla tablodaki rakam daha az görünüyor. Samsun'da da oldukça fazla vaka var ve bu da endişe verici. Haziran ayına kadar bir yasaklı dönemimiz vardı, bütün hastaneler pandemi servisiydi. Bütün sağlık çalışanları eşit oranda bu mücadeleye başladılar. Gayet güzel kontrol altına alındı ama haziran ayından sonra yasaklar çok hızlı bir şekilde kaldırıldı. Seyahat yasakları kalktı, düğünler, dernekler, asker uğurlamaları, toplu ibadetlerde sosyal mesafe ortadan kalktı. Yasaklar kaldırılınca bu durum kişilerin inisiyatifine bırakıldı. Tabloda yansıyan rakamlar oldukça düşük, halkımız bunu algılayamıyor. Yani durum çok iyiymiş gibi bir algı oluşturuldu ama değil. Halk bunu algılayamadığı için kurallara uymuyor. Ciddiye almıyor, yok sayıyor.

‘TESTİ NEGATİF HASTA SAYISI DAHA FAZLA’

Korona virüsü konusunda vatandaşta duyarlılık var mı?

Tanı almış bir insan, ama testi negatif çıkmış. Karantinada olması gerekirken, testi negatif çıktığı için doktor doktor geziyor. Kabullenmiyorlar. Korona hastası test pozitif demek değil, testi negatif olan hasta sayısı daha fazla. Şu dönemde ateşi, öksürüğü, nefes darlığı olup korona hastası ile teması olup korona ön tanısı almış hastaların, bu izolasyon kurallarına uymaları ve karantinaya girmeleri gerekiyor. Samsun’da en son 262 kişi seyahat yapmak üzereyken yakalandı. Bunlar çevrede dolaşıyorlar, hastane hastane gezip insanları enfekte yapmaya devam ediyorlar.

‘GÜNDE 400 VAKA OLDUĞUNU TAHMİN EDİYORUZ’

Şu an Samsun'da durum nedir?

Samsun’daki hasta sayısı bilgilerine ulaşamıyoruz. Biz sadece hastanelerin doluluk oranlarını biliyoruz. Bu konuda sadece bir tahmin yapabiliyoruz. Samsun Gazi Hastanesi, Eğitim Araştırma Hastanesi, Tıp Fakültesinde ki yatak sayılarını takip ettiğimizde, ortalama günde 400 yeni vaka olduğunu tahmin ediyoruz. Bunların bir kısmı evlerine gönderiliyor. Pandeminin başında testi pozitif olsun negatifi olsun, bütün hastaları hastaneye yatırıyorduk, şimdi bu daraltıldı. Çünkü hasta sayısı çok arttı. Servis sayısı azalınca hastalara ayaktan tedavi verilmeye başlandı bu da hastaların serbest dolaşımına neden oldu ve vakalar arttı.

Korona virüsüne yakalanan kaç sağlık çalışanı oldu? Kaçı vefat etti?

Aynı hastane içinde sağlık çalışanlarının hastalanmasını dahi çok zor takip ediyoruz. Son günlerde özellikle hekimlerimizin ölmesi bizleri üzüyor. Son sekiz günde 8 doktorumuzu kaybettik. Her gün bir kişi ölüyor bu bizi çok üzüyor.. Zaten sürecin başından beri sağlık çalışanları çok yorulmuş ve tükenmiş durumda. Son iki hafta içinde, 15 tane hekim bazında Samsun’da hasta olduğunu biliyoruz. Samsun’da doktor kaybı olmadı. Hasta olan arkadaşlarımızdan bir tanesinin durumu sıkıntılı ama yoğun bakıma alınmadı. Virüs yükü arttıkça, insanlar sürekli dolaştıkça, bizim hastalanma oranımızda artacaktır. En son hekim kaybı 33 civarında. Bu konuda sağlık çalışanlarının şöyle bir mağduriyeti var: Ölümler iş kazası kapsamına alınmıyor. Virüsü sağlık çalışması esnasında kaptığını ispat etmesi gerekiyor. Bunu yapmak oldukça zor. Bu nedenle korona virüsünün meslek hastalığı olması gerekiyor. Sağlık çalışanlarının sağlıklı olmalarını istiyoruz, periyodik taramalarının yapılmasını istiyoruz. Kayıplara engel olmak için riskli bölgelerde çalışan sağlık çalışanlarının taramalarının yapılmasını istiyoruz. Pandeminin başından beri sağlık çalışanlarının korona virüsü taramaları yapılmadı. PCR testi hiç yapılmadı.

‘ZATÜRRE VE GRİP AŞISI KORONAYA KARŞI KORUMA SAĞLAMAZ’

Hastalığın tedavisi, zatürre aşısı ve sarımsak konusunda vatandaşın kafası karışık. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Korona tedavisinde bilimin ispat ettiği ilaçların dışında her türlü geleneksel tuzlu su, alkol gargaraları, sarımsak yemek bunlara biz itibar etmiyoruz. Biz çalışmalarla kanıtlanmış ilaçlara itibar ediyoruz. Ben de pandeminin başında hastaları tedavi ederek bire bir yaşadım. Vatandaşlarımızdan da bu bilgilere itibar etmemeleri istiyoruz. Aşılar konusunda zatürre aşısı ve grip aşısı korona virüsüne karşı koruma sağlamaz, böyle bir algı oluşturuldu. Genç, sağlıklı bir insanın zatürre aşısı olmasına gerek yok. 65 yaş üstü hastalara uygulanır, kronik hastalığı varsa zatürre aşısı uygulanır. Grip aşısı ise temas riski yüksek olan yerlerde çalışanlara önerilir. Öyle bir algı yaratıldı ki, bu aşıları olursak koronadan korunuruz. Bu yanlış bir şey.

‘DOMUZ GRİBİ DAHA ÖLÜMCÜLDÜ’

Bir sağlık çalışanı olarak korona virüsü salgını sizde nasıl bir etki bıraktı?

Ben enfeksiyon hastalıkları uzmanıyım. 31 yıllık meslek hayatım var. İlk defa salgın görmüyoruz. Bundan önce domuz gribi, kırım kongo kanamalı ateşi ve farklı salgınlar ve mevsimsel salgınlar yaşadık. Özellikle domuz gribi salgını meslek olarak etkilendiğim bir salgındı. Domuz gribi genç hastaları öldürdü, koronaya göre ölüm oranı daha yüksekti. Allah'tan kısa sürdü ve bir pandemi yaratmadı. Bu, hiç bilmediğimiz bir virüstü. Nasıl bir hastalık yaptığını bilmiyorduk, tedavisi konusunda netleşmiş bilgiler yoktu. İlk hastalarımız yattığında ben de herkes gibi panikledim, endişe duydum. Zaman geçtikçe ve tedavileri uyguladıkça olaya vakıf olduk, o konudaki tecrübesizliğimiz gitti. Daha önce olmayan bir virüs. Bütün dünyayı etkiledi.

‘AŞI 2021’İN BAŞLARINDA ÜRETİME SUNULUR DİYE UMUYORUM’

Korona virüsü aşı çalışmaları için neler söyleyebiliriz?

Aşı konusunda umut veren gelişmeler var. Dünya Sağlık Örgütü’nün 39 tane FAZ3 aşamasında, 140 tane de araştırma safhasında aşı çalışması var. Bu FAZ3 aşamasında olanlardan bir tanesini çok önemsiyorum. Bu aşı FAZ3 aşamasında ve Türkiye'de bu çalışmanın içinde. Eylül ayının 10'una kadar başvuruları bitirecekler, 10 bin ile 100 bin arasında denek ile denenecek. Bu aşı 2021 yılının başlarında, mart ayına kadar üretime sunulur diye umuyorum. Aşıyı yapan firmanın başında da bir Türk var. Uğur Şahin. Bunun dışında ABD'nin İngiltere'nin Çin'in aşı çalışmaları var. Türkiye'nin de aşı çalışması var. Bir aşının bulunup üretime geçme süresi uzundur. Pandemi nedeniyle bu işler hızlandı. Rusya'nın aşısı erken açıklandı, FAZ1 sürecinde olan bir aşıyı açıkladılar.

‘EŞİMİN NEDEN ÖLDÜRÜLDÜĞÜNÜ HALA BİLEMİYORUZ’

Son olarak eşiniz doktor Kamil Furtun'u sormak istiyoruz?

Eşim 2015 yılında görev yaptığı hastanede uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Bu olay bizi çok derinden yaraladı. Hastane ile ilgisi olmayan ama hastane içinde gezen bir kişi tarafından bu saldırı yapıldı. Neden öldürüldü, saldırının sebebi neydi hâlâ bilmiyoruz. Eşim can kurtardığı masada şehit oldu. Saldırıyı yapan kişi hastanede silahla geziyormuş ve hiç kimse bunun için bu kişiye yönelik önlem almamış. Benim eşim neden öldürüldü? Halen bilemiyoruz. Saldırıyı yapan kişi yargılandı ve hapis cezası aldı. Aile olarak biz de hastane yönetiminde 11 idareciye ihmal davası açtık. Bu dava Türkiye'de bir ilktir ve halen devam etmektedir.

Ne olmuştu?

İsmail Koyun isimli saldırgan tarafından düzenlenen silahlı saldırıda hayatını kaybeden Op. Dr. Kamil Furtun'un ismi, olaydan sonra görev yaptığı Samsun Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Hastanesi’ne verilmiş, hastane bahçesine de heykeli yapılmıştı. Katil zanlısı İsmail Koyun ise yargılandığı olayda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almıştı.

Etiketler Samsun korona PCR furtun