'Diyarbakır surlarındaki restorasyon bir felaketle bitebilir'

Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediyesi kayyımı Münir Karaloğu, surlarda restorasyon çalışmalarına başlanacağını duyurdu. Restore edilecek burçlara iskeleler kuruldu. Ancak önceki restorasyon çalışmalarının surlara zarar verdiğine tanıklık eden kentin sivil toplum kurumları durumdan endişeli. Diyarbakır Mimarlar Odası Eşbaşkanı Selma Aslan, projeden haberdar olmadıklarını ve kendilerinden öneri alınmadığını belirterek, “Projenin takipçisi olacağız ve edindiğimiz bilgileri kamuoyu ile paylaşacağız” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Geçen ay tarihi surlarda inceleme yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi kayyımı Vali Münir Karaloğlu, restorasyon çalışmasına başlanacağını duyurdu. Karaloğlu, “Diyarbakır halkına ve kültürle tarihle ilgilenen bütün dünya insanlarına, ikinci müjdemiz de Büyükşehir Belediyesi olarak bütçesi Diyarbakır Valiliği Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığı Kültür Varlıkları Fonu (YİKOB) tarafından karşılanan Urfa Kapıdan Yedi Kardeş burcuna kadar olan 6 burcun restorasyonunu kapsayan bir restorasyon ihalesi yaptık. Bugün de sözleşmesini imzaladık. Büyükşehir Belediyesi olarak yaptığımız ihalenin ihale süreçleri tamamlandı. Bugün müteahhit ile sözleşme imzaladık, inşallah en kısa zamanda yer teslimi yaparak Urfa Kapı’dan başlayarak restorasyon işine başlayacağız” ifadelerini kullandı.”

Tarihi Diyarbakır surlarının bakımsız bırakıldığı biliniyor. Öte yandan kentte yapılan restorasyon ve rehabilitasyon gibi çalışmalarının alanı tahrip etmeden, özgün ve otantik yapısını koruyarak, bütünlüklü bir yaklaşımla gerçekleştirilmediği de biliniyor.

Örneğin, Diyarbakır’ın tarihi surlarını 2015 yılında Dünya Miras Listesi’ne alan UNESCO, yapılan restorasyon çalışmalarını denetlemek üzere uzman görevlendirdi. Surlarda restorasyona 2014 yılında başlanmıştı ve kente 2015 yılında gelen uzmanın hazırladığı rapor, restorasyon çalışmasının surların üzerindeki arkeolojik izleri yok ettiğini tespit ediyordu. UNESCO, Kültür ve Turizm Bakanlığı aracılığıyla restorasyonu durdurdu. UNESCO tarafından restorasyon yerine surların bütün olarak korunması için konservasyon yapılması ve bilim kurulu oluşturularak, master plan hazırlanması istendi.

SURLARA TERAS YAPTIRILDI

Cumhurbaşkanı’nın seçim vaatlerinden biri, her şehirde bir Millet Bahçesi yaptırmaktı. Diyarbakır’da Millet Bahçesi projesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalar ve TOKİ’nin ihalesiyle 6 ayda tamamlandı.  Fiskaya’da yapımına başlanan proje, iş bitirildikten sonra Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’na başvuruldu. Yapılan başvuruya Koruma Kurulu’nun verdiği yanıt ile projenin izinsiz yapıldığı ortaya çıktı.

Oysa daha projeye başlanmadan Diyarbakır Mimarlar Odası şu soruları sormuştu: UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunan tarihi surlar ile koruma bandı içerisinde kalan 150 dönümlük alanda yapılan “Millet Bahçesi” projesi hayata geçirilmeden önce Diyarbakır Mimarlar Odası, Diyarbakır Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne şu soruları sormuştu: “Söz konusu proje için kültürel etki değerlendirme raporu hazırlanmış mıdır? Proje yapımı öncesinde arkeolojik herhangi bir kazı ya da benzeri bir çalışma yapılmış mıdır? Projenin uygulaması aşamasında Tabiat ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ya da benzeri kurumlardan uzmanların görüşü alınmakta mıdır? Müşavir firmada bu projede görevlendirilmiş uzman arkeolog istihdam edilmekte midir?”

HANGİ KURUM SUÇLU?

Müdürlük, “Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 19.09.2017 tarih ve 5054 sayılı kararı ile onaylanmıştır” cevabını verdi. Uzmanların tepkisine rağmen kepçelerle tarihi alanda kazılar yapılmıştı. Tarihi surların dibi kazılarak teraslama için istinat duvarları örülmüştü. Fiskaya tarafında bulunan sur beden duvarındaki açıklığa demirler çakılarak balkon yapılmıştı. Araç trafiğine de açılan bölgede ağaçlandırma ve sulama için tesisat döşenmişti. Tarihi dokuda yaratılan onca tahribata rağmen “Onayı var” diyen Koruma Kurulu’nun hiçbir denetimde bulunmadığı öğrenilmişti.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 24 milyon harcadığı projeyi bitirdikten sonra Koruma Kurulu’na başvurduğu daha sonra anlaşılacaktı. Koruma Kurulu “Millet Bahçesi işi kapsamında sunulan uygulama projesi ve izinsiz uygulamalara ilişkin” şeklinde ifade ettiği proje ile ilgili aldığı kararları 8 madde şeklinde sıralayacaktı.

Dönemin Mimarlar Odası Başkanı, “2020 yılında UNESCO heyeti geleceği için Koruma Kurulu kendini aklamak adına bu yapılan yanlış uygulamaları ‘benim haberim yoktu’ ya da ‘şerhim var, itirazım’ var algısı yaratmak adına şu an bir itirazda bulunmuş. Bizim o dönem yaptığımız itirazları madde madde yazmış, bunların dönüşmesi gerekir şeklinde bir uyarı yazısı göndermiş. Oysa bu işi yaparken bu suçu iki kurum birlikte işledi.  Biz de üçüncü taraf olarak itirazlarımızı yaptık ama dikkate alınmadı. Şu an kültürel mirasa ciddi bir tahribat yapıldı” şeklinde açıklama yapmıştı.

Sonuç olarak surlara monte edilen teraslar kaldırıldı ama Millet Bahçesi bütün arızalarıyla yerli yerinde duruyor.

KAYYIMLAR BİLGİ PAYLAŞMIYOR

Surlara iskele kuruldu bile.

Kayyım Karaloğlu, “Buradan Diyarbakır halkına bir müjde vermek istiyorum” diyerek surlarda restorasyon çalışmalarına başlandığını duyurdu. Bu müjdeyi vermeden önce konuyla ilgili kurumlarla görüşmüş müydü? Onların önerilerini almış mıydı? Projeyi işinin ehli bir firma mı yürütüyor? Bu soruları Diyarbakır Mimarlar Odası Eşbaşkanı Selma Aslan’a sorduk.

Surların restorasyonu ile ilgili ihale yapıldı ve çalışmalara başlandı. Restorasyon projesi kentin dinamikleriyle paylaşıldı mı? Mesela Mimarlar Odasına proje ile ilgili bilgi verildi mi?

Diyarbakır Mimarlar Odası Eşbaşkanı Selma Aslan

Restorasyon projeleri veya ihale ile ilgili kentin dinamikleri ile herhangi bir paylaşım olmamıştır. Başta kentin mimarlık alanına giren konuları olmak üzere bu kentin bütün sorunları hakkında duyarlılığı olan bir kurum olarak yapılacak proje ve çalışmalarda görüşlerimizin sorulması ve teknik birikimimiz çerçevesinde sunacağımız katkıların önemli olacağını belirtmek gerekir. Fakat ne yazık ki özellikle atanan kayyımlardan sonraki süreçte bu çalışma dahil olmak üzere birçok konuda kurumlar bu bilgi paylaşımını yapmıyorlar. Kayyımlardan önceki dönemde Kent Konseyi’nde veya Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bünyesinde Diyarbakır surları ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Mirası üzerine oluşturulan Alan Yönetimi Başkanlığı vardı. Bu alanda yapılan çalışmalarda Mimarlar Odası başta olmak üzere ilgili odalardan ve STK’lerden görüş ve öneriler alınırdı. Ancak şu an yapılan çalışmalara davet edilmediğimiz gibi herhangi bir bilgi de verilmemektedir.

PROJE HAKKINDA KENTİN BİR BİLGİSİ YOK

Projeyi hangi kurum ya da kişi hazırladı? Bu konuda bilginiz var mı?

Kültür bakanlığınca yaptırılmış ve Diyarbakır Koruma Kurulu’nu onayı ile yapıldığını düşündüğümüz projelerin kimler tarafından hazırlandığı bilmiyoruz. Bizler de konuyu kamuoyuna yansıttıkları kadarıyla biliyoruz. Restorasyon projelerini hazırlamak için belirli yeterlilikte bazı koşulları sağlamak gerekiyor, dolayısıyla projelerin hangi kurum veya kişi tarafından hazırlandığını henüz öğrenemedik.

İhale nasıl yapılmış?

Edindiğimiz bilgilere göre Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından açık ihale usulü ile ihalesi yapıldı. İhaleye kaç firma katılmış yeterlilikleri nelerdir bilmiyoruz.

RESTORASYON İÇİN UZMAN KİŞİLER LAZIM

.

Projenin restorasyon konusuna vakıf kurumların ve tarihçi vb şahısların önerileri doğrultusunda hazırlandığını söylemek mümkün mü?

Restorasyon projelerini hazırlayacak ve uygulamasını yapacak kişi veya kurumların belirli deneyim ve yeterlilikte olması gerektiğini biliyoruz. Restorasyon konusuna vakıf mimar, mühendis, arkeolog, sanat tarihçisi, restoratör gibi teknik yeterlilikte ve konusunda uzmanlaşmış kişilerce bu projeler hazırlanmalıdır. Hatta bu çalışmalar ilgili konuda uzmanlaşmış bir Bilim Kurulu danışmanlığında yürütülmelidir. Umarız ki proje çalışmaları alanında uzman kişilerle gerçekleştirilmiştir. Aksi taktirde Unesco Dünya Mirası Listesinde yer almış Diyarbakır Surları gibi çok önemli bir kültürel mirasın restorasyonunda olabilecek olumsuzlukların kabul edilemez olduğunu ve ciddi sorumlulukları olduğunu vurgulamak gerekiyor.

Türkiye’de birçok restorasyon çalışmasının çok kötü sonuçları olduğunu biliyoruz. Surlarla ilgi yapılan yeni restorasyon çalışmasıyla ilgili sizin böyle kuşkularınız var mı?

Restorasyon çalışmalarının bazı dönemlerde çok kötü sonuçlandığını ve eserlere ciddi zararların verildiğine şahit oluyoruz. Bunun başlıca sebepleri de ihalelerin bazı yöntemlerle konusunda yeterli olmayan kişilere verilmesinden kaynaklı diyebiliriz. İhaleler şeffaf bir şekilde yapılması ve konusunda uzman kişilerce projeler hazırlanması gerekiyor. Restorasyonu yapacaklar yeterlilik kazanmış deneyimli kişilerden oluşmalı ve rekabet koşulları sağlanması da çok önemlidir. Önce projeler ve sonrasında uygulamalar kontrol edilebilir, kent dinamiklerinden veya ilgili odalarda konuya vakıf kişilerin de takibine açık yapılması durumuna restorasyonun daha sağlıklı olabileceğini söyleyebiliriz. Fakat Türkiye’de işleyiş bu şeffaflıkta olmadığı için elbette ki kaygılarımız bulunmaktadır ve kuşku duyduğumuzu söyleyebilirim.

Sonuç olarak Diyarbakır Surlarının bir bölümünü kapsayan bu restorasyon çalışmalarının doğru ve sağlıklı olması noktasında takipçisi olacağız. Ayrıca binyıllarca yaşayıp gelen çok önemli bir kültürel miras yok olma tehlikesi yaşıyor. Kendi kaderine terk edilen surların kent dinamiklerinden veya ilgili odalarda konuya vakıf kişilerin de içinde olacağı daha kapsamlı bir restorasyonun da ihtiyaç olduğunu belirtiriz.

ÇALIŞMALARI TAKİP EDECEĞİZ

Konuyla ilgilenen STK’lar, kentin dinamikleriyle ortaklaştırılmayan ve nasıl bir sonuç vereceği bilinmeyen proje ile ilgili ne yapabilir? Yani hepimiz projenin sonuçlarını mı bekleyeceğiz?

Aslında daha öncede belirttiğimiz gibi biz Mimarlar odası olarak işin takipçisi olacağız. İlerleyen zamanlarda İKK (TMMOB İl Koordinasyonu) olarak yapılan çalışmaları takip edip bu konuda kamuoyu duyarlılığı geliştirilir. Henüz yeni çalışmalara başlandığından (şantiye kurum aşamasında) bizler de tam olarak bilgi edinemedik. Elbette ki kent dinamikleri ile ortaklaşmayan ve ilgili mesleki odalarla birlikte yürütülmeyen bu çalışma bizleri kaygılandırıyor. Ancak umut ediyoruz ki çalışmaların bütün aşamalarının uzman profesyonel ekiplerce yapıldığıdır. Tabi ki şimdiden bir şey ifade etmek zor ancak proje revizyonunda imalatların değiştirilmesine kadar yapılabilecekler bir dizi çalışmasa olabilir.