AHEF İkinci Başkanı Eryazğan: Telefonla filyasyon mücadeleye katkı sağlamıyor

Aile Sağlığı Merkezleri (ASM), korona virüsü vakalarının artmasıyla filyasyon çalışmaları için daha çok mesai harcıyor. Telefonla yürütülen ve sözlü beyana dayanan filyasyon çalışmasının bilimsel bir yöntem olmadığını belirten hekimler, uygulamanın işlevsiz olduğunu savunuyor. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) İkinci Başkanı Dr. Hacı Yusuf Eryazğan, “Hekimlik mevzuatında ya da tıbbi literatürde uzaktan telefonla bağlantının çok yeri yok. Bu şu anda kabul edilen bir muayene yöntemi de değil” diyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Sağlık hizmetlerinin birinci basamağında yer alan Aile Sağlığı Merkezleri (ASM), korona virüsü vakalarının artmasıyla filyasyon çalışmaları için daha çok mesai harcıyor. Telefonla yürütülen ve sözlü beyana dayanan bir filyasyon çalışmasının bilimsel bir yöntem olmadığını belirten hekimler, uygulamanın işlevsiz olduğunu savunuyor. Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) İkinci Başkanı Dr. Hacı Yusuf Eryazğan, “Hekimlik mevzuatında ya da tıbbi literatürde uzaktan telefonla bağlantının çok yeri yok. Bu şu anda kabul edilen bir muayene yöntemi de değil” diyor.

Korona virüsü vakalarındaki artışla beraber aile hekimlerinin iş yükü de arttı. Poliklinik muayenesi, aşı, gebe ve bebek izlem, filyasyon ve Covid-19 istirahat raporlarının düzenlenmesi işlerini yürüten aile hekimleri, yoğun bir tempoda çalışıyor. Bu alanda yaşanan sorunları Gazete Duvar’a anlatan AHEF İkinci Başkanı Dr. Hacı Yusuf Eryazğan, “Pandeminin etkisini göstermeye başladığı mart ayından bu yana ikinci ve üçüncü basamakta verilen poliklinik hizmetlerinin yüzde 70-80’ini üzerimize aldık” diyor.

Mart ayından bu yana büyük kentlerde etkisini gösteren korona virüsü salgını, temmuz itibarıyla Anadolu’ya yayıldı. Sağlık Bakanı Koca, bu yükselişi “Birinci dalganın ikinci piki” olarak nitelendirdi. Vaka sayısındaki bu artış, filyasyon çalışması yapan aile hekimlerinin iş yükünü de artırdı. Aile hekimleri, bir günde 50-60 pozitif ve temaslı kişiyi arayarak sağlık durumlarını soruyor ve karantinaya uyup uymadıklarını kontrol etmeye çalışıyor. Hasta beyanına dayanan bu uygulamanın bilimsel olmadığını belirten Dr. Yusuf Hacı Eryazğan, filasyon sürecinin kolluk kuvvetleri aracılığıyla denetimi de içine alan ve kurallar uymayanlara yaptırım uygulanan bir şekilde yürütülmesi gerektiğini belirtiyor. Mevcut durumun korona virüsü mücadelesine katkı sağlamadığını belirten Eryazğan, şu ifadeleri kullanıyor:

“Burada hekimin inisiyatifi yok. Muayene etmediği, görmediği bir kişinin beyanını yani her dediğini kabul ediyor. Bu da hem hekimlik açısından hem de hukuki açıdan çok büyük sorunlar demek. Dışarıdan gerçekten bir şeyler kontrol ediliyormuş havası verildi, veriliyor ama kişilerin karantinayı bozmasını engelleyemiyorlar.”

“Telefonla arama yönteminde açık kalan kısım, kolluk kuvvetlerinin karantina şartlarını kontrol etmemesi ve cezaların kesilmemesidir. Bakanlığın, uzaktan verilen bu hizmette kişinin yalan beyanını nasıl engelleyeceği, karantinaya uyup uymadığına dair kontrolleri nasıl sağlayacağı noktası bir soru işareti olarak kaldı.”

“Aile hekimleri günde 60 kişiyi 2’şer ya da 3’er dakikadan aradığında bu süre 2,5-3 saatlik bir zaman dilimine denk geliyor. 3 saatini aramalara ayıran bir hekimin günlük 70-80 hastayı nasıl muayene edeceği ya da gelen gebe ve bebeklerle nasıl ilgileneceği, bunlara nasıl izlem vereceği noktası bir soru işareti.”

POZİTİF HASTALAR RAPOR ALMAK İÇİN ASM’LERE GİDİYOR

Covid-19 tanısı konulan hastalar ya da temaslı olan kişiler, karantina sürecinde kurumlara sunacakları istirahat raporlarını ASM’lerden alıyor. Pozitif tanı alan ya da temaslı olan kişileri ASM’lere getiren bu uygulamanın doğrudan bulaşa sebep olacağı konusunda yoğun bir endişe var. Sağlık Bakanlığı tarafından aile hekimlerine verilen bu görevin derhal geri alınması ve istirahat raporlarının hastaneler tarafından verilmesi gerektiği vurgulanıyor. Pozitif hastaların bebekler, gebeler ve 65 yaş üstü hastalar tarafından yoğun bir şekilde kullanılan ASM’lere gelmesinin kabul edilemez olduğunu belirten Eryazğan, “Yoğun bakım hasta sayımız böyle mi azalacak?” diyor.

“Kişilerin karantina şartlarını bozarak ilaç talebi ya da idari izin raporu için ASM’lere başvurmasıyla, telefonla izlem noktasındaki açıklar tam anlamıyla ortaya çıkmış oldu. Süreci birbirini tamamlayan bir çarkın dişlileri gibi düşünürsek filyasyonun, aramaların ve karantinanın kolluk kuvvetlerince denetlenmesi ve sıkı denetimlerin birbirini tamamlaması gerekiyor. Ama burada çarklar arasında bir dengesizlik var. Bu dengesizlikten ve alınan bazı kararlardan dolayı şu andaki covid pozitif ve temaslı sayısının yüksek olduğunu söyleyebiliriz.”

ASM’LER KRONİK HASTALIK RAPORU VERMİYOR

ASM’lerde yaşanan bir başka sorun ise kronik hastalık raporu için yapılan başvurular. Rapor almak için hemen her gün çok sayıda kişinin ASM’lere başvurduğunu belirten Dr. Eryazğan, aile hekimlerinin bu konuda bir görevi olmadığını belirterek söz konusu raporun yalnızca e-nabız sistemi üzerinden alınabileceğini söylüyor.

Öte yandan Covid-19 salgınının etkisini göstermeye başladığı mart ayından bu yana aralarında aile hekimlerinin de bulunduğu 5 bine yakın ASM çalışanı pozitif ya da temaslı olduğu için izolasyona alındı. Bu dönemde rapor alıp işe gidemeyen aile hekimleri, yerine vekalet eden bir başka hekim bulmaya çalıştı. Bulamayanların raporlu olduğu günler maaşlarından kesildi. Hasta oldukları için izin kullanmak zorunda kaldıklarını belirten hekimler, Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği’ndeki ücretli izin şartlarının yeniden düzenlenmesini istiyordu. Bu talep ancak 5 Eylül'de yapılan düzenlemeyle yerine getirildi.