Kılıçdaroğlu: Sosyete damadın görevine son ver

CHP yeni yönetimi Anıtkabir'i ziyaretini gerçekleştirdi. CHP lideri Kılıçdaroğlu kurultaydan sonraki ilk konuşmasını Parti Meclisi toplantısında yaptı: "Erdoğan’a 83 milyonun önünde bir çağrım var; hâlâ bu milleti seviyorsan o sosyete damadın görevine son ver. Onu savunmaya kalkma, suçu bazen onun üstüne yıkıyorsun, bu sosyete damadın ekonomiden anladığı yok. Bu damadın görevden alınması seni, partini, halkını rahatlatacak." Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce'ye de ismini anmadan şöyle yanıt verdi: "Bireysel çıkarlar, bireysel hesaplar bu sistemin tamamen dışında olmak zorundadır. İster sıradan üyesi ol, istersen genel başkanı ol, memleket bu haldeyken başka bir şey sorulamaz."

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 37. Olağan Kurultay'da seçilen Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu Üyeleri ile birlikte Anıtkabir'i ziyaret etti.  Kılıçdaroğlu, Anıtkabir Özel Defteri'ne şunları yazdı: Aziz Atatürk, Sayın Genel Başkanım… 25-26 Temmuz tarihlerinde 37. Kurultayımızı gerçekleştirdik. Bu Kurultayda, kamuoyuna açıkladığımız ‘2.Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’ oy birliği ile kabul edilmiştir. Kabul edilen bu beyanname ile halkımıza söz verdik. Kurduğun Cumhuriyet’i, Cumhuriyet’in 100. yılında demokrasi ile taçlandıracağız. Egemenlik, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılmayacak egemenlik gerçekten de kayıtsız, şartsız milletin olacaktır. Türkiye’yi çağdaş uygarlığa ulaştırmak bizim en temel görevimizdir. Bu azim ve kararlılıkla huzurundayız. Aynı kararlılıkla, size ve silah arkadaşlarınıza, hayatını kaybetmiş tüm Cumhuriyet Halk Partililere, demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirmiş yurttaşlarımıza şükranlarımızı sunuyor, aziz şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Ruhun şad olsun.”

Heyet daha sonra İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün kabrinin bulunduğu alana geçti. Kılıçdaroğlu’nun kabre çelenk bırakmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu. CHP’li heyet Anıtkabir önünde fotoğraf çektirdikten sonra ayrıldı.

Parti Meclisi Toplantısı açılışında konuşan Kılıçdaroğlu özetle şu mesajları verdi:

PM'NİN 39'U ERKEK, 21'İ KADIN: Parti Meclisimizin yüzde 41,6’sı yenilendi. 60 kişilik Parti Meclisimizin 39’u erkek, 21’i de kadın. Yaş ortalamamız 48. Biz Türkiye’nin onlarca yıldır çözülemeyen sorunlarının çözümüne talibiz. Sosyal medyadan ve televizyondan bizi izleyenlere seslenmek isterim. Biz kapsayıcı bir siyaseti yaşama geçirmek istiyoruz. Biz CHP'nin Parti Meclisi üyeleri olarak Türkiye'nin 18 yıldır çözülemeyen sorunlarının çözümüne talibiz.

SİYASETİ ZENGİNLEŞME ARACI OLARAK GÖRÜYORLAR: Biz Cumhuriyet Halk Partililer siyaseti bir zenginleşme aracı olarak görmüyoruz. İktidardaki partiler siyaseti zenginleşme aracı olarak görüyor, biz halka hizmet aracı olarak görüyoruz. O yüzden biz mal varlıklarımızı açıklıyoruz, onlar açıklayamıyor. Hatta başka bir ülkenin lideri çıkıp ‘mal varlığını açıklarım’ diyerek tehdit edip istediğini yaptırabiliyor. Siyaseti temiz ve ahlaklı zeminde yürütmek zorundayız. 18 yıldır Türkiye’yi yönetiyorlar, Türkiye’nin hangi sorununu çözdüler?

CHP'YE OY VERMEYENLERİ DE DİNLİYORUM: CHP’ye oy vermeyen hatta kapısının önünden geçmeyen bir vatandaşı dinliyorsam, herkese değer verdiğim, ayırmadığım, onları kazanmak istediğim içindir. Yetkin, işini bilen kadrolarla çalışmak zorundasınız. 21. yüzyılda ‘her şeyi ben biliyorum’ diyemez. Gelişmişliğin tanımı, küçük ayrıntılarda işbirliğine giden ülke, gelişmiş ülkedir. Sürekli itiraz eden, eleştiren değil, tam tersine eleştiren ama mutlaka çözümünü de ortaya koyan bir siyaset ortaya koyuyoruz. Çözüm beğenilir, beğenilmez ama bir sorun var saptamışız, bu nasıl çözülür dile getirmişiz. Bu herkesten önce iktidar partisine yarar. İktidar partisi, soruna bakış açımızı görür, eleştirir bizi, doğru değil de diyebilir. Toplumun aydınları da oturur bakar, eksiğimizi tamamlayabilir, yeni öneriler getirebilir.

BİR KİŞİ TÜRKİYE'YE EGEMEN: 18 yıldır bir kişi, Türkiye’nin hemen her yerine egemen. Valisi, kaymakamı kendi emrinde. Eğer 18 yıldır ülkeyi yönetiyor, on binlerce çocuk yatağa aç giriyorsa, bir sorun var demektir.  İktidardaki partilere oy veren seçmenlere sesleniyorum. Bu ülkede çocuklar açlıktan ölüyorsa, bir çocuk bile gece yatağa aç giriyorsa bunun vebaline iktidardaki partilere oy verenler de ortaktır.

FUHUŞ, ŞİDDET, UYUŞTURUCU ARTTI: İşsizlik bütün kötülüklerin anasıdır. Özellikle fakir aile çocuklarını buluyor, uyuşturucuya alıştırıyor, torbacı yapıyorlar. Nasıl oldu da uyuşturucu, fuhuş, kadınlara şiddet bu kadar arttı? Kimin vebali var, kim bu ülkeyi yönetiyor? Adana’da bir baba intihar etmek istiyor, polisler yalvar yakar vazgeçiriyor. Bu baba polislere, ‘Senin iki çocuğun var, biri Sena, biri Nisanur, bir manavın yanından geçerken meyve görüp isterler diye montunu açıp görmesinler diye kapatıyor musunuz?’ diyor. Size gerçek bir örneği anlattım.

ADALET İSTEYEN HAPSE ATILIYOR: Vatandaştan oy aldınız, kim oy aldıysa o yönetecek. Devleti adaletle yönet dedik. Devletin dini adalettir, evet. Mülkün temeli adalettir. Adalet kutup yıldızı gibidir, yerinde durur, dünya döner. Devleti niye adaletle yönetmiyorsunuz? Adaleti bu hale kim getirdi? Oy veren vatandaşların oturup düşünsün. Atamaları yapan onlar, beğenmediği hakimi sürenler onlar, sonra adalete güven var diyorlar. Hayır bütün anketler, ankete güven olmadığını ortaya koyuyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde ‘Adalet isteyen birisinin hapse atıldığı’ bir ülke yok.

83 MİLYONU TEFECİYE TESLİM ETTİNİZ: Bu kadar parayı saçıyorsanız, o parada alın teriniz yoktur. Her taraftan borç alıyorsunuz, ilerde sizi yönetmeye kalkarlar. 83 milyonu Londra’daki bir tefeciye teslim ettiniz. ‘Borç alan emir alır’ diyordu, aynen öyle oldu. 178 milyar dolar ödediler 18 yılda Londra’daki tefecilere. Bu ana para değil, ödedikleri faiz. Bu parayla ikinci bir Türkiye inşa edersiniz. Milyonlarca insan ‘geçinemiyoruz’ diyor, geçinemezsin, senin alın terinin yarısı Londra’daki tefecilere gidiyor.

ÇOK ACI BİR TABLO: Vatandaşların TBMM'ye güveni yüzde 1,2. Çok acı bir tablo. Bu Meclis Cumhuriyeti kuran Meclis’ti. Bunun sorumlusu kim? Eğer rüşvet alan adamı milletvekili yaparsan, bakan yaparsan, yolsuzluklar alır başını giderse bu Meclis bu konuma gelir. Devlet, liyakatle yönetilir. İşi ehline vereceksin. Konunun uzmanı bir sürü insan var. Neden bunları devletin kadrolarında yetiştirmiyorsun? Damattan Hazime ve Maliye Bakanı, rüşvetçiden büyükelçi yaparsan siyasete gücen olmaz tabi. Dış politikada iflas ettik çünkü Dışişleri işlemiyor. Büyükelçi olmak üniversitede akademisyen olmak kolay mı? Bir Kızılay yöneticisi ‘güreşçiden banka yöneticisi olmaz’ diyor, Kendisi Ak Parti üyesi. Hemen AK Parti’den atıyorlar. Dürüst, ahlaklı insanların dışlandığı bir parti niteliği mi kazandı orası?

İŞSİZLİK PARASINDAN VERDİLER: Bir pandemi süreci yaşadık, bu süreçten nasıl çıkarız diye nelerin yapılması gerektiğini madde madde saydık, büyük bir kısmını yapmadılar. İş yeri kapananlara siz iş yerinizi kapatın, size kısa çalışma ödeneği, 1168 lira vereceğiz. Diyelim ki 10 bin lira kazanıyor, hayır 1168 lira vereceğiz diyor. 3.5 milyon insan günde şu an da 39 lirayla geçinmek zorunda. Vicdanı olan herkese sesleniyorum, kim 39 lirayla geçinebilir? Verdikleri para da kişinin kendi parası, işsizlik parasından veriyorlar.

EKONOMİYİ KONTROL EDEMİYORLAR: Saray’da yaşayan herkesin cebi dolu, dolarları var, Amerika’da gökdelenleri, helikopterleri var. Pandeminin de gelmesiyle ekonomiyi kontrol edemiyorlar, 2 gündür de görüyoruz zaten. Üretim gücünüz varsa paranızın değeri vardır, yoksa yoktur. 18 Mayıs 2020’de ekonomik buhran var, her evde, her mutfakta yangın var, Türkiye’den burayı çıkarmamız lazım diyerek bu kez de 16 maddelik çağrıda bulunduk. Yasa değişikliği yapılması gerekiyorsa, muhalefet olarak destek vermeye hazırız dedik, kabul etmediler. O kadar derin bir krizin içinde ki toplum, belki de farkında değillerdir.

SOSYETE DAMADIN GÖREVİNE SON VER: Merkez Bankası 79 milyar lira para bastı, bunu beşli çeteye verdiler. Vatandaşa 1000 lira verdiler. Bunlar koşa koşa dolar almaya gitti, aldıkça yine daha mutlu oldu. İşçi, emekli yine perişan. Erdoğan’a 83 milyonun önünde bir çağrım var; hâlâ bu milleti seviyorsan o sosyete damadın görevine son ver. Onu savunmaya kalkma, suçu bazen onun üstüne yıkıyorsun, bu sosyete damadın ekonomiden anladığı yok. Bu damadın görevden alınması seni, partini, halkını rahatlatacak. Bu kadar beceriksiz bir yönetim Türkiye tarihinde gelmemiştir. Bu sömürü düzenini kuran damattan kurtulabilirse belki ikinci adımı atabilir, ama yapamaz, Türkiye’de güveneceği tek adam damat var.

'BİREYSEL ÇIKARLAR BU SİSTEMİN DIŞINA ÇIKMAK ZORUNDA'

CHP'nin 37'inci Olağan Kurultayı'nda kabul edilen 2'nci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'nin ayrı bir önemi bulunduğunu, Türkiye'nin yeniden inşa edilme ve halkçılık ilkesinin gereği olarak demokrasi ile cumhuriyetin taçlandırılma beyannamesi olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, beyannamenin dağıtımının başlayacağını bildirdi. Kılıçdaroğlu konuşmasının bu bölümünde isim vermeden parti kuracağı iddia edilen Muharrem İnce'ye de yanıt verdi: "Bireysel çıkarlar, bireysel hesaplar bu sistemin tamamen dışında olmak zorundadır. İster sıradan üyesi ol, istersen genel başkanı ol, memleket bu haldeyken başka bir şey sorulamaz.

Kılıçdaroğlu, konuşmasına şu sözlerle devam etti:

BİZİ HAPİSLE TEHDİT EDECEKLER: Cumhuriyetin 100'üncü yılında cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandıracağız. Bu bizim sözümüzdür, sizin sözünüzdür, hepimizin sözüdür. Bunu yapacağız. Biz bu hedefe kilitlenirken bizi engellemek isteyeceklerdir. Onların görevi bu zaten. Hiç önemi yok. Bizi hapisle tehdit edecekler, milletvekillerimizi bazen hapse atacaklar. Atmazsalarsa namerttirler. Bizi linç girişimleriyle korkutmak isteyecekler. Linç girişimi de 3 kez, 5 kez, 100 kez bulunmazsanız namertsiniz. Hepsiyle mücadele edeceğiz. 4 koldan üstümüze gelecekler. İsterse 4 kol değil, 400 koldan gelsinler, mücadele edeceğiz. Engellemek için her türlü iftirayı atacaklar, bütün kutsal değerlerimizi kendi özel çıkarları için istismar edecekler."

İSTER SIRADAN ÜYESİ OL İSTER GENEL BAŞKANI OL: Çünkü biz çiftçiyiz, köylüyüz, işçiyiz, emekliyiz, sanayiciyiz, eve hizmet götüren kuryeyiz, apartman görevlisiyiz, sağlık çalışanlarıyız, devlet memuruyuz, biz halkız, halktan ve haktan yanayız. Bizi başka bir partiyle kıyaslamazsınlar. Çünkü biz tepeden tırnağa Kuvayımilliyeciyiz. Biz siyaseti halka adanmışlık üzerine yaparız. Bize göre ne ezen ne ezilen, insanca, hakça bir düzeni bu ülke getirinceye kadar mücadele eden bir siyasi partiyiz. Ahlaklı bir siyasi partiyiz. Dolayısıyla Türkiye coğrafyasına dağılıp, bunları anlatma görevimiz var. Bu parti meclisinin böyle bir sorumluluğu var. Bireysel çıkarlar, bireysel hesaplar bu sistemin tamamen dışında olmak zorundadır. İster sıradan üyesi ol, istersen genel başkanı ol, memleket bu haldeyken başka bir şey sorulamaz. Her birimizin tek tek Türkiye coğrafyasında çalışması lazım. Anlatacağız, halka umut vereceğiz. Bütün bu sorunları aşarız. Fazla değil 18 yılda memleketi bu hale getirdiler, 5 yılda Türkiye'yi bu bölgenin yıldızı yapacağız. Bunu büyük bir azim ve kararlılıkla dile getireceğiz 5 yılda. Çünkü biz, siyaseti halk için yapıyoruz, herkes için yapıyoruz."