ERG raporu: Pandemi sonrası eğitime erişemeyen çocuk sayısı artabilir

Eğitim Reformu Girişimi (ERG) tarafından hazırlanan 'Eğitim Yönetişimi ve Finansmanı' raporu yayımlandı. Pandemide artan ekonomik güçlükler sebebiyle daha fazla çocuğun desteklenmesi gerektiğine dikkat çekilen raporda, önlem alınmazsa pandemi sonrası süreçte eğitime erişemeyen çocukların oranının artabileceği vurgulanıyor.

Google Haberlere Abone ol

İSTANBUL - Eğitim Reformu Girişimi (ERG) tarafından hazırlanan Eğitim İzleme Raporu 2020’nin ilk dosyası olan 'Eğitim Yönetişimi ve Finansmanı' kamuoyuyla paylaşıldı. 2019-2020 eğitim-öğretim yılına ait önemli gelişmeleri ele alan raporda, 11. Kalkınma Planı, MEB 2019-2023 Stratejik Planı ve Türkiye’de eğitime ilişkin uzun dönemli planlar ele alınıyor. Bununla beraber yıl içinde ortaya çıkan ve her iki planı da doğrudan etkileyen gelişmelerin varlığına dikkat çekiliyor. İstanbul, Manisa ve Elazığ’da depremler, özel öğretim kurumlarında yaşanan mali krizler ve Covid-19 salgını bu etkilerin başında geliyor. Raporda eğitim yönetişimi ve finansmanı bu gelişmeler ışığında değerlendiriliyor.

HANELERİN YÜZDE 51,3’ÜNDE TAŞINABİLİR BİLGİSAYAR YOK

Pandemide haneler arası eşitsizliğin derinleştiğine dikkat çeken raporda, Türkiye’deki hanelerin 2018 yılındaki fiziksel ortamına dair şu bilgiler paylaşılıyor: Hanelerin yüzde 36,2’sinin sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri gibi sorunları var, yüzde 39,6’sı konutun izolasyonundan dolayı ısınamıyor. Hanelerin yüzde 11,7’sinde internet erişimi, yüzde 82,4’ünde masaüstü bilgisayar, yüzde 51,3’ünde ise taşınabilir bilgisayar yok. Bu tablo, pandemide birçok öğrencinin uzaktan eğitime katılabilecek cihazlara sahip olmadığını, cihazlara sahip olanların ise fiziki koşullar sebebiyle dersleri takip etmekte zorlanabileceğini gösteriyor.

Raporda, uzaktan eğitim için kullanılan teknolojik araçların ülkelere göre farklılık gösterdiği belirtiliyor. Düşük gelir grubundaki ülkelerde televizyon ve radyo uzaktan eğitim için daha fazla kullanılırken, yüksek gelir grubundaki ülkelerde en fazla kullanılan araçlar internete bağlanabilen teknolojik cihazlar oldu. Diğer yandan, Covid-19 salgını sebebiyle örgün eğitime ara verilmesine rağmen bazı ülkelerde uzaktan eğitim için hiçbir araç kullanılmadı.

Üst orta gelirli ülkeler arasında yer alan Türkiye’deyse uzaktan eğitim için internet ve televizyon kullanıldı. Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, uzaktan eğitimde internetle birlikte televizyonun kullanılmasını “toplumda erişimle ilgili en hızlı aracın televizyon” olduğunu söyleyerek açıkladı. Millî Eğitim Bakanı, yaptıkları çalışmaya göre çocukların bulunduğu hanelerin yüzde 95’inde televizyona, yüzde 80’inde ise internete erişebilecek araçların bulduğunu söyledi.

Öte yandan raporda, evde televizyon ya da internete bağlanabilen akıllı telefon, tablet gibi cihazlar bulunsa bile öğrencilerin yayını izleyebilecek ev ortamına ve veli desteğine sahip olamayabileceğine dikkat çekildi.

DESTEK ŞART

Raporda salgınla beraber derinleşen eşitsizlikler ve ortaya çıkan ekonomik güçlükler sebebiyle özellikle sosyoekonomik açıdan dezavantajlı çocukların eğitime erişim için desteklenmesi gerektiği vurgulanıyor. Destekleyici önlemler alınmazsa salgın sonrası eğitime erişemeyen çocukların oranında artış olabileceğinin altı çiziliyor.

OKUL ÖNCESİNDE HEDEF TUTMADI

Raporda, Kalkınma Planları’nda ve MEB’in 5 yıllık strateji planlarında yer alan hedeflerin ne oranda gerçekleştiği de inceleniyor.

2019-2023 yıllarını kapsayan 11. Kalkınma Planı’nda “5 yaşta net okullulaşma oranının yüzde 75,1’den yüzde 100’e çıkarılması ve tüm kademelerdeki tüm okullarda tekli eğitime geçilmesi hedefleri” belirlendi. Ancak MEB’in strateji planında “Okul öncesi eğitimin 5 yaşta bir yıl zorunlu hale getirilmesi” hedefi yer almadı. Bunun yerine, erken çocukluk eğitiminin niteliğinin ve yaygınlığının artırılması hedefi konuldu. Öte yandan 2023 Eğitim Vizyonu’nda 5 yaşındaki çocuklar için bir yıl okul öncesi eğitiminin 2020 yılına kadar zorunlu hale getirileceği belirtilmişti. Ancak Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk 2019 yılı bütçe görüşmeleri sırasında MEB’in hedefinin okul öncesi eğitimi üç yıl içinde zorunlu hale getirmek olduğunu söyledi.

DERSLİK BAŞINA DÜŞEN ÖĞRENCİ SAYISI HEDEFİNE ULAŞILDI

2014-2018 dönemini kapsayan 10. Kalkınma Planı’nda derslik başına düşen öğrenci sayısı hedefi hem ilköğretim hem de ortaöğretim kurumlarında gerçekleşirken, okul öncesi (4-5 yaş) eğitimde okullaşma oranı hedefine ulaşılamadı. 2013 yılında yüzde 47 olan okul öncesi okullaşma oranı, 2019’a gelindiğinde yüzde 70 hedefini yakalayamarak yüzde 57,9’da kaldı.

Rapora göre Türkiye’de eğitime ayrılan finansal kaynağın artırılması ihtiyacı devam ediyor. MEB’in 2020 bütçesinde yatırımları gösteren sermaye giderlerine ayrılan pay 2019’a göre artsa da hala 2014’teki düzeyinin altında.

Raporda uzun dönemli planlamalarla salgın, afet gibi acil durum ihtiyaçları arasında dikkatli bir denge kurulması gerektiği ifade ediliyor. “Okullar yeniden açıldığında da okullardaki ihtiyaçların neler olacağı ve eğitime erişimde dezavantajlı durumdaki çocukların okula dönüşünde yaşanabilecek zorluklar eğitimin finansmanı bağlamında bugünden tartışılması gereken konulardır.”

HER KOŞULDA NİTELİKLİ EĞİTİM

ERG tarafından hazırlanan raporda, 2020’nin Covid-19 salgını ve depremler gibi dış faktörlerin eğitimi önemli ölçüde etkilediği bir yıl olduğuna dikkat çekiliyor ve tüm çocukların nitelikli eğitime erişimin her koşulda sağlanması gerektiği bir kez daha vurgulanıyor.

Raporun tamamına şu linkten ulaşılabilir:

https://www.egitimreformugirisimi.org/wp-content/uploads/2020/06/EIR2020_YonetisimVeFinansmanRaporu.21.07.20.pdf