800. haftada Cumartesi Anneleri'ne gözaltı

Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 800. haftası nedeniyle Galatasaray Meydanı'na karanfil bırakmak istedi. Cumartesi Anneleri'ne saldıran polis Maside Ocak, Hasan Karakoç ve Yaşar Aktaş'ı gözaltına aldı

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - 700. haftadan beri İçişleri Bakanlığı kararıyla Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelmeleri engellenen Cumartesi Anneleri, 800. hafta nedeniyle Galatasaray Meydanı'na karanfil bırakmak istedi. Eylemcilere saldıran polis, gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız'ı darp etti, kayıp yakınlarından Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak ile Cumartesi İnsanları'ndan Yaşar Aktaş gözaltına alındı.

Polisler Galatasaray Meydanı'na sadece milletvekillerinin alınacağını söyledi. Kayıp yakınlarından Besna Tosun, “Yakınlarımız gözaltına alınıyor korkuyorsunuz ama bilin ki annelerden ve meydanlardan korkanlar Arjantin’de, Şili’de kaybettiler, Türkiye’de de kaybedecekler” diyerek tepki gösterdi.

Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak gözaltına alınışını Twitter'dan “Gözaltına alındım, susmayacağım” mesajıyla duyurdu.

Ailelerin alana girmesine izin verilmemesi üzerine HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç'un kardeşi Hasan Karakoç da Galatasaray Meydanı'ndaki barikatın önüne geldi. Buldan ve Sancar, saldırı nedeniyle okunamayan basın açıklamasını okudu. İki eş başkan açıklama sonrasında polis bariyerlerinin önünden alana karanfil attılar.

Hasan Karakoç engellemeyi protesto ederek "Galatasaray Meydanı'ndan da kayıplarımızı aramaktan da faillerden hesap sormaktan da asla vazgeçmeyeceğiz. Hiçbir güç bizi mücadelemizden vazgeçiremeyecek" dedi. Hasan Karakoç, konuşmasına devam ederken, polis bir kez daha müdahale etti. Hasan Karakoç da gözaltına alındı.

CUMARTESİ ANNELERİ'NDEN HÜKÜMETE 5 SORU

Cumartesi Anneleri, gözaltı sonrası yaptıkları açıklamada şu soruları yöneltti:

“Devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra varlığı inkar edilen ve kendilerinden bir daha haber alınamayan insanların aileleri ve insan hakları savunucuları olarak, “Kayıpların bulunması ve adaletin sağlanması” talebiyle başlattığımız barışçıl direniş bugün 800. haftasında. 800 haftadır anayasanın, hukukun üstünlüğünün, insan haklarının, bağımsız yargının ve adaletin sadece bir isimden ibaret olduğu bu topraklarda, tüm baskılara rağmen hakikat ve adalet mücadelesi yürütüyoruz.

800 haftadır ısrarla soruyoruz:

1 - Gözaltında kaybedilen sevdiklerimize ne oldu?

2 - Onları kaybedenler hukukun tüm kuralları çiğnenerek neden korunuyor?

3- Neden tüm delillere, tanıklara rağmen, AİHM mahkumiyetlerine rağmen gözaltında kaybetme dosyaları yargıya taşınamıyor?

4 - Hakikate ve adalete ulaşma hakkımız neden engelleniyor?

5 - Türkiye neden Birleşmiş Milletlerin Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Sözleşme’yi imzalamıyor, onaylamıyor ve uygulamıyor?"

“İktidarlar, bu sorularımıza cevap vermek yerine, yetkilerini kötüye kullanarak baskıyla, şiddetle bizi susturmak istiyor” diyen Cumartesi Anneleri, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Öyle ki, 24 Haziran 2018 tarihinde yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin de ilk icraatlarından biri 699 hafta boyunca barışçıl buluşmalarımıza ev sahipliği yapan Galatasaray’ı hakikat ve adalet talebimize kapatmak oldu. Biz gidemeyelim diye Galatasaray, 25 Ağustos 2018 tarihinden beri tomalar, gözaltı araçları, bariyerler ve ağır silahlı polisler tarafından 24 saat abluka altında tutuluyor. Anayasa’nın ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin güvencesinde olan barışçıl buluşmalarımızın mekanı Galatasaray “suç mahali”, Türkiye’nin anayasal normlarına ve uluslararası hukuk kurallarına dayanan meşru haklarımızı kullanmamız da “terör faaliyeti” sayılıyor.”

ERDOĞAN'A SORU: ANAYASA YÜRÜRLÜKTE Mİ?

Cumartesi Anneleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da şu soruyu sordu: “800. haftamızda başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere devleti yönetenlere soruyoruz: Türkiye’de Anayasa hala yürürlükte mi? Eğer yürürlükteyse, Anayasa 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü' hakkını temel bir anayasal hak olarak tanıyor, 'Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir' diyor. Anayasa’nın hükmü bu kadar açık ve netken, Galatasaray bize nasıl yasaklanıyor? Adalet talebimizi kamuoyuna duyurma hakkımız nasıl ağır silahlarla bastırılması gereken bir suç sayılıyor.”

Galatasaray Meydanı'ndan ve yakınlarını aramaktan vazgeçmeyeceklerini söyleyen Cumartesi Anneleri sözlerini şöyle sürdürdü: “800. haftamızda bir kez daha tekrarlıyoruz: Barışçıl buluşmalarımıza ev sahipliği yapan Galatasaray Meydanı’nın 101 haftadır polis şiddeti ile bize yasaklanması Anayasal hak ve özgürlüğümüze yönelik ağır bir saldırıdır. Devletin, Anayasa’yı ihlal etmesi, yetkilerini kötüye kullanmasıdır ve suçtur. Toplum sessizliğiyle bu suça ortak olmamalıdır.

800. haftamızda bir kez daha ilan ediyoruz: Kararlıyız; bizi insan kılan hak ve özgürlüklerimize sahip çıkacağız. Türkiye, hiç kimsenin gözaltında kaybedilmediği, inkârın ve cezasızlığın son bulduğu demokratik bir hukuk devletine dönüşünceye kadar susmayacağız. Hakikat ve adalet arayışımıza, son kayıp bulunana, son fail cezalandırılana kadar devam edeceğiz. Kayıplarımızdan ve kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan asla vazgeçmeyeceğiz.” (HABER MERKEZİ)