Prof. Sevgi: Okan markasını yönetim sıfırlıyor

Ücretsiz izne çıkartılan ve araştırma görevlilerinin haklarını savunan akademisyen Levent Sevgi hakkında Okan Üniversitesi önce disiplin soruşturması başlattı sonra da iş sözleşmesini feshetti. Üniversite sözleşmeye fesih gerekçesi olarak, “Üniversitenin itibarını zedelediniz” iddialarını öne sürdü. Yargıya gidecek olan Sevgi, "Buradan bakıldığında koskoca bir üniversiteyi bu derece aciz, bir akademisyenin birkaç paylaşımı ile 'marka değeri sıfırlanabilen' bir kurum olarak gösteren bir yönetim var" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Pandemi sürecinde evden çalışma sistemine geçtikten sonra emekli profesörleri ve birçok idari personeli ücretsiz izne çıkartan Okan Üniversitesi, duruma tepki gösteren Mühendislik Fakültesi'nde öğretim üyesi Prof. Levent Sevgi'nin iş sözleşmesini fesh etti. Üniversite yönetimi Sevgi'ye, “Üniversitenin itibarını zedelediniz, zarar verdiniz” suçlamalarını yöneltti. Sevgi, Okan Üniversitesi'nin bu faaliyetlerini ikinci kez mahkemeye taşıyor.

ÜNİVERSİTE SAVUNMAYI DİNLEMEDİ....

Sevgi, üniversite yönetiminin öğretim görevlilerine düşük ücret teklif etmesini ve emekli profesörlerin kendilerine haber verilmeden ücretsiz izne çıkartılmasını geçtiğimiz aylarda eleştirerek bu durumu sosyal medya hesabından paylaştı. Üniversite yönetimi bunun üzerine Sevgi hakkında disiplin süreci başlattı. Sevgi yaptığı savunmada, “Bütün çabam üniversitenin prestijini ve akademik onurumuzu korumaktan ibarettir” ifadelerini kullandı. Ayrıca Sevgi, üniversitelerin kamu hizmeti gördüğünü ve istihdam edilen akademik personelin iş sözleşmelerinin İdari Hizmet Sözleşmesi niteliği taşıdığını belirtti.

Sözleşmelerin somut ve yasaya uygun bir neden gösterilmeden sona erdirilmesinin bilimsel özgürlüğü ve mesleki güvenceyi zedelediğini, akademik faaliyeti aksattığını ve bu nedenle Anayasanın 130. maddesine aykırılık teşkil ettiğini belirten Sevgi'ye, üniversite yönetimi önceki gün bir tebligat gönderdi. Noter aracılığıyla Sevgi'ye gönderilen tebligatta iş sözleşmesinin fesh edildiği bilgisi verildi.

FESİH NEDENLERİ: İTİBARI ZEDELEMEK

Sevgi, 5 yıldır Okan Üniversitesi'nde emek veren öğretim görevlilerinden sadece biri. Üniversitenin dünya çapında tanınması ve bilimsel çalışmalarda yer alması için çaba harcayan Sevgi'ye üniversite rektörü Mustafa Koçak ve genel sekreter Emre Demirok imzasıyla gönderilen tebligatta, “Ağır eleştiri sınırlarını aşarak kamuoyu önünde zan altında bırakma, hak aramanın meşru bir yolu olarak değerlendirilemez” ifadeleri yer aldı.

Üniversite yönetimi, fesih bildirimini resmi olarak 17 Temmuz’da alan Sevgi’nin e-posta sistemini ise 14 Temmuz’da kapattı. Sevgi, rektörlükten e-postaların yasal süresi boyunca verdiği kişisel e-posta adresine aktarılmasını talep etti ancak bu talebi yerine getirilmedi. Okan Üniversitesi'nin, takındığı tutum ile anayasal hakkını gasp ettiğini belirten Sevgi, üniversitenin iş sözleşmesini fesh etmesine tepki gösterdi.

Sevgi şunları söyledi: “Hem üniversitede verdiğim bilim, teknoloji ve etik derslerimde hem de Amerika’dan Çin'e birçok üniversitede İngilizce ve Türkçe verdiğim Science, University and Universitey Rankings konferanslarımda iki şeyin üzerinde ayrıca dururum. Birincisi, Nobel ödüllü John Nash'in Türkiye ziyareti sırasında basında da yer bulan ünlü sözünü, üstüne basa basa, örnek olarak veririm: Matematik (mantık olarak anlayın) bilmeyen toplumlarda adalet olmaz! İkincisi de imamından kasabına, ev kadınından generaline, politikacısından üniversite hocasına herkese vermemiz gereken asgari yurttaş eğitimi kapsamında arı bir dil bilgisi, güçlü bir muhakeme yeteneği ve sorgulama becerileri. Öğretmenin gerek koşul olduğunu ama yetmeyeceğini, bunun üzerinde evreni tanıma, insanı tanıma, sanat ve edebiyatın da eklenmesiyle gerek ve yeter koşulun sağlanabileceğini her zaman söylerim.”

Üniversite yönetiminin iddia ettiği iş sözleşmesi feshinde yer alan iddialara ise Sevgi şu sözlerle yanıt verdi: “Üniversite yönetimi, akademisyen ücretsiz izine çıkarılmaz diyerek bu işlemin hukuksuz olduğuna dair yaptığım ve yapmakta olduğum sosyal medya paylaşımlarımdan dolayı hakkımda disiplin soruşturması açarken temel dayanağı mahkeme kararı olmadan 'hukuksuz' sözcüğünü kullanmamdı. Şöyle diyordu üniversite yönetimi: 'Bu hukuksuzluğun İdare Mahkemeleri'nden döneceği açıktır,  yargınızı yalnızca mahkemelerin yetkili olduğu bir hukuksuzluk isnadını kişisel yetkiniz kapsamındaymış gibi yayımlayıp dayanaksız, yersiz ve kasıtlı olarak suç isnadında bulunarak...' Oysa, aynı yönetim, hukukçu rektör imzasıyla gönderdiği ekteki fesih yazısında ortada. Henüz bir mahkeme kararı yokken, birçok suçlama yanında, açıkça 'hukuka aykırı paylaşımlarınız' diyebilmektedir.”

'HEDEFİM ÜLKENİN GELECEĞİNİ KORUMAKTAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİL'

Üniversite yönetiminin sözleşme fesih tebligatında Sevgi'nin paylaşımları için, 'hukuksuz', 'intikam ve cezalandırma', 'küçük düşürme', 'aşağılama', 'itibar kaybı', 'saldırgan', 'haksız rekabet', 'zarar verme', 'marka değerine ve kurumsal kimliğe zarar verme' gibi ifadeler de yer aldı.

Sevgi bu iddialara karşılık olarak şunları söylüyor: “Kurumu ve yöneticilerini mesleki faaliyet kapsamında hedef aldığımı bile söyleyebilmişler. Üniversiteye göre tek başıma koskoca kurumu ve yönetimini yerle bir etmişim, çok yazık! Oysa buradan bakıldığında ise koskoca bir üniversiteyi bu derece aciz, bir akademisyenin birkaç paylaşımı ile 'marka değeri sıfırlanabilen' bir kurum olarak gösteren bir yönetim var. Gerçek şu: Vakıf üniversitelerinin uluslararası düzeyde gerçek üniversite olmaları için yıllarca verdiğim konferanslarla, yaptığım eleştirilerle, gazete, dergi yazılarıyla bir akademisyen olarak -üniversite yönetimlerine rağmen- hedefim ülkenin geleceği için üniversitenin namusunu ve prestijini korumaktan başka bir şey değil.”

'BÜTÜN DÜNYA GURUR DUYSA AZDIR!'

Sevgi üniversiteye olan eleştirisini şu sözlerle anlatıyor: “Üniversitem dünya literatürüne, üniversitenin en üretken akademisyenlerinden birisine atfen, 'aktif görevi bulunmayan akademisyen' ve 'çalışması olmayan akademisyen' gibi benzersiz iki yeni kavram kazandırdı. İbretlik! Bir düzineye yakın kitap, 200’e yakın endeksli, uluslararası saygın dergilerde makale yayımlamış, 100’den fazla davetli/açılış konuşması yapmış, bu ürettikleriyle mühendislik alanında en prestijli ödüllerden birisi olan Ieee Fellow payesi almış, 2020-2022 yılları için Ieee AP Seçkin Konuşmacı seçilmiş bir akademisyen olarak, üstelik salgın sürecinde 5'nci İngilizce meslek kitabını harıl harıl baskıya hazırladığımız bugünlerde, geçen hafta uluslararası önemli bir konferansta biri “Online Keynote” diğeri “Online Workshop” olmak üzere iki konuşma yapmışken ve de son ortak makalesi SCI endeksli dergide bu hafta basılmışken, özetle, üretkenliği birkaç bölümün toplamından fazla olan birine, 'çalışması olmayan akademisyen' deme yürekliliğini gösteren İstanbul Okan Üniversitesi değil de hangi üniversitenin ismi tarihe altın harflerle kazınacak? Üniversitenin savunmasında yazılanlara tamamen zıt, ilklere ve teklere son örnek akademisyenini ücretsiz izine çıkarmak... Ne diyeyim; İstanbul Okan Üniversitesi ile sadece ben değil, bütün Türkiye olarak ne kadar gurur duysak, ne kadar övünsek azdır!”

İKİNCİ DAVA YOLDA...

Sevgi, akademisyenlerin ücretsiz izne çıkartılması konusunu geçtiğimiz günlerde mahkemeye taşıdı. Vakıf üniversitelerinde çalışan yüzlerce akademisyenin gözü kulağı İstanbul 8. İdare Mahkemesi'nin vereceği bu kararda. Sevgi şimdi de Okan Üniversitesi'nin saydığı bu gerekçelerle iş sözleşmesini fesh etmesini de mahkemeye taşıyacak. Mahkemelerden çıkacak karar vakıf üniversitelerinde tartışma konusu olan maaş, izin ve daha birçok sorunu yeniden gündeme getirecek.

Ayrıca üniversite yönetimi Sevgi için 'Üniversitenin itibarını zedelediniz' sözlerini söylese de durum böyle olmadığını gösteriyor. Mühendislik Fakültesi'nin internet sayfasında Sevgi'nin yaptığı çalışmalar, katıldığı uluslararası konferanslar ve daha birçok akademik faaliyeti de duruyor.