AİHM 'beyaz Toros' dosyasını kapattı

Viranşehir'de 1994 yılında Avukat Kazım Ekinci ile birlikte iken Toros marka beyaz bir otomobille gelen yüzleri kapalı kişiler tarafından öldürülen Fahri İnan'la ilgili dava AİHM tarafından 'iç hukuk yollarının tüketilmediği' gerekçesiyle reddedildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Urfa’nın Viranşehir ilçesinde 7 Nisan 1994’te Avukat Kazım Ekinci ile birlikte ‘faili meçhul’ bir şekilde öldürülen Fahri İnan için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yapılan başvuru “İç hukuk yolları tüketilmediği” gerekçesiyle reddedildi. Ancak Ekinci ve İnan’ın soruşturma dosyası 2014’te zaman aşımına uğramış, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan bireysel başvuru da 2019’da reddedilmişti. AİHM’in verdiği kararla birlikte bir ‘beyaz Toros’ cinayeti dosyası daha kapatılmış oldu.

Fahri İnan’ın oğlu ve Urfa Barosu avukatı Serhat Dicle İnan kararla ilgili Basnews'ten Rabia Çetin'e yaptığı açıklamada, “Böyle bir karar ile dosya kapanmış oldu. Elbette ‘Tamam bitti’ demeyeceğiz. Bu karar ile gerek Anayasa Mahkemesi'nin gerekse de AİHM'in 90'lı yıllarda çokça işlenen faili meçhul suikastlar karşısındaki bu hukuka aykırı tutumu, ihlaller karşısında adaleti usulle döverek adalete erişimi engelliyor” diye konuştu.

'İTİRAZLARIMIZ REDDEDİLDİ'

Urfa’nın Viranşehir ilçesinde 7 Nisan 1994’te Avukat Kazım Ekinci ve Fahri İnan park halindeki bir otomobildeyken, Toros marka beyaz bir otomobille gelen yüzleri kapalı kişiler tarafından öldürüldü. Ekinci ve İnan cinayetinin ardından Toros marka aracın plakası ve sahibi tespit edildiği halde ifade alınmadı. Dosya, zaman aşımı, AYM ve AİHM’e ilişkin bilgi veren Avukat Serhat Dicle İnan, “Olaydan sonra Viranşehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Soruşturma dosyası 20 yıl süreyle açık kaldı. 2014 yılında 20 yıllık zaman aşımı süresi nedeniyle dosya hakkında ‘Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair’ karar verildi. Bu karara karşı Sulh Ceza Hâkimliği nezdinde itirazda bulunduk. Ancak itirazlarımız da reddedildi” dedi.

Sulh Ceza Hakimliği’nin de itirazı reddetmesinin ardından AYM’ye başvurduklarını söyleyen Avukat Serhat Dicle İnan sözlerini şöyle sürdürdü: “Anayasa Mahkemesi’ne başvurumuzda soruşturmanın makul sürede ve etkin bir şekilde yürütülmediğini bu nedenle hem Anayasada hem de AİHS de düzenlenen adil yargılanma hakkının ve olay nedeniyle de yine hem Anayasa’da hem de AİHS de düzenlenen yaşam hakkının ihlal edildiğinin tespitini talep ettik. Dosya yaklaşık 5 yıl Anayasa Mahkemesi'nde bekledi. Daha sonra başvurumuz Anayasa Mahkemesince, Mahkemenin bireysel başvuru almaya başladığı Eylül 2012 tarihinden itibaren 30 gün içerisinde başvuru yapmadığımız ve soruşturmayı hareketlendirmediğimiz gerekçeleriyle reddedildi. Oysa 2012’de Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru almaya başladığı tarihte dosyanın soruşturması devam ediyordu. Dosyada gelişme olabilme beklentisi vardı. Kaldı ki; olay, niteliği itibariyle faillerden şikayetçi olmasak dahi kamu davası olarak devam etmesi gereken bir dosya. Bu nedenle Anayasa Mahkemesinin gerekçeleri hukuka açıkça aykırıdır.”

EMEKLİ POLİSİN İTİRAFI DİKKATE ALINMADI

Avukat Serhat Dicle İnan, 2009 yılında emekli bir polis memurunun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği imzasız mektupta Avukat Kazım Ekinci ve Fahri İnan’ın öldürüldüğü döneme ilişkin bilgiler verdiğini ancak bu mektubun da dikkate alınmadığını söyledi: “2009 yılında emekli polis olduğunu söyleyen bir şahıs tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen isimsiz bir dilekçede Viranşehir’de yaşanan faili meçhul suikastlara ilişkin bilgiler yer alıyordu. Soruşturmanın genişletilmesi talebimize rağmen bu kapsamda hiç kimsenin ifadesi dahi alınmadı.”

2019’DA AİHM’E GİDİLDİ

Dosyanın Türkiye’de zaman aşımına uğraması ve AYM’nin bireysel başvuruyu reddetmesinin ardından 2019’da AİHM’e başvurduklarını söyleyen Avukat Serhat Dicle İnan, “Bu başvurumuzda da, yaşam hakkının, aile hayatına saygı ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini belirttik. Ayrıca başvurumuzda, Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvurumuzu ret gerekçelerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve bu suikastlar sonucu yaşanan ölümlerin insanlığa karşı suçlar kapsamında değerlendirilip zaman aşımının (özellikle de kararda belirtilen haliyle) işletilmemesi gerektiğini belirttik” dedi.

AİHM: İÇ HUKUK TÜKETİLMEDİ

AİHM’in de AYM ile benzer bir karar verdiğini söyleyen İnan, AİHM’in geçtiğimiz hafta verdiği karara ilişkin şöyle konuştu:  “AİHM de Anayasa Mahkemesi’nin kararına benzer gerekçelerle AİHS 35/1 Maddesi gereğince talebimizi reddetti. Başvuru AİHM de tek hâkimli olarak incelendiğinden itiraz yolu kapalı bir şekilde kesin olarak karar verildi. Bu karar ile gerek Anayasa Mahkemesi'nin gerekse de AİHM'in 90'lı yıllarda çokça işlenen faili meçhul suikastlar karşısındaki bu hukuka aykırı tutumu, ihlaller karşısında adaleti usulle döverek adalete erişimi engelliyor.”

Fahri İnan ile birlikte öldürülen avukat Kazım Ekinci'nin ailesinin AİHM’e yaptığı başvuru ise henüz sonuçlanmadı. (Kaynak)