TTB’den YKS uyarıları: Görevlilere test yapılsın

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, YKS sınavı öncesi alınması gereken önlemlere ve uyulması gereken kurallara ilişkin açıklama yaptı. Vaka sayılarında artış olan yerlerde görevlilere öncesinde test yapılması ve buralarda ekstra önlemler alınması istendi. Adaylara da maske, mesafe ve hijyen uyarısında bulunuldu.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Covid-19 salgının etkisini gösterdiği günlerde milyonlarca kişi 27-28 Haziran tarihlerinde yapılacak Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) girecek. Daha önce sınavların ertelenmesini talep eden Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi bu konuda adım atılmayınca, YKS’ye girecek adayların, yakınlarının ve görevlilerin alması gereken önlemlere ilişkin online toplantı gerçekleştirdi.

TTB Başkanı Sinan Adıyaman, TTB COVID-19 Danışma ve İzleme Kurulu üyeleri Prof. Dr. Özlem Azap, Prof. Dr. Kayıhan Pala, Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz ve psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Meram Can Saka’nın katıldığı toplantıda alınması gereken önlemlerin yanı sıra, görevli kişilere sınav öncesinde Covid-19 testi uygulanması önerisi dile getirildi.

‘MASKELER NEMLENDİĞİNDE DEĞİŞTİRİLSİN’

Sınavların gerçekleştirileceği okulların bahçelerinde bir buçuk metrelik fiziki mesafeye dikkat edilmesi gerektiğini, kimlik kontrolünün temassız şekilde yapılmasının önemli olduğunu, adayların koridorlarda yığılma olmadan sınav salonlarına ulaşımın sağlanması gerektiğini belirten Prof. Dr. Özlem Azap, hem aday hem veli hem de sınav görevlilerinin uyması gereken kurallara dair şunları kaydetti:

“Ateş, öksürük gibi yakınmaları olan adaylar gerekli önlemler alınarak ayrı bir salonda sınava alınmalıdır. Sınav başlayıncaya kadar maskeler çıkarılmamalıdır ve mümkün olduğunca eller maske ve yüzle temas ettirilmemelidir. Salonlarda aday sayısı ve görevli sayısı kadar yedek maske bulundurulmalıdır. Eğer öksürme ya da hapşırma durumu olursa avuç içerisine değil de dirsek içine öksürüp hapşırmaya çalışmalıyız. Sınav salonları mümkünse oturum sırasında ve oturumlar arasında pencere açılarak havalandırılmalıdır. Maskeler nemlendiğinde değiştirilmelidir. Maske çıkarılırken lastiklerinden tutularak çıkarılmalı, iç ve dışına temas edilmemelidir. Sınav bittiğinde kalem ve benzeri kırtasiye malzemelerinin ortak kullanılmayacak şekilde bir düzenleme yapılmalıdır. Adaylar okuldan ve salondan çıkarken bir buçuk metre fiziki mesafe gözetilerek çıkmalıdır. Sınava kadar adaylar maskelerini çıkarmasınlar ve el temizliğine dikkat etsinler. Sınav sırasında maskelerini çıkarabilecekler ve çıkarırken lastiğinden çıkarmaya dikkat etsinler. Sınav bittikten sonra evlerine giderken, tıpkı sınava gelirkenki gibi kurallara uymaya çalışsınlar. Eve gider gitmez de ellerini yıkasınlar ve güzelce dinlensinler. “

‘KIYASLAMA, TEHDİT, SUÇLAMA GİBİ TUTUMLARDAN KAÇININ’

Sınav öncesinde öğrencilerin duyacağı kaygıya ve velilerin tutumlarına ilişkin konuşan psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Meram Can Saka’ya göre ise bu dönemde uyku ve beslenme düzenine dikkat edilmesi gerekiyor. Sınava günler kala yoğun bir şekilde çalışmanın yararlı olmayacağını belirten Saka, öğrenci ve velilere yönelik şu uyarılarda bulundu:

“Bu dönemde öğrencilere daha önce kullanmadıkları ilaçların tavsiye edilmesiyle karşılaşıyoruz. Bunu kesinlikle önermiyoruz. Daha önce kullanmadığı, bir hekimin önermediği yatıştırıcı kullanmak, performans arttırıcı şeyler kullanmak uygun değil. Uyku ve yemek düzenimizi son günlerde değiştirmek iyi bir fikir değil. Daha fazla uyuma, daha farklı bir beslenme yoluna gidilmesi gibi ailelerin telkinleri doğru değil. Sağlığa uygun ve şimdiye kadar uygulanan yollar devam ettirilmeli. Kaçınmamız gereken şeyler olabilir. Kaygılarını olduğu gibi yansıtmamaları, gerçekçi bir yaklaşım sergilemeleri uygun olacaktır. Bu dönem beklentileri ve geçmiş dönem değerlendirmelerini yapmak için uygun bir zaman değil. Bu işin hayat memat meselesi olmadığını bilmek lazım. Bu sınavda çok iyi şeyler yapamayıp daha sonra çok iyi şeyler yapan çok sayıda kişi var. O yüzden bunu sadece bir sınav olarak görmek ve felaketleştirmemek önemli. Kıyaslama, suçlama, tehdit ve hafife alma gibi tutumlardan kesinlikle kaçınmamız lazım. Çocuklarımızı, gençlerimizi sınavdan başarılı olsalar da olmasalar da seviyoruz. “

‘DİYABETLİ ÇOCUKLAR İÇİN EK BİR RİSK YOK’

TTB Merkez Konseyi’nin YKS’ye ilişkin önerilerinin de dile getirildiği toplantıda basın mensuplarının sorularına da yanıt verildi. TTB’ye yöneltilen sorular ve yanıtları ise şu şekilde oldu:

Son dönemde bazı bilim insanları diyabeti olanların Covid-19’a daha çabuk yakalandığına dönük açıklamaları oldu. Çocukları diyabet hastası olan veliler arasında da bir panik havası oluştu. Diyabet ile Covid-19 arasında daha riskli olduğuna dönük bir bilimsel çalışma var mı?

Prof. Dr. Kayıhan Pala: Bildiğimiz bilimsel verilerin ışığında diyabet de bazı kronik hastalıklar gibi Covid-19 için riskli. Ama Özlem hocamın çizdiği perspektifte sınava girildiği takdirde diyabetli çocuklar için ek bir risk olduğunu söylememiz mümkün değil.

‘GÖREVLİLERE TEST YAPILMASI ANLAMLI OLUR’

İllerdeki vaka artışları çocukların sınava girmesine engel teşkil edecek midir? Bu konuda TTB’nin bir önerisi var mı?

Kayıhan Pala: Cizre’den vakaların arttığına dönük sayılar alıyoruz. Anadolu’nun değişik yerlerinde olgu sayılarında artış var. Bunu dikkate almalıyız. Ancak bu artış olan yerlerde sınavın yapılmamasına dönük bir eğilim yerine daha fazla önlem almayı tartışmamız gerekir. Cizre ve benzeri yerler başta olmak üzere sınava girecek bütün görevlilerde test yapılması anlamlı olabilir. Testin sonuçları bir gün sonra çıkıyor. Burada saptanan kişilerin sınavda yer almamasının sağlanması en iyi önlem olabilir.

‘ANKARA İÇİN GÖZLE GÖRÜLÜR BİR ARTIŞ VAR’

TTB’nin bu dönemde vaka sayılarının şeffaf bir şekilde açıklanmadığına dönük itirazları oldu. LGS sınavının ardından sahadan elde ettiğiniz bilgiler nelerdir? Vaka sayılarının içerisinde sınava giren yaş gurubunun da yoğun olduğuna dönük bir bilgi var mıdır?

Prof. Dr. Özlem Azap: Genel olarak bir artış gözlediğimizi söyleyebiliriz. Geçtiğimiz hafta da bir artış vardı. Şimdi de geçen hafta kadar olmasa bile olgu sayılarının arttığını görüyoruz. Risk faktörlerini ya da temaslarını araştıranlar var. Buradaki veriler Sağlık Bakanlığı’nın bilgi sistemine çok ayrıntılı bir şekilde giriliyor. Hastanelerimizde sadece Sağlık Bakanlığı’nın sistemine veri girmek için görevlendirilmiş arkadaşlarımız var. Hastanın yaşını, temaslarını her birini veri olarak giriyorlar. Ama biz bu girilen verilerin sonucundaki toplu değerlendirme ya da analizlerini baştan itibaren göremiyoruz. En sık aldığım sorulardan birisi, LGS’den sonra vakalar arttı mı? YKS’den sonra artmaz mı? Buna yanıt veremiyoruz. Olgu sayılarında önceki hafta başlayan artış azalmakla birlikte devam ediyor. Ankara için gözle görülür bir artış olduğunu söyleyebilirim.

‘YENİ AÇILMA TÜRKİYE’Yİ BU HALE GETİRDİ’

TTB Başkanı Sinan Adıyaman: Sadece sınavlarla ilgili bir artış değil. Bu artış 1 Haziran’dan sonra başladı. Yeni açılma olarak değerlendirdiğimiz bu süreçte tedbirlerin gevşetilmesiyle beraber tüm Türkiye’de bir artış başladı. Doğrulanmış yeni vaka sayılarında da yoğun bakıma yatan hasta sayılarında da artış başladı. Bize gelen bilgi Ankara’nın son beş gün içerisindeki vaka sayısı ortalaması 250’ye yakın. Bu günlük yeni vaka ortalaması. Bunu sadece geçen haftaki sınavdan kaynaklandığını söyleyemeyiz. Toplum sağlığı gözetilmeden yapılan yeni açılma Türkiye’yi bu hale getirdi.

Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz: Vaka sayılarını haftalık trendle değerlendiriyoruz. En kritik nokta iki hafta içerisinde istikrarlı bir azalma olup olmadığı meselesi. Türkiye birinci dalgayı sönümlendiremediği gibi son iki haftada artış trendi yaşıyor. Haftalık bazda biz 8 bin 500- 9 bin bandına oturmuş durumdayız. Bir önceki haftaya göre ölüm sayımız da arttı. Bırakın istikrarlı bir azalmayı artış trendimiz söz konusu. İllere göre dağılımı bilmediğimiz için Türkiye’nin neresinde ne var, hangi yaş gruplarında vaka var bilmiyoruz. Bunlar açıklanmış olsa LGS nedeniyle veri de oluşturmuş olurdu. Özellikle medyada bazı hekimlerin yaptığı sansasyonel açıklamalar zarar veriyor. Gençlerimizin sınava yönelik kaygılarını arttırıyor. Bu saatten sonra yapmamız gereken bu kaygıları azaltmak.