215 kadın örgütü: Cinsel istismarın affı olmaz

Çocuk İstismarı Affına Karşı Kadın Platformu kurucusu 215 kadın örgütü, Meclis tatile girmeden önce çocuklara yönelik cinsel istismar suçlularına af çıkarılacağı iddialarına karşı sosyal medyadan çağrı yaptı. Çağrıda, "Af girişimlerini gündemde tutmak, evlilik adı altında 15 yaş altındaki çocukların cinsel istismarını ve tecavüzü, toplum ve yargı nezdinde meşrulaştırma girişimidir" denildi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Çocuklara yönelik cinsel istismar suçlularına af hazırlığı kadın örgütlerini harekete geçirdi. 215 kadın örgütünün oluşturduğu Çocuk İstismarı Affına Karşı Kadın Platformu, sosyal medyada, "Çocuk istismarı faillerine yönelik af girişimlerine son verilsin" çağrısı yaptı.

Çocuk cinsel istismarını düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 103. maddesi ile ilgili af girişimlerinin kaygıyla izlendiği belirtilen çağrıda, “Çocukları cinsel istismardan korumak için devletin asli ve öncelikli görevi, çocukların cinsel istismara maruz kaldığı şartları ortadan kaldırmak, koruyucu ve önleyici hizmetleri kurumsallaştırmaktır” denildi.

'KADIN ÖRGÜTLERİ KARARLI DURUŞUNU SÜRDÜRÜYOR'

Kadın hakları aktivisti Berrin Sönmez, TCK 103 Çocuk İstismarının Affına Karşı Kadın Platformu’nun sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamaya ilişkin, “İktidar çocuğa karşı cinsel istismar faillerini affetmek yönünde kararlı görünüyor ve bu kararlılığını yıllardır konuyu gündemde tutarak gösteriyor. Ancak kadın örgütleri ve çocuk hakları savunucuları da af girişimlerini durdurmak yönündeki kararlı duruşunu sürdürüyor. Af girişiminin gündemde tutulması, ‘evlilik’ adı altında 15 yaş altı çocukların cinsel istismarını ve tecavüzü, toplum ve yargı nezdinde meşrulaştırıyor. Cinsel suçların meşrulaştırılması gibi ağır sonuçları olan af girişimlerinin ülkemiz gündeminden kalkmasını sağlamak için iktidara yönelik caydırıcı eylemler yapmakta kararlı kadın hareketi” dedi.

Türkiye halklarının geniş kesiminin çocuk yaşta erken ve/veya zorla evliliklere karşı olduğunu belirten Sönmez sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Akademi ve kamu kurumları tarafından yayınlanan istatistiki veriler, kamuoyu araştırmaları açıkça gösteriyor ki ülkemizde evlenme yaşı geçen elli, altmış yılda yükselmiştir. TCK 103 Çocuk İstismarının Affına Karşı Kadın Platformu kurucusu 215 kadın örgütü –ki her an gelmekte olan imzalarla metni destekleyen sivil toplum örgütü sayısı sürekli yükselmekte- 15 Haziran saat 20;20 itibariyle başlattığı sosyal medya eylemiyle siyasi iradeyi istismar affı düzenlemelerinden caydırmak için kararlı duruşunu bir kere daha sergileme ihtiyacı duymuştur.”

İstismar affı marjinalleşen siyasi aklın ürünüİstismar affı marjinalleşen siyasi aklın ürünü

‘ÇOCUK İSTİSMARINI MEŞRULAŞTIRMA GİRİŞİMLERİNİN AFFI OLMAYACAKTIR’

“Kamuoyunun girişimlerden haberdar olması, tüm siyasi aktörlerin istismar affı girişimlerini durdurmak yönünde harekete geçmesini teşvik için yapılan sosyal medya eylemi, herkesi çocuk haklarından yana taraf olmaya çağırmak için gerçekleştirildi. Kadınlar iktidarı caydırma, kamuoyunu bilgilendirme ve herkese sorumluluğunu hatırlatma çabasında kararlı olduğunu bir kere daha göstermiştir. #ÇocukİstismarınınAffıOlmaz evlilik adı altında çocuk istismarını meşrulaştırma girişimlerinin de affı olmayacaktır.”

TCK 103 Çocuk İstismarı Affına Karşı Kadın Platformu kurucusu 215 kadın örgütünün, “Çocuk İstismarı Faillerine Yönelik Af Girişimlerine Son Verilsin” başlığıyla yaptığı çağrının satır başları şu şekilde:

SİYASETÇİLERİN BEYANLAR KAYGILARIMIZ ARTIYOR: 2016 yılından beri gündemde tutulan ve en son 15 Nisan 2020 tarihli İnfaz Yasası’nın TBMM görüşmeleri sırasında tekrar gündeme getirilen TCK 103 affı, kadın örgütlerinin ve kamuoyunun tepkisi sayesinde yasaya eklenememiş olsa da kimi iktidar partilerinden siyasetçi ve milletvekillerinin bu affın 15 Temmuz 2020 öncesinde mutlaka çıkartılacağı yönündeki beyanları kaygılarımızı artırıyor.

ÇOCUK İSTİSMARINI MEŞRULAŞTIRMA GİRİŞİMİ: Af girişimlerini gündemde tutmak, “evlilik” adı altında 15 yaş altındaki çocukların cinsel istismarını ve tecavüzü, toplum ve yargı nezdinde meşrulaştırma girişimidir! Oysa, Türkiye kamuoyunun hangi siyasi görüşten olursa olsun çocuk istismarına ve çocuk yaşta, erken ve/veya zorla evliliklere karşı olduğunu biliyoruz. Havle Kadın Derneği’nin bu yıl gerçekleştirdiği Erken Yaşta Evlilik Araştırması’na göre, toplumun büyük bölümü ideal evlilik yaşını kadınlar için 24, erkekler için 26 olarak görürken; “Kızınızı 18 yaşından önce evlendirir misiniz?” sorusuna yüzde 91,8 “Hayır” diyor. Evlenme yaşı, 9 olabilir diyenlerin oranı ise sadece yüzde 0,7.

ÇOCUKLARIN HAYATI TEHLİKEYE ATILIYOR: Kız çocuklarının bedensel, zihinsel ve psiko-sosyal bakımdan daha kendi gelişimini tamamlayamadan hamile bırakılıp çocuk doğurmaya mecbur edilmesi, evliliğe sürüklenmesi, hem onların ve doğuracakları çocukların hayatını hem de toplumun geleceğini tehlikeye atmaktadır. Çocuk yaşta evlilikler kız çocuklarını yaşam boyu süren ciddi sağlık sorunları ile baş başa bırakmaktadır. Hem kız çocuğunun hem de doğacak bebeğinin ölüm riski yetişkin bir kadına göre iki ila beş kat fazladır. Ölü doğum, erken doğum, annede kemik gelişiminin durması gibi geri dönülemez bedensel sakatlanmalar, anne karnındaki bebeğin yeterli beslenememesi, güç doğum, üreme organı yırtıkları, ağır kanamalar, fistüller, kansızlık, idrar ve dışkı kaçırma gibi pek çok sağlık sorununa neden olmaktadır. Cinsel istismarın neden olduğu duygu durum değişiklikleri intihar eğilimini ve şiddette uğrama riskini artırmakta, zihinsel ve ruhsal sorunları tetiklemektedir.

İSTİSMARA AF DEĞİL, İSTİSMARDAN KORUYACAK ÖNLEMLER HAYATA GEÇİRİLMELİ: Çocukları cinsel istismardan korumak için devletin asli ve öncelikli görevi, çocukların cinsel istismara maruz kaldığı şartları ortadan kaldırmak, koruyucu ve önleyici hizmetleri kurumsallaştırmaktır. İstismar faillerini ve onlara yardım ve yataklık edenleri affetmek/cezasız bırakmak, bu suçların teşvik edilmesi demektir; başka çocukların istismarına zemin hazırlamaktır. Devlet faillere affı değil, çocukları cinsel istismardan koruyacak önlemleri hayata geçirmelidir.

CEZALAR ARTTIRILMALI: Çocuk yaşta, erken ve/veya zorla evlendirmeleri ve çocuk istismarını önlemesi gereken ama bunu yapmayan; aksine teşvik eden, kolaylaştıran ya da göz yuman tüm sorumlular cezalandırılmalı, kamu görevlileri ise görevlerinden alınmalıdır. Evlenme ehliyeti olmayan çocuklara dini nikah kıyan din görevlileri, çocuklarını çocuk yaşta evlendiren aileler ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyerek buna göz yuman kişiler ve resmi otoriteler özellikle cezalandırılmalıdır.

5 YILLIK EYLEM PLANI HAZIRLANMALI: Tüm bakanlıkların, Meclis’teki muhalefet partilerinin, kadın, çocuk ve hak temelli çalışan tüm örgütlerin, akademinin ve ilgili meslek örgütlerinin katılımı ile beş yıllık bir Çocuk Yaşta, Erken ve/veya Zorla Evliliklerle Mücadele Strateji Belgesi ve Eylem Planı çıkartılmalı; daha önce çıkartılan planlar uygulanmalı, ilgili tüm kamu kurumlarının bu planların hayata geçirilmesi konusunda yeterli bütçe ve insan kaynağı tahsis etmesi sağlanmalıdır.

ÇOCUKLARIN EVLENDİRİLMESİ SUÇTUR: Çocukların yaşama, oyun oynama, eğitim alma, sağlıklı yetişme, iş ve meslek sahibi olma, kendini geliştirme, özgür hareket etme, geleceği üzerinde söz sahibi olma ve korunma haklarını ortadan kaldırmaya yönelik tüm girişimler derhal durdurulmalıdır! Bırakın çocuklar bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan sağlıklı büyüsün, çocukluklarını yaşasın!