Üç vekil daha hapiste, Meclis vesayet altında

Gazeteci Murat Yetkin, 3 milletvekilinin cezaevine girmesiyle ilgili süreci değerlendirdi: "Yıllarca Meclis ve yargı üzerinde vesayet olduğundan -haklı olarak- şikâyet edenleri şimdi yargı ve meclis üzerinde vesayet kurarken görüyoruz."

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gazeteci Murat Yetkin, CHP’li Enis Berberoğlu ile HDP’li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları'nın tutuklanmasını analiz ettiği yazısında önümüzdeki döneme dair risklere dikkat çekti.  Yetkin, 'Üç vekil daha hapiste, Meclis vesayet altında' başlıklı yazısında şu değerlendirmeyi yaptı:

Meclis Millet Meclisi 4 Haziran 2020 günü üç üyesinin daha milletvekilliğini düşürerek cezaevine gönderilmelerine izin verdi. CHP’li Enis Berberoğlu, HDP’li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları birkaç saat içinde tutuklanıp cezaevine kondu. Karar Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki iktidar blokunun, AK Parti ve MHP’nin oylarıyla alındı.

Her üç milletvekilinin hakkında da kesinleşmiş hapis cezaları vardı. Berberoğlu, Cumhuriyet’te yayınlanan “MİT TIR’ları” haberinin kaynağı olma iddiasıyla “siyasi ve askeri casusluk” suçlamasıyla, Güven ve Farisoğulları ise -HDP’lilere standart suçlama olan- “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla hapis cezası almışlardı. Yargıtay, hapis cezalarını onarken, cezanın infazını “milletvekillikleri sona erinceye dek” durdurmuştu. Her üçünün de milletvekillikleri 2023’te sona erecekti.

Ama anlaşılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu duruma uzun süre katlanmak istemiyordu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay daha 2018 yılında TBMM Başkanlığına gönderdiği yazıyla o dönemin Meclis Başkanı Binali Yıldırım’a Adalet Bakanlığının fezlekesini ve hapis cezası kesinleşen milletvekillerinin üyeliklerinin düşürülmesi gerektiğini hatırlatıyordu. Yıldırım bu yazıyı oylamaya sunmadı. Bir süre sonra Erdoğan’ın onu CHP’li Ekrem İmamoğlu karşısında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapmak istemesi üzerine görevinden ayrıldı. Yerine Mustafa Şentop seçildi. Şentop da uzun süre bu yazıyı işleme koymadı. Şentop 27 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP lideri Devlet Bahçeli, Yıldırım ve Oktay ile Yassıada’daki anma/açılış töreninde birlikteydi. Arada bir bağlantı olup olmadığı konusunda spekülasyon yapmayalım. Meclis 1 Haziran’da Covid-19 arasını bitip çalışmaya başladı. 4 Haziran’da da üç vekil hapse gönderildi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, karar 20 Temmuz sivil darbesinin sonucu dedi. 20 Temmuz 2016’da yani 15 Temmuz askeri darbe girişiminden 5 gün sonra AK Parti ve MHP oylarıyla ilan edilen olağanüstü hâli kastediyordu. Bunda gerçeklik payı vardı. Ancak 20 Temmuz’dan sadece iki ay önce CHP, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması yolundaki AK Parti teklifine MHP ile birlikte onay vermişti. Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi, Erdoğan’ın onları HDP ile aynı saftaymış gibi gösteren algı operasyonu taktiğine yenik düşmüştü; zaten CHP milletvekillerinin çoğu oy kullanmadı.

Ama o tarihten sonra pek çok milletvekilinin Meclis üyelikleri bu Anayasa değişikliği uyarınca düşürülmüştü; HDP’nin önceki eş-başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ buna dahildi. Ve Berberoğlu, ve Eren Erdem… Aynı gün AK Parti’de yapılan “eğilim yoklamasında” üzerinde ittifak sağlanan Yıldırım, iki gün sonra, 22 Mayıs’ta yeni Başbakan olacaktı. 15 Temmuz darbe girişimine giden yoldaki bu önemli gelişmeler, şimdi pek hatırlanmıyor.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN