Hüseyin Aykol yazdı: Apê Musa 100 yaşında!

1992 yılında Diyarbakır'da katledilen Musa Anter (Apê Musa) 100 yaşında. Yeni Yaşam Gazetesi’nde Musa Anter'in hayatını anlatan Hüseyin Aykol, "1992 yılında öldürdüğünü sananlar yanılıyor. Kürt medyasının yaptığı her haberde, Kürt halkının attığı her adımında Apê Musa, hedeflediği idealleri ve filozofi ruhuyla yer alıyor” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Kürt halkı ve basınının çınarı Musa Anter (Apê Musa) 100 yaşına bastı. Gazeteci-yazar Hüseyin Aykol, 1992 yılında Diyarbakır’da katledilen Musa Anter’i  Yeni Yaşam‘da yazdı. Apê "Musa kuşağının yerini doldurabilmek için binlerce gazeteci gece-gündüz demeden ve canımız pahasına çalışıyoruz" Aykol’un, "Apê Musa 100 yaşında!" başlıklı yazısı şöyle:

"Kürt basınının kurucuları Bedirxan Ailesi’nden sonra, “bu hususta birkaç isim daha sayın” dense, ilk akla gelen kişi herhalde Musa Anter’dir. Apê Musa, Kürt medyasının ikinci kuşağını neredeyse tek başına temsil etmekte. Üçüncü kuşağı ve dolayısıyla Musa Anter’in yerini doldurmaya çalışan bizler ise binlerce insanız. Apê Musa kuşağının yerini doldurabilmek için binlerce gazeteci gece-gündüz demeden ve canımız pahasına çalışıyoruz.

2020, yıllar sonra pek iyi hatırlanmayacak herhalde. Mikroskopik bir virüsün kapitalizmin fevkindeki insanlığı tir tir titrettiği bir yıl olarak korkuyla anılacak. Ancak bizler için, biz Kürt basınının emekçileri ve Kürt halkının herhalde tümü için kutlu bir yıl; çünkü bu yıl, Apê Musa 100 yaşına bastı! Size kim derse ki, Musa Anter, 1992 yılında öldürüldü; yalan, koca bir yalandır o! Apê Musa, yaşıyor ve Apê Musa, bu yıl 100 yaşına bastı…

Ben kendimi bir gazeteci, bir insan olarak çok şanslı görürüm. Çünkü burada -Özgür Basın Geleneği’nde- bulunduğum 30 yıl boyunca, en az 100 yıllık bir ulusal ve toplumsal bir gelişme gösteren Kürt halkının yanı başında, sol yanında yürüdüm. Ortadoğu tarihini yeniden yazan Abdullah Öcalan, Celal Talabani, Cemil Bayık, Mahmut Abbas, Duran Kalkan, Sami Abdurrahman, Murat Karayılan’ın da aralarında bulunduğu Kürt, Arap ve hatta İbrani liderlerle tanıştım ve onlarla röportaj yaptım. İzlediğim Avrupa Birliği, NATO zirvelerini saymıyorum bile.

APÊ MUSA’NIN YÖNETMENİ OLMAK

Ancak gazetecilikteki yaşam öykümdeki en müstesna yer herhalde, Musa Anter’in Genel Yayın Yönetmeni olmaktır! 1990’lı yılların başında, siyasi ve yazımsal olgunluğunun zirvesinde bir gazetecinin, yazarın ve daha doğrusunu söylemek gerekirse, bir filozofun yayın yönetmeni oldum ben. Yeni Ülke gazetemizin Genel Yayın Yönetmenliği’ni yaparken, Musa Anter bizde o güzelim yazılarını yazmaya başladı. İçinde ironisi hiç eksik olmayan muazzam köşe yazılarını.

O zamanlar zaten internet falan yoktu ama faksımız bile çalışmaya başlamamıştı. Haftanın tüm siyasi gelişmelerini kapsasın diye, neredeyse son dakikada yazdığı yazılarını Suadiye’deki evinden almak üzere yanına gönderdiğimiz arkadaşın yolunu dört gözle beklerdik. Apê Musa ise kendisine gönderdiğimiz arkadaşa bir masa kurar, yedirir-içirir ve onunla sohbet ederdi. Biz gazetenin merkezinde Yeni Ülke’yi baskıya yetiştirmek için dokuz doğururken…

Apê Musa, 100 yaşında! O’nun 100. yaşını, tüm yıl boyunca en görkemli şekilde kutlayacağız-kutlamalıyız! Tüm Kürt kurumlarından bu konuda katkı bekliyoruz! Piyesler, paneller, kitaplar; kısacası anma için yapılacak her ama her şey. Koronavirüs pandemisi, bu konuda bizim elimizi şimdiye kadar bağladı ama bundan sonrası için hiçbir mazeretimiz yok. Şimdi gelin size Apê Musa’nın yaşam öyküsünü anlatalım. Bilmeyenler öğrensin, bilenler hatırlasın diye…

APÊ MUSA’NIN YAŞAM ÖYKÜSÜ

Bizlerin Apê Musa demeyi yeğlediğimiz Musa Anter, Nusaybin’in Stilîlê (Akarsu) nahiyesine bağlı Zivingê (Eski Mağara) köyünde doğdu. Nüfustaki ilk doğum yılı 1924 idi. Ancak ilkokula yazılabilmek için yaşı büyütüldü ve 1920 yapıldı. Gerçi annesi onun Ermeni Fermanı sonrasında doğduğunu söylemekteydi. Söz konusu Büyük Felaket, 1915-1917 yıllarında yaşandığına göre, Musa Anter’in doğum yılı 1918 olabilir; ancak 1920 yılı, Musa Anter’in doğum yılı olarak herkesin kabul ettiği bir husus oldu. Doğum günü mü, doğum yılı bunca tartışmalıyken; bir de doğum gününü sormasın kimse. Apê Musa, 1920 doğumludur ve 1920 yılının her günü, onun doğum günüdür. Çünkü öyle bir yaşam öyküsü vardır ki, anlatılmaya doyulmaz!

Apê Musa’nın doğduğu yer, susuz tarım yapılan yoksul bir köydür. Nitekim Ziving’in kelime anlamı “kışlak”tır. Köylülerin kışın kendilerini korumak için çekildiği bir yerdir. Köyün asıl nüfusu, esasen Anter ailesidir. Köyün ‘büyüğü’ Baba Anter, felç olup, 8-10 yıl yatalak yaşamak zorunda kalınca, Anne Fesla, önce yaşlıca bir akrabayı Muhtar yapar; ancak o da bir yıl sonra ölünce, muhtarlık kendisine düşer. Musa Anter’in muhtarlık yapmaya başlayan annesi, belki de Türkiye’nin ilk kadın muhtarıdır. Muhtarlık onun için aslında kolaydır; ama Türkçe bilmediği için köye gelen jandarmaların ne istediğini anlayamadığından çıkan sıkıntıdadır.

Fesla Ana, ismi Şeyh Musa’nın kısaltması olarak Şeyhmus diye seslenilen oğlu Musa’nın ilkokula gidip Türkçe öğrenmesini ve jandarmalarla yaptığı görüşmelerde tercümanlık yapmasını istemektedir. Önce Kercews’e (Gerçüş’e) gönderilir. Orada bir yıl misafir öğrenci olarak kalan Musa, öğrendiği birkaç kelime ile annesine jandarmaların istediği şeyleri verirken, yardımcı olur. Evet, Musa okula gitmeli; Türkçe’yi bu iş için mutlaka öğrenmelidir. Ertesi yıl, bu kez Nusaybin’e gönderilir. Ancak ortadaki sıtma hastalıklı ortam, okumak için elverişli değildir. Daha sonraki yıl gönderildiği Mardin’de ilkokulu büyük bir başarıyla bitirir."

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN...