Muhtarlar anlatıyor: Yoksullar gıda, orta gelirli maske istiyor

Fiziksel mesafelenmeyi birbirimizin sağlığını kollama yöntemi olarak düşünürsek, yerel örgütlenme bu mesafelenmenin ve büyük analizlerin karamsarlığına direnmek için bir başlangıç noktası olabilir. Kadıköy'den Fenerbahçe Mahallesi muhtarı Tuba Aldeniz, Koşuyolu Mahallesi muhtarı Eylem Bilir ve Rasimpaşa (Yeldeğirmeni) Mahallesi muhtarı Sultan Aksu; Üsküdar'dan Acıbadem Mahallesi muhtarı Semra Aydın, Bakırköy'den Kartaltepe Mahallesi muhtarı Didem Koryürek ve Cevizlik Mahallesi Muhtarı Hülya Özdemir salgın sürecinde mahallelilere desteklerini anlattı.

Google Haberlere Abone ol

Burcu Arıkan

DUVAR - Covid-19 salgını nedeniyle gündelik hayatlarımız bir anda değişti. Salgının resmi ağızlardan açıklandığı günden bu yana geçen bir ayı aşkın zamanda nasıl organize olunacağına dair çokça kafa karışıklığı ve sorunlar da yaşandı. En önemli veri kaynaklarından biri, en küçük yönetim birimi mahalleler olduğu için bu süreçte yaşananları mahalleleri en iyi bilen insanlarla, yani muhtarlarla görüşmek istedik. Şimdilik İstanbul ile sınırlı altı görüşme bize birçok konuda çok fikir verebilecek gündemler ortaya çıkardı. Kadıköy'den Fenerbahçe Mahallesi muhtarı Tuba Aldeniz, Koşuyolu Mahallesi muhtarı Eylem Bilir ve Rasimpaşa (Yeldeğirmeni) Mahallesi muhtarı Sultan Aksu; Üsküdar'dan Acıbadem Mahallesi muhtarı Semra Aydın, Bakırköy'den Kartaltepe Mahallesi muhtarı Didem Koryürek ve Cevizlik Mahallesi Muhtarı Hülya Özdemir ile salgın sürecini konuştuk.

MUHTARLIK RİSKLİ MESLEKLERDEN

Fenerbahçe Mahallesi muhtarı Tuba Aldeniz

Görüştüğüm kadın muhtarlar sürece dair özel yetkileri olmadığını, ihtiyaç sahiplerini 22 Mart 2020 tarihinde İstanbul Valiliği tarafından başlatılan Vefa Sosyal Destek Grubu’na iletmekle tanımlı bir yetki alanları olduğunu ifade ediyor. Muhtar, insanların en kolay ulaşabildiği yetkili, Tuba Aldeniz’in de hatırlattığı üzere aslında “devletin birinci basamağı” ve işleri, sadece koordinasyon işlevi ile sınırlı kalmıyor. Muhtarlar cep telefonlarının sabah çalmaya başladığını ve geceye kadar hiç susmadığını ifade ediyor. Genel olarak kendilerini korumak için cam arkasından çalışmaya geçmişler ama işlerinin önemli bir kısmı sokakta olmayı gerektiriyor. Bir de sayısı azalsa da postacıların getirdiği tebligatlar ve bunları almaya gelen yurttaşlar nedeniyle zaten küçük olan binalar risk oluşturuyormuş. Tuba Aldeniz bir başka tehlikenin, yurttaşların her yere temas ettikleri eldivenlerle muhtarlık binasına gelmeleri ve resmi işlerini de aynı eldivenle yapmaları olduğunu söylüyor. Semra Aydın ise mahallede örgütledikleri önemli işlerden birinin sokaklara atılan eldiven ve maskeleri toplamak olduğunu anlatıyor.

Eylem Bilir, birçok muhtarın test sonuçlarının pozitif çıktığını ifade ediyor. Risk altında olan meslekler konuşulurken bahsi çok geçmeyen muhtarlar sahada insanlarla bire bir çalışıyor; üstelik mesai saatlerini düzenleme imkânları resmi olarak mümkün olsa da bunu kullanmayı tercih etmiyor, çok daha uzun süreler çalışıyorlar.

Koşuyolu Mahallesi muhtarı Eylem Bilir

İHTİYAÇLAR YETKİLERİ AŞIYOR

Muhtarların yetkileri dâhilinde olan önemli konulardan biri de kabaca hastalığın kaynağını bulma araştırması diyebileceğimiz “filyasyon” çalışmalarına destek olmak. Tuba Aldeniz normal koşullarda kişisel verilerin korunması konusunda çok hassas olduğunu fakat pandemi sürecinde Aile Sağlığı Merkezi’nden kendilerine bir vaka bilgisi geldiğinde vakaların yan çemberini tespit edebilmek için doktorlara bilgi sağladıklarını ifade ediyor. Aldeniz bunun yanı sıra sosyal medyayı aktif şekilde kullanarak #evdekalfenerbahçe kampanyası yürüttüğünü söylüyor. Ellerinden geldiğince aktif rol alarak diğer kurumların yükünü azaltmaya çalıştıklarını belirten Aldeniz, yeni oluşumlar kurmaktansa var olana katkı sunmayı verimli buluyor. Fenerbahçe Mahallesi muhtarı, muhtar olmanın oluşturduğu güven ilişkisinin çok önemli olduğunu vurguluyor: “Çok sayıda mahallelimizin alışverişlerini kendim yapıyorum. Bunun dışında acil durumlar oluyor. Örneğin 65 yaş üstü olup evden çıkamayan, doktor, hastane ihtiyacı olanlar için özel izin belgesi konusunda yardımcı oluyorum, gerektiğinde doktora kendim götürüp getiriyorum. Devlet bankalarından maaş alan yurttaşlarımız için talep edildiğinde banka, PTT aracılığıyla eve teslim uyguluyor. Ama bazen maaş dışı ya da özel banka ile ilgili gündelik ihtiyaçlar oluyor. Fenerbahçe Mahallesi Türkiye’de yaşlı nüfusun en yoğun olduğu yerlerden biri ve başka yerlerde yaşayan aile bireyleri benim hesabıma EFT yapabiliyor, ben kendim çekip mahalleliye iletebiliyorum.”

Acıbadem Mahallesi muhtarı Semra Aydın

Semra Aydın, muhtarların yetki alanının kısıtlı olduğunu, bütçelerinin ise olmadığını ifade ediyor ve önemli bir sorun olarak nüfus kayıtlarının kendilerine açık olmamasına değiniyor. Örneğin Covid-19 vakalarının kendilerine resmi olarak bildirilmemesi sorunundan bahsediyor. Aydın, kalabalık bir mahallede bilgilere ulaşım hakkı olmadan iletişim kurmakta zorlandıklarını ekliyor. Mahalle sakinlerinin muhtara güvendiğini, daha kolay ulaştıklarını ve sorunlarını daha rahat anlattıklarını ifade eden Eylem Bilir ise, yardım etmek isteyen yurttaşların da kendilerine malzeme getirdiklerini, doğru yere gideceğine güvendiklerini söylüyor ve ekliyor:

“Covid-19 salgınıyla ilgili yetkili makamların bize tanımladıkları bir görev olmadı maalesef. Biraz el yordamıyla yürümeye çalışıyoruz. Kaymakamlıklar bünyesinde; içinde muhtarların, belediyenin ve diğer ilgili müdürlüklerinde yer aldığı 'Vefa Sosyal Destek' grupları oluşturuldu. Bizler mahallemizde yaşayan 65 yaş üstü, kronik hastalığı olan, riskli gruplarda yer alan vatandaşlarımızın her türlü ihtiyaçlarını istek ve taleplerini Vefa grubuna iletiyoruz. Tabii mahalledeki istekler, sorular, beklentiler bunlarla sınırlı değil. Vatandaş aklına gelen her soruyu bize soruyor ve cevap bekliyor. 'Sokağa çıkma yasağı nedeni ile Pazar pazarı kurulamıyor, günü değiştirilecek mi?', 'Mahallede virüsten, ölen ya da hastanede yatan var mı?',  'Pazar günü gazetemi nasıl alacağım?', 'Bazı mahallelere kolonya maske gelmiş bizimkiler neden hâlâ gelmedi?' Televizyonlardan duydukları doğru yanlış her şey bize soruluyor. Vefa gurubunun yetişemediği yerde, aslında böyle bir görev tanımlanmadığı halde muhtarlar devreye giriyor. Alışverişten yardıma kadar birçok şeye yetişmeye çalışıyoruz.”

Koşuyolu Mahallesi muhtarı Eylem Bilir

Göreve başladığında muhtarlıkta mahalle sakinlerinin telefonunun dahi olmadığını ve bir sene içinde bir iletişim havuzu kurduklarını söyleyen Bilir herhangi bir afet durumu ihtimaline karşı muhtarların bu bilgilere erişimi olması gerektiğini ve bu sayede bir öngörü ve planlama yapılmasının önemli olduğunu vurguluyor.

Kartaltepe Mahallesi muhtarı Didem Koryürek

Kartaltepe Mahallesi muhtarı Didem Koryürek de, “Evinde sifonu bozulandan tutun, ilacı için eczaneye ulaşamayandan gece tansiyonu yükselene kadar herkese elimizden geldiğince çözüm üretmeye çalışıyoruz” diyor. Koryürek, Vefa gruplarına kamu görevlileri dışında, mahallelerde bulunan gönüllülerin, mahalle meclisi gibi hâlihazırda çalışan grupların da dâhil olmasının iş yükünü azaltacağını ifade ediyor.

Yerel yönetim desteği de her mahalle özelinde değişiyor. Tuba Aldeniz Kadıköy Belediyesi’nin 65 yaş üstüne yemek, ihtiyacı olanlara maske sağlama gibi hizmetleri sayesinde kendilerine bu konularda çok iş yükü kalmadığını ifade ederken Didem Koryürek, belediye personeli ile birlikte iki kişi mahalleye hizmet verdiklerini ve yetişmekte zorlandıklarını ifade ediyor. “Kaymakamlık ile koordineli olarak mahallemizdeki tüm fırınlar ile tek tek görüşüp, servis ve dağıtım konularının düzenli yürütülmesi için çalışıyoruz. Bir aracımız ve gönüllü ekibimiz olsaydı, çok daha hızlı ve kolay bir şekilde mahallelimizin taleplerini karşılayabilirdik” diyen Koryürek, yurttaş bilgilerine erişimleri olmadığı için 40 bin kişilik bir mahallede ihtiyaç tespitinde zorlandıklarını ifade ediyor.

SALGINLA BİRLİKTE BÜYÜYEN EKONOMİK KRİZ

Cevizlik Mahallesi Muhtarı Hülya Özdemir

Bakırköy Cevizlik Mahallesi Muhtarı Hülya Özdemir, salgınla birlikte mahalle sakinlerinden gelen taleplerin yoğunlaştığını, iş yerlerinin kapanmasının yurttaşları zorladığını ifade ediyor. Muhtarlık, gün geçtikçe artan erzak ve nakit yardımı talebini kaymakamlık ve belediyeye iletiyor. Didem Koryürek ise salgın öncesinde bildikleri 100 civarı ihtiyaç sahibi aile sayısının kısa sürede 300’lere ulaştığını söylüyor. İş yeri kapananlar, gündelik çalışanlar, işten çıkarılanlar derken başvuruların arttığını bu durumları kaymakamlığa bildirmek dışında kendi yerellerinde çözümler aradıklarını belirtiyor.

Görüştüğümüz bütün muhtarlar dayanışma göstermek isteyen yurttaşlarla ihtiyacı olanlar arasında görünmez bir köprü işlevi görüyor. Örneğin Koryürek’in yaptığı sosyal medya çağrısı sonrasında birçok yurttaş muhtarlığa koli göndermiş, bu koliler talep sahiplerine ulaştırılmış. Koryürek “100 liralık market kartı verdiğimizde ağlayan insanlar görüyoruz ve inanın bizim de psikolojimiz darmadağın oluyor” diye ifade ediyor yaşadıkları durumu.

Tuba Aldeniz yaşadığı mahallenin ekonomik düzeyinin genelde yüksek olduğunu ancak inşaatlarda ve metruk binalarda yaşayan birçok yurttaş olduğunu ve bu yurttaşlar için dayanışma örgütlediklerini ifade ediyor. Eylem Bilir “En yaygın talep, yoksullarda gıda, orta gelirlilerde maske, üst-orta gelir grubunda ise caddelerin, sokakların, hatta evlerin belediye tarafından dezenfekte edilmesi oluyor. Tabii Cumhurbaşkanı'nın göndereceği kolonyalar herkes tarafından bekleniyor” derken salgının uzamasının ve salgın bittikten sonra başlayacak ekonomik krizin insanların en önemli kaygı ve korkusu olduğunu söylüyor.

Kapanan dükkânlar ve işsiz kalan insanlar nedeniyle gıda desteği için kendilerine başvuran insan sayısının arttığını, iş sormaya gelenlerin azaldığını söyleyen Sultan Aksu “Henüz salgın sonrası ne olacak kimse farkında değil, asıl sorun o zaman başlayacak” diyor. Kendi mahallesi özelinde en zorlandıkları konuların yaşlıların evde kalması ve market, fırın hijyeninin sağlanması olduğunu söylüyor.

FİZİKSEL MESAFELENMENİN GÜÇLENDİRDİĞİ SOSYAL BAĞLAR

Rasimpaşa (Yeldeğirmeni) Mahallesi muhtarı Sultan Aksu

En başından itibaren gönüllü ekipler oluşturulan Rasimpaşa Mahallesi'nde 22 kişi hiç durmadan mahallenin her köşesinde sokak hayvanlarını besliyor. Yine 25 kişilik başka bir ekip muhtar Aksu'ya gelen yardım talepleri doğrultusunda, dışarı çıkamayan grupların acil ihtiyaçlarına cevap veriyor. Kadıköy Dayanışma Ağı ile de ortak çalıştıklarını ifade eden Sultan Aksu, mahalledeki sağlık kuruluşlarına, diyaliz hastalarına ve market çalışanlarına dayanışma ağının ürettiği siperlikleri ulaştırdıklarını ifade ediyor. Ayrıca kadınlar evlerinde diktikleri maskeleri muhtarlığa bırakıyormuş. İnsanların sık sık arayıp “Ne yapabilirim?” diye sorduğunu söyleyen Aksu, esnaftan da örnekler veriyor: “Bir ekmek fırını işsiz kalan mahallelilere bir aydır ücretsiz ekmek veriyor. Bir başka esnaf ise ‘ihtiyacın varsa al, ihtiyacın yoksa sepete koy' sepeti koymuş kapısına, epey işliyor bu yöntem de.”

Hülya Özdemir de salgın döneminde dayanışma duygusunun çok yoğunlaştığını, daha önce hiç tanımadıkları mahalle sakinlerinin dahi arayıp kendi sokaklarında oturan 65 yaş üstü yurttaşlar için neler yapabileceklerini sorduklarını söylüyor. Ekonomik durumları iyi olanların yardımlarını ihtiyaç sahiplerine dağıttıklarını anlatıyor. Bir de kimi sakinlerin sokak hayvanları için muhtarlığa mama bıraktığını ifade ediyor.

Koşuyolu Mahallesi muhtarı Eylem Bilir, belediye ve kaymakamlığın oluşturduğu yardım grupları dışında muhtarlık olarak 65 yaş üstü ve risk grubunda olup sokağa çıkamayan komşular için de destek grupları oluşturmuş. Önceden oluşturulmuş bir sokak hayvanları grubunun da hayvan besleme çalışmalarına devam ettiklerini ifade eden Bilir, mahalle sakinlerinin de hem malzeme temini için katkıda bulunduklarını, hem de evlerinde siperlik ürettiklerini söylüyor.

Tuba Aldeniz evde kalmaya gösterilen özen sayesinde kritik bir vaka haberi almadıklarını ifade ediyor ve “Mahallemizde gönüllü örgütlenmelerimiz zaten vardı, bu gönüllü ekiplerde yer alan ileri yaşta yurttaşlarımızı korumaya aldık ve gençleri ikame ettik. Bu sayede belediyenin iş yükünü de biraz almış olduğumuz düşünüyorum” diyor. Bu ekipler önceden yapıyor oldukları sokak hayvanlarını besleme işine salgın döneminde devam ediyorlar.

Acıbadem Mahallesi muhtarı Semra Aydın, “Sokak sorumlularımız kanalıyla ihtiyaç sahiplerini tespit edip, mahalledeki hayırseverlerle buluşturup yardım taleplerini çözüyoruz. Alışverişlerinde, fatura ödeme gibi işlemlerinde yardımcı oluyoruz. Bir de dayanışma ağları var, onlar da mahallelinin ihtiyaçları için organize oluyorlar” derken bu dayanışmaların ayrıca maske ve siperlik üretip sağlık çalışanlarına ve ihtiyaç sahiplerine ulaştırdıklarını ekliyor.

Koşuyolu muhtarlığı bir de salgından önce oluşturdukları 'Afete İlk 72 Saat Grubu’ adıyla mahallelerinde yaşayan, çalışan ve hizmet veren bütün sağlık çalışanlarına ve eczanelere moral vermek için dayanışma ve teşekkür afişi yapmış ve mahallede hizmet veren 14 eczanenin camlarına asmış.

Görüştüğümüz muhtarların ortak gözlemi yurttaşların sadece sağlık kaygısıyla boğuşmadığı. En temel korku ve kaygılar işsiz kalmak, geçinememek ve çocukların okullara, parklara gidememeleri. 65 yaş üstü ve 20 yaş altı sokağa çıkma yasağı konusunda düşüncelerini sorduğumuzda ise Semra Aydın yaşlıların bu durumu psikolojik olarak zor yaşadığını hatırlatıyor. Aydın, yaş almış yurttaşların en azından hafta sonu genel yasak esnasında güvenli bir şekilde hava almaya, yürüyüşe çıkmalarının yetkililerce organize edilmesi gerektiğini söylüyor.

Muhtarların görünmez emekleri gösteriyor ki, birçok kişinin “neler yapabiliriz” diye düşündüğü bir durumda başka tür örgütlenmelerin kendiliğinden oluşabildiğini hatırlamak gerekli. "Sokak" birçok şey ifade ediyor. Fiziksel mesafelenmeyi birbirimizin sağlığını kollama yöntemi olarak düşünürsek, yerel örgütlenme bu mesafelenmenin ve büyük analizlerin karamsarlığına direnmek için bir başlangıç noktası olabilir gibi görünüyor. Temkinli olmamızı gerektirecek durumları yok sayarak değil ama endişe içerisinde beklemektense birlikte bir şeyler yapılabilecek imkânları görmek, değerlendirmek için yerelin bilgisi önem taşıyor. Çok büyük değişimler vaat etmeyebilir ama mahalleler hayal ettiğimiz gibi bir dünyayı düşünmek için bir araya gelmenin zemini olma potansiyelini koruyor.