Ankara Anlaşmalılar ekonomik yardımlardan faydalanabilecekler mi?

Birleşik Krallık’taki nüfusları 400 bini bulan Türkiyeli vatandaşların önemli bir çoğunluğunu Ankara Anlaşmalılar oluşturuyor. Bu anlaşma gereği, kendi şirketleri altında çalışan göçmenler vize tiplerinin sosyal yardımlara açık olmaması nedeniyle hükümetin korona virüsü yardımlarından faydalanma konusunda çekimserler. Ayrıca açıklanan koruma planında öngörülen koşulları yerine getiremedikleri için yardımlara başvuramayacak çok sayıda da anlaşmalı var.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Korona virüsü krizi karşısında apar topar açıklanan paketler, çeşitli ülkelerde, birbirinden farklı noktalardaki açıkları ve belirsizlikleriyle eleştirildi ya da yetersiz bulundu. Bu anlamda büyük belirsizlik teşkil eden yardım paketlerinden biri de İngiltere hükümeti tarafından açıklandı. Yaklaşık 350 milyar Sterlin değerinde bir paket açıklayan ve çatısı altında milyonlarca göçmen barındıran ülke, yardım paketlerinin özellikle göçmen nüfus üzerindeki kapsayıcılığı konusunda doğan birçok soruya haftalardır yanıt veremedi. Birleşik Krallık’ta nüfusları yaklaşık 400 bin olarak anılan Türk vatandaşları da bu belirsizlik altında kalanlar arasında.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın geçen yıl açıkladığı rakamlara göre 5 milyon Türkiye vatandaşı yurt dışında yaşıyor. Birleşik Krallık da Türkiye vatandaşlarının yurt dışında yaşamak için tercih ettiği ülkeler listesine 400 bin ile 4’üncü sıradan giriyor. Birleşik Krallık özellikle son yıllarda, Türk vatandaşlarına Ankara Anlaşması ile sunduğu Türk iş insanı vizesi (Turkish Businessperson Visa) seçeneği ile Türkiye kökenli göçmenlerin çok tercih ettiği bir coğrafya. Ülkedeki Türkiyeli göçmen nüfusu, son yıllarda artan Ankara Anlaşması başvurularıyla hızla yükseldi. Beş yıl önce toplam başvuru sayısı 5 bin civarındayken sponsor firma davetiyle gelen çalışanları da kattığımızda bu sayının geçtiğimiz yıl 50 bini geçtiği tahmin ediliyor.

VİZELER TEHLİKEYE DÜŞER ENDİŞESİ

Ankara Anlaşmalılar’ı korona virüsü günlerinde, Birleşik Krallık’ın açıkladığı İş Koruma Planı’ndan faydalanma konusunda belirsizliğe iten en büyük neden vize türlerinin aslında hiçbir sosyal yardıma açık olmaması. Bu yüzden Ankara Anlaşmalılar, içinde bulunulan olağanüstü koşulların bir istisna sayılabileceğine ilişkin net bir açıklama duymadıkça yardımlardan faydalanmalarının vizelerini tehlikeye atabileceğini düşünüyorlar. Birçok Ankara Anlaşması danışmanı ve avukatı da bu düşünceyi destekliyor. Bu karamsarlığın geçerli bir nedeni var: 16 Mart 2018’de açıklanan ani bir kararla, anlaşmanın koşulları hukuk geriye doğru işletilerek değiştirilmiş, Ankara Anlaşmalıların süresiz oturum başvuru süreleri 4 yıldan 5 yıla çıkartılmış; ayrıca daha önceden ücretsiz olan süresiz oturum başvurularına kişi başı 2 bin 389 sterlin ücret eklenmişti. Alınan bu karar karşısındaki hukuk mücadelesi henüz olumlu bir sonuç vermemişken Ankara Anlaşmalılar da yardımlardan faydalanabilmeleri yönünde hükümetten net bir açıklama bekliyorlar. Zira göçmen statüsüyle ekonomik koşulları zaten zorlu seviyelerde seyreden Ankara Anlaşmalıların bu yardımlardan faydalanamaması birçoğunun hayatını olumsuz etkileyebilir, hatta bazılarını geri dönmek zorunda bırakabilir.

9 Nisan’da İngiliz hükümetinin resmî web sitesinde açıklanan İş Koruma Planı detaylarına göre, söz konusu desteğin bir kamu fonu sayılmayacağı ve tüm vize kategorilerinde çalışanları kapsadığı ifade edildi. Bu genelleyici ifade, her biri kendi şirketinin direktörü olarak çalışan Ankara Anlaşmalılar’ın, açıklanan maaş desteğinden faydalanabileceğine işaret ediyor. Peki, hükümetin bu açıklaması yeterli mi? İş Koruma Planı’nından yararlanmak Ankara Anlaşmalıların vizesini riske atabilir mi?

İŞÇİ PARTİSİ'NDEN MALİYE BAKANLIĞI'NA DİLEKÇE

İngiltere parlamentosuna giren ilk Türkiye kökenli milletvekili, İşçi Partisi Kuzey Enfield Milletvekili Feryal Clark Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan paketlerde eksiklikler olduğunu kabul ediyor. Serbest meslek sahiplerinin bu yardımlar kapsamına alınmasının da İşçi Partisi baskısıyla gerçekleştiğini ifade eden Clark, “Şu anda benim anladığım kadarıyla, Ankara Antlaşması da bu açıklanan pakete dahil. Yine de bu yönde çok farklı bilgiler olduğu için, duruma bir açıklık getirilmesi adına Maliye Bakanlığı’na bir dilekçe yazdım. Yanıt geldiğinde açıklayacağım” diyor.

Londra merkezli avukatlık ofisi Garth Coates Solictors’tan avukat Tamer Ulay, hükümetin yaptığı açıklamanın oldukça net olduğunu belirtiyor ve daha fazla açıklamaya gerek olmadığını ifade ediyor.

Londra merkezli bir başka avukatlık ofisi olan Redstone Solicitors’un yöneticisi avukat Yaşar Doğan, 9 Nisan’da yapılan açıklama öncesinde de destek paketi kriterlerine yakından bakıldığında destekten yararlanması öngörülen insanların vatandaşlık veya vize statüsüne dair hiçbir referansa işaret edilmediğini söylüyor. 2018 yılında Ankara Anlaşmalılar aleyhine alınan karara karşı açılan davanın da gönüllü avukatlarından biri olan Doğan, konuya şöyle açıklık getiriyor:

'KORONA DESTEĞİ SOSYAL FON SAYILMAZ'

“Burada korona virüsü devlet destekleri yani işletme desteği ile sosyal yardımların ayırdına varmamız gerekiyor. Evet, vizeler hiçbir “sosyal fona erişimi yoktur” ifadesini taşıyorlar. Ancak korona virüsü devlet destekleri sosyal fon sayılmaz. Çünkü ‘sosyal fonlar’ ifadesi göçmenlik kurallarının 6’ncı paragrafında tanımlanıyor. Burada sosyal güvenlik ödemesi, gelir desteği, işsizlik desteği, kredi desteği, borç desteği, konut yardımı ve sosyal yardımlar yer alıyor. Korona virüsü devlet destekleri ise normal zamanlarda vergileriyle devlet mekanizmasının finansal açıdan ayakta kalmasını sağlayan işletmeler ve çalışanların böyle olağandışı ve zor bir dönemde ayakta tutularak bu zor zamanlar geçtiğinde yine vergileri marifetiyle devletin finansal işleyişine katkıda bulunmalarını sağlamak amacıyla alınmış tedbirlerden ibarettir. Bunlar sosyal yardımlar değildir. Tüm bu sebeplerden dolayı, korona virüsü devlet desteklerinden faydalanmanın vizelerdeki sosyal yardımlardan faydalanamaz koşulunu ihlal etmeyeceği kanaatindeyim.”

“Ankara Anlaşması’nın 9’uncu maddesine göre Türk göçmenler yardım kapsamı dışında tutulamaz”

Tamer Ulay, “Ayrım yapmadan, “No Rescue Public Funds” ifadesini, yani göçmenlerin kamu fonlarından faydalanmasını önleyen ilkeyi askıya aldılar. Şu göçmen veya bu göçmen şeklinde bir ayrım yapılması, eşitlik ilkesine aykırı, kaldı ki hükümetin kendi memurlarına gönderdiği iç yönetmelikte de göçmenlere karşı empati kurarak sempati ile yaklaşılması emredildi. Bunun üstüne başka bir açıklama daha geleceğini sanmıyorum. Buna gerek yok, kamu hizmetlerinde mantıklı da değil” diyor.

'9. MADDEYE GÖRE TÜRKİYELİ GÖÇMENLER KAPSAM DIŞI TUTULAMAZ'

Yaşar Doğan ise Ankara Anlaşması’nın 9’uncu maddesine dikkat çekerek, bu vize tipindeki göçmenlerin destekler kapsamında tutulamayacağına işaret ediyor. Doğan’ın dikkat çektiği 9’uncu madde uyarınca Türkiye vatandaşlarına kökenlerinden dolayı ayrımcılık yapılması yasaklanıyor. Doğan, “Dolayısıyla tamamen vergi mükellefi odaklı oluşturulmuş korona virüsü devlet desteklerinden Ankara Anlaşmalıların yararlandırılmamaları ayrımcılık sayılacağından Ankara Anlaşması’nın 9’uncu maddesine aykırı olacaktır. Dilerim ki hükümet hem hukuka hem de etik prensiplere uygun hareket eder” diyor.

Doğan’ın iyimser yorumlarına karşın bu olağanüstü günlerde tüm devletlerin kendi kaynaklarının yetersizlikleriyle yüzleştiğini ifade eden ve bunun karantina sonrasındaki göçmen politikalarını olumsuz etkileyebileceğini düşünenler de mevcut. Gelişmeleri yakından takip eden Londra merkezli muhasebecilik şirketi Right Accounting’in direktörü Gülay Akbaş süreçte görüştüğü deneyimli avukatların bu yorumlarını dikkate değer bulduğunu ifade ediyor.

Tüm bunların yanında, İş Koruma Planı’nın getirdiği çeşitli koşullar ya da tarihsel kriterler, bazı Ankara Anlaşmalılar’ın yardım kapsamlarının dışında kalmasına ya da yardımlardan faydalansalar bile ekonomik koşullarının oldukça kısıtlanmasına neden oluyor.

Ankara Anlaşmalı iş insanlarının neredeyse yarısı Birleşik Krallık’ta bir limited şirket direktörü olarak, yaklaşık diğer yarısı ise şahıs şirketi olarak tanımlayabileceğimiz ‘sole-trader’ çalışanlardan oluşuyor. Her iki şirket tipi altında çalışan anlaşmalılar da aylık gelirlerinin yüzde 80’i kadar destek alabilecek olsalar da İş Koruma Planı, bu iki farklı şirket tipi altındaki kişilerin paketlerden faydalanma koşullarını da birbirinden ayırıyor. Ayrıca, iki şirket tipi için de kör noktalar olduğunu söylemek mümkün.

'HİÇBİR GELİRİ OLMAYANLARA DESTEK SUNULMAMASI MANTIKSIZ'

İş Koruma Planı’nın detaylarına göre, şahıs şirketi üzerinden çalışan kişilerin alacakları aylık destekler, son 3 yıllık gelirlerinin ortalaması hesaplanarak belirlenecek. 3 yıldan az süredir çalışanların destekleri, çalıştıkları yılların ortalamasına göre alınacak. Fakat yıllık gelirleri 50 bin Sterlin’in üzerinde olanlar, bu destek paketinden yararlanamayacaklar. Ayrıca destek paketi kriterlerine göre Nisan 2019 ve sonrasında işlerini başlatan insanlar da bu destek paketinden yararlanamayacaklar. Bu her iki durumu da oldukça problemli bulduğunu ifade eden Avukat Yaşar Doğan, “Salgından önce 50 bin Sterlin ve üzeri kazanan ancak şu an hiçbir geliri olmayan insanlara destek sunulmaması oldukça mantıksız bir durum. Aynı şekilde işini yeni başlatmış olan insanların destekten mahrum bırakılması da oldukça problemli. Umarım bu problemler en kısa zamanda göze çarpar ve düzeltilir” diyor.

Sahibi, yani hissedarı oldukları limited şirket aracılığıyla çalışan Ankara Anlaşmalılar’ın durumuna bakıldığında ise Yaşar Doğan, korona virüsü nedeniyle çalışamaz duruma gelmiş bu kişilerin kendilerine ait olmayan bir şirkette çalışıyorlarmış gibi değerlendirilerek destekleneceklerini kaydediyor. Doğan, ekliyor: “Alınacak destek miktarı hesaplanırken korona virüsü öncesinde almakta olduğunuz kâr payı ödemeleri dikkate alınmayacak. Bu da birçok şirket direktörü için ciddi bir gelir kaybına neden olacak.”

'100 STERLİN BİLE ELDE ETSE HAKKINI KAYBEDİYOR'

Limited şirket direktörlerinin kâr payı ödemelerinin dikkate alınmamasının yanı sıra kriz döneminde sıkıntı yaşayacakları bir başka nokta, yardımlardan faydalanabilmeleri için mart ayından haziran ayına dek belirlenen 3 ay boyunca, yardıma başvuracakları aylar içinde hiçbir şekilde gelir elde etmemiş olmaları zorunluluğu.

Londra merkezli muhasebe ofisi Ida Business Consulting’in direktörü Murat Barın’ın aktardığına göre, örneğin aylık geliri 3 bin Sterlin olan bir limited şirket sahibi, süreç içinde 100 Sterlin’lik bir gelir bile elde etse, bu geliri elde ettiği ay için söz konusu yardımlardan faydalanma hakkını kaybediyor. Bu koşulun, çoğunlukla aylık gelirlerinin bir kısmını şirketlerinin kâr paylarından elde eden limited şirket direktörleri için, ekonomik anlamda bir kıskaç yaratacağı aşikâr.

Ayrıca yine Barın’ın aktardığına göre, bir limited şirket direktörünün bu yardımlardan faydalanabilmesi için 28 Şubat’tan önce çıkmış bir maaş bordrosunun olması gerekiyor. Bu da yeni yıldan itibaren ülkeye giriş yapmış Ankara Anlaşmalı göçmenlerin neredeyse tamamının söz konusu yardımlara başvuramayacağı anlamına geliyor.

'YEREL MİLLETVEKİLLERİYLE İLETİŞİME GEÇİLMELİ'

Avukat Yaşar Doğan, bu gibi tarihsel kriterler nedeniyle zor durumda kalacak vatandaşların desteklenmesi için bazı girişimlerde bulunulduğunu ifade ediyor. Doğan’ın aktardığına göre Türkiye Büyükelçiliği bu konuda diplomatik girişimlerde bulunmuş durumda. Doğan, “Bunun yanında emekli ataşemiz sayın Ayşegül Yeşildağlar öncülüğünde bu konuyla ilgili farkındalık yaratılması için birtakım çalışmalarda bulunuyoruz. Durumdan mağdur olanlar da yerel milletvekilleriyle iletişime geçip durumun parlamentoya taşınması için yardım isteyebilirler. Bunun için İngiltere vatandaşı olunmasına gerek yok. Bu konuda ne kadar çok talep olursa, bu yöntemin o kadar başarılı olması söz konusu olacak,” diyor.

İşçi Partisi Kuzey Enfield Milletvekili Feryal Clark da bu durumdaki kişiler için bakanlığa bir dilekçe gönderebileceğini ifade ediyor ve “Eğer bu yönde bir sorunu olan birisi varsa yardımcı olmaya çalışacağım. Ayrıca bu kişilerin yaşadıkları bölgedeki belediye meclis üyelerine, belediye başkanlarına ve kendi bölgelerinin milletvekillerine ulaşmaları çok önemli. Bölge temsilcilerinin kim olduğunu öğrenmek istiyorlarsa www.theyworkforyou.com adresinden posta kodlarını yazarak bölge milletvekillerine dair tüm bilgilere ulaşabilirler” diyor.