Radyoloji işçileri: İş yükü ve radyasyon riski iki kat arttı

Korona virüsü salgınında tarama testlerinin yanı sıra akciğer tomografisi de önem kazandı. Bu da görüntüleme teknisyenlerinin hem iş yükünü hem de radyasyon riskini iki katına çıkardı. Bir radyoloji teknisyeni, salgın öncesi 150 hastaya bakarken bugün 300- 400 hastayla ilgilendiklerini belirterek, “Biz bu hastalık şüphesi ile gelen kişiler ile birebir temas halindeyiz. Hem radyasyon riski hem de korona virüsü ile mücadele ediyoruz. Taşeron şirkete bağlı olduğumuz için de iş güvencemiz yok. Bu da korona virüsüne karşı koruyucu ekipmanlara ulaşmamızı zorlaştırıyor” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA- Çin'de ortaya çıkan ve dünya genelinde hızla yayılarak ölümlere yol açan yeni tip korona virüsünün tespitinde kullanılan tanı kitlerinin yanı sıra hastaların akciğerlerinde oluşturduğu hasar, bilgisayarlı toraks tomografi (akciğer tomografisi) başta olmak üzere radyolojik tetkikler ile tespit edilebiliyor. Son dönemde negatif çıkan korona virüsü testlerine rağmen akciğer tomografisinde belirlenen buzlu cam görüntüleri neticesinde Covid- 19 tanısı konulan kişilerin sayısı da az değil. Başta toraks BT olmak üzere radyolojik tetkiklerin Covid- 19 hastalığının teşhisinde yardımcı tarama testi olarak kullanılması, hastanelerde çalışan görüntüleme teknisyenlerinin hem iş yükünü hem de radyasyon riskini iki kat artırdı.

Heybet Aslanoğlu

'KORONA ŞÜPHESİ TOMOGRAFİ TALEPLERİNİ ARTIRDI' 

Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (Tüm RadDer) Başkanı Heybet Aslanoğlu, görüntü hizmetlerinde çalışan personelin ciddi anlamda koruyucu ekipman sorunu yaşadığını belirterek, birçok meslektaşının Covid-19 nedeniyle karantina altında olduğunu kaydetti. Korona virüsü şüphesiyle gelen hastaların çoğunun akciğer tomografisine yönlendirildiğini aktaran Aslanoğlu şunları söyledi:

"Korona virüsünden şüphelenilen hastalarda, önemli teşhis yöntemlerinden birisi de bilgisayarlı toraks tomografisidir (akciğer tomografisi). Dolayısıyla BT çekimleri bu süreçte hastanelerde 2- 3 kat artmış durumda. Burada çalışan arkadaşlarımız ciddi anlamda koruyucu ekipman sorunu da yaşıyor. 24 saat tek maske ile idare eden çalışanlarımızın olduğu hastaneler var. Çok ciddi risk altındalar. Bu birimlerde çalışan arkadaşlarımıza yönelik hem radyasyon hem virüs riski sürmekte."

'16 BİN RADYOLOJİ İŞÇİSİNDEN 6 BİNİ TAŞERON'

Kamu hastanelerinde çalışan 16 bin radyoloji teknisyenin 6 bininin taşeron olarak çalıştığına dikkat çeken Aslanoğlu, "Burada çalışan arkadaşlarımızın birçoğunun iş güvencesi yok. Özel hastanelerde çalışanları da içlerine katarsak bu sayı 21 bin civarında. Asgari ücrete sağlıklarını ortaya koyuyorlar. Hem radyasyon hem de virüs riski ile çalışıyorlar. Sağlık Bakanlığı’nın sağlık çalışanlarına verdiği haktan yararlanamıyorlar. Sağlıkta taşeronlaşma olmamalı, kamuda istihdam edilmelerini savunuyoruz. Radyoloji işçilerinin kamuda da atamaları yetersiz. Büyük risk altında güvencesiz çalışan sağlık emekçilerinin güvenliğinin garanti altına alınması gerekiyor" ifadelerine yer verdi.

RADYOLOJİ TEKNİSYENİ: İŞ YÜKÜMÜZ İKİ ÜÇ KAT ARTI

Bir kamu hastanesinde radyoloji teknisyeni olarak çalışan bir sağlık personeli, bu süreçte iş yüklerinin iki üç kat arttığına dikkat çekerek şunları anlattı:

"Salgın öncesi hasta potansiyelimiz günde 150 civarındayken şimdi 300-400 civarında. Biz bu hastalık şüphesi ile gelen kişiler ile birebir temas halindeyiz. Radyoloji alanında çalışan görevliler olarak hem radyasyon riski ile hem de korona virüsü ile mücadele ediyoruz. Taşeron şirkete bağlı olduğumuz için de iş güvencemiz yok. Bu da korona virüsüne karşı koruyucu ekipmanlara ulaşmamızı zorlaştırıyor. Bu konudaki sorunumuzu Sağlık Bakanlığı’na ilettik. Bize bağlı bulunduğumuz hastane ile irtibata geçildiğini, hastanede ekipman sorunu olmadığının iletildiğini söylediler. Ama bizlerin sorunları devam etti."

'AİLEMİ KORUMAK İÇİN EVDE BAŞKA ODADA KENDİMİ İZOLE EDİYORUM'

Korona virüsü testlerinin yetersizliğinden dolayı hastalara bilgisayarlı toraks tomografi (akciğer tomografisi) çekilmesi istendiğini ifade eden bir başka radyoloji teknikeri, "Bu süreçte hasta sayımızda muazzam bir artış var. Korona virüsü şüphesiyle gelen her hasta ile birebir temas halindeyiz. Üstelik koruyucu ekipmanlarımız çoğu zaman yetersiz. Bir de normal zamandan daha sıklıkla radyasyona maruz kalıyoruz. 6 ayda bir verilmesi gereken radyasyon iznimiz de iptal edildi. Her akşam eve gittiğimde kendimi odamda izole ediyorum. Annem, babam yaşlı insanlar. Onlara virüs bulaştırma korkusu ile odadan hiç çıkmıyorum. Onları bu şekilde korumaya çalışıyorum. Bizlere test de yapılmıyor. Bu ülkede eğer taşeron bünyesinde çalışıyorsanız gözden çıkarılacak ilk kişiler de sizler oluyorsunuz" dedi.

'ÖZEL HASTANELERDE SÖMÜRÜLÜYORUZ'

Özel bir hastanede radyoloji teknisyeni olarak çalışan bir personel ise, "Özel hastanelerde bizler asgari ücrete sömürülüyoruz. 17 yıllık asgari ücrete radyasyona maruz kalarak sağlığımı tehlikeye atıyorum. Şartlarımız iyileştirilmediği gibi son üç atamada da orta öğretime yer verilmedi. Bizler özellikle bu salgın sürecinde savaşın en ön saflarındayız. Normal günler bile radyasyon tehdidi varken şimdi bir de virüs tehdidi ile karşı karşıyayız" diye konuştu.