Halk Sağlığı Uzmanları Derneği: Test sayısı olguları saptamak için yetersiz

Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, korona virüsü ile mücadelede kontrollü salgın yönetimi yerine baskılama stratejisine geçilmesi gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’de salgın tablosunun endişe verici olduğu ifade edilerek, “Test yapılan il ve yapılan test sayısı toplumda Covid-19 olgularını saptama için yeterli değildir” denildi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, (HASUDER) Türkiye’de ilk vakanın görüldüğü 11 Mart’tan bu yana geçen 28 günde korona virüsünün ülkedeki seyrini ve sonuçlarını değerlendirdi. Türkiye’de salgına yönelik önümüzdeki günlere ilişkin önerilere de yer verilen açıklamada, sürecin daha şeffaf yönetilmesine vurgu yapıldı.

Dernek tarafından yapılan açıklamada, Türkiye’nin ilan ettiği Pandemik İnfluenza Ulusal Eylem Planı’na karşın, COVID–19 salgınına il düzeyinde zamanında hazırlanılmadığı ifade edildi. Bilim kurulunun ilk vakanın görülmesinden iki ay önce yani Ocak ayında çalışmalara başlamasını olumlu karşılayan uzmanlar, “Sürecin klinik olgu yönetimi hedefiyle yapılandırılması salgını yönetme açısından yetersiz kalmıştır” değerlendirmesinde bulundu.

'İL PANDEMİ KURULLARINDA HALK SAĞLIĞI UZMANI YARIDAN AZ'

Bilim Kurulu'nun Covid-19 salgınını yönetmek hedefiyle yapısını güçlendirdiği ifade edilen değerlendirmede, yakın zamanda Bilim Kurulu'na yapılan halk sağlığı uzmanları görevlendirmesi buna örnek olarak gösterildi. Ancak hala İl Pandemi Koordinasyon kurullarının yarısından azında halk sağlığı uzmanlarının olduğunun altı çizildi.

'KONTROLLÜ SALGIN YAKLAŞIMI İZLENİYOR'

Korona virüsünün seyrine ilişkin kamuoyu bilgilendirmesinde şeffaflık sorunu yaşandığına dikkat çeken uzmanlar, "Sağlık Bakanı'nın düzenli aralıklarla bilgi paylaşması olumlu ise de Covid-19 salgınında toplumun algı ve tutumuna yönelik risk iletişimi ve toplumsal katılımda zafiyet görünmektedir. Şeffaflıkla ilgili sorunlar vardır. Pandemik Covid-19 ile mücadele için adı konmamış kontrollü salgın yaklaşımı izlenimi edinilmektedir" ifadelerine yer verdi.

'TÜRKİYE’DE SALGIN EĞRİSİ YÜKSELME DÖNEMİNDE' 

Türkiye’de salgın eğrisinin yükselme döneminde olduğuna dikkat çeken halk sağlığı uzmanları, yüzüncü olgudan sonra yirminci günde erişilen tablonun endişe verici olduğuna vurgu yaparak,

“Covid-19 tanı testlerinin günlük yapılma sayısı artmıştır. Ancak test yapılan il ve yapılan test sayısı toplumda Covid-19 olgularını saptama için yeterli değildir. Tarama testleri halk sağlığı önlemleri açısından önceliklidir. Sağlık Bakanı tarafından günlük olarak olgu, ölüm ve bazı demografik bilgilerin paylaşımı yapılmakla beraber, bu veriler uzman ve akademisyenler tarafından salgının epidemiyolojik olarak analizinin yapılabilmesi için yeterli değildir. Hastane dışında Covid-19 pozitif olgu izolasyonu ve temaslı izlemlerinin kurallara uygun yapılıp yapılmadığı konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Toplumda sosyal izolasyon, maske kullanımı ve el hijyeni konusunda bir duyarlılık oluşmuş ise de uygulama yeterli değildir. Yine de, Covid-19 salgınını önlemeye yönelik alınan tedbir ve uygulamalarla sağlık hizmet sunumunun ne kadar etkili olduğu konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Covid-19 ile mücadele sürecinde sağlık çalışanlarına yönelik hizmet içi eğitim ve kişisel koruyucu donanım lojistiğinde sorunlar yaşandığı görünmektedir" dedi.

'BASKILAMA STRATEJİSİNE GEÇİLMELİ'

Türkiye’de korona virüsü salgınının epidemiyolojik veriler ve toplum bilimleri doğrultusunda hastalanma ve ölümleri önlemek amaçlı bir yaklaşımla yönetilmesi gerektiğine dikkat çeken halk sağlığı uzmanları, "Kontrollü salgın yönetimi yerine baskılama stratejisine geçilmelidir. Toplumun algı ve davranışlarına ilişkin toplum bilim araştırmalarından üretilen kanıtlara dayalı uyum ve işbirliğini geliştirici politikalar belirlenip uygulanmalıdır. Salgın yönetimine güven geliştirilmelidir. Türkiye’de Covid-19 salgınına ilişkin araştırma olanakları hızlıca yaratılmalıdır. Yurttaşlara, "Yaşamınızın sürdürülmesi devletin güvencesi altındadır" mesajı net olarak verilmeli, gereği yapılmalıdır. Sürveyansa verileri epidemiyolojik analizlerin ve değerlendirmelerin yapılabilmesi için ilgili bilim alanlarındaki uzmanların analizine açılmalıdır" ifadelerine yer verdi.

'RADYOLOJİK TETKİKLERİN KAYITLARI AYRICA TUTULMALI'

Salgının tespiti ve önüne geçilmesi için tüm illerde test yapılmasına ve test yapılan merkez sayısının illerin ihtiyacına göre artırılmasına dikkat çekilen açıklamada, sürecin yönetilmesinde şu önerilere dikkat çekildi: "Halk sağlığı uzmanları İl Pandemi Koordinasyon kurullarının tamamında görevlendirilmelidir. Tüm illerde test yapılmalıdır. Test yapılan merkez sayısı illerin ihtiyacını zamanında karşılayacak düzeye çıkarılmalıdır. Sağlık çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliği sağlanmalıdır. Salgının kontrolünde olguların izolasyonu ve temaslı takipleri hayati öneme sahip olup, ev izolasyon koşulları uygun olmayan Covid-19 olguları için yurt vb. ev dışında izolasyon yerlerinin hazırlanması gerekmektedir. Covid-19 PCR(+) olgular dışında PCR(-) radyoloji ya da klinik pozitif olguların da izolasyon temaslı izlemlerinin yapılması ve kayıtlarının ayrıca tutulması önerilir. Covid-19 virüs tanımlanmış (test sonucu pozitif olan) hastalar Covid-19 doğrulanmamış (test sonucu negatif) Covid-19 şüpheli hastalar da U07.3 hastalık kodu ile kayıtlara geçirilmelidir. Ölüm bildirim sisteminde ve Hastane Bilgi Yönetim Sistemi’nde (HBYS) aynı kodlar kullanılmalıdır. Pandemi bilim kurulu kararları toplumla paylaşılmalıdır. Sağlık çalışanlarının örgütlerinin de katıldığı, toplum önderlerini de sürece katan şeffaf bir yönetim sergilenmeli, salgın yönetimine güven güçlendirilmelidir." (DUVAR)