En çok onlar eziliyor, kimse görmüyor

Avukat Sevgi Evren göçmen ev işçilerini “Sınıf savaşının içinde en fazla ezilen kesim onlar. Çünkü tutunabileceği hiçbir dalı yok. Yasa görmüyor, devlet görmüyor, örgütlenebileceği sendika neredeyse yok” sözleriyle anlatıyor. Seren Serengil tarafından darp edildiği iddia edilen Gulnoza Mamatova’nın avukatı Ali Çezik “Bu insanların üzerinde baskı kurmak için çalışma izni alınmıyor” diyor. Ev İşçileri Sendikası gönüllüsü Sinem Atakul “Bazıları cinsel tacize uğruyorr. Kaçak çalışmaları nedeniyle işten çıkarılmamak için tacizlere katlananlar oluyor” diye konuşuyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - “Her görünür olduğunda bir şeyini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Bizim de en zor ulaştığımız kesim göçmen ev işçileri” diyor İmece Ev İşçileri Sendikası’ndan avukat Sevgi Evren. Göçmen ev işçilerinin kendilerine dahi telefonlarını vermekten çekindiklerini dile getiriyor.

Seren Serengil ve erkek arkadaşı tarafından korona virüsü olduğu iddiası ile darp edildiğini iddia eden Özbekistan uyruklu ev işçisi Gulnoza Mamatova magazinel bir olay olarak tartışılıyor televizyonlarda. Telefonla konuştuğum avukatı Ali Çezik, Gulnoza’nın evde iki kez saçından sürüklenerek tekmelendiğini, şimdi durumunun iyi olduğunu söyledi. Oturma izni olsa da çalışma izni olmadığı için Silivri Geri Gönderme Merkezi’nde tutuluyor. Tam da anlatıldığı gibi. Mağduriyetin neden olduğu görünür olmanın sonucu, başka bir mağduriyete neden oldu.

‘BU ÜLKEDE YASA YAPICININ EVİNDEKİ İŞÇİ BİLE KAYITSIZ ÇALIŞTIRILIYOR’

Sevgi Eren.

Avukat Sevgi Evren, “Çoğu göçmen ev işçilerinin pasaportları birilerinin elinde ve işçi pazarlama piyasasına dönüşmüş durumda. Üç gün orada beş gün başka yerde çalıştırılıyorlar. Özellikle kayıtsız çalışanların sınır dışı edilme tehditleri çok fazla. En son Nadira Kadirova örneğinde gördük. Bu ülkede bizzat yasa koyucu yani mecliste yasa yapmakla yükümlü olan bir milletvekilinin evinde çalışan bir işçi kayıt dışı çalıştırılıyor” diyor.

‘MAFYALAŞMIŞ BİR DÜZENİN ELİNDELER’

Avukat Sevgi Evren, “Konu ev iş işçiliği olunca bütün güvencelerden mahrum bırakılıyorlar” diyor. Bu neye sebep oluyor? Evren “Şiddet, hakaret, tehdit, taciz bütün tehlikelere karşı açık bir köle pozisyonunda görülüyorlar. Türkiye’de göçmen ev işçileri bir insan pazarlama zinciri. İş bulanlar mağduriyetleri en yüksek seviyede yaşıyorlar. Mafyalaşmış bir düzenin elindeler. Başvuracakları hiçbir mekanizma yok” diyerek yanıtlıyor.

‘GÜN YÜZÜNE ÇIKMAMIŞ BİR SÜRÜ KORKUNÇ HİKÂYE VAR’

İmece Ev İşçileri Sendikası gönüllüsü Sinem Atakul “Bazıları cinsel tacize uğruyor. Kaçak çalışmaları nedeniyle işten çıkarılmamak için tacizlere katlananlar oluyor. Gün yüzüne çıkmamış bir sürü korkunç hikâye var” diye konuşuyor.

“Göçmen ev işçilerinin kağıtsız olmaları hep bir tehdit unsuru. Bu bilindiği için her anlamda suistimale açıklar. İzne çıkmak istediklerinde dahi problem oluyor. Mükemmel iş yapmak zorundalar. Böyle hayat geçer mi? Ömrünün bir kısmını tanımadığın birilerinin evinde parçalanarak geçiriyorsun.”

‘SINIF SAVAŞININ İÇİNDE EN FAZLA EZİLEN KESİM’

Avukat Sevgi Evren, “En basiti iş cinayeti yaşandığında bunun bir intihar olarak kapatılması çok kolay oluyor” diyerek 4 yıl önce yaşanan bir olayı hatırlatıyor: “4 yıl evvel Başakşehir’de Özbek bir kadın beşinci kattan düştü, öldü. Dosyası kapatıldı. Çok uğraştık açtıralım diye. Ailesine ulaşmaya çalıştık. Kimsesizler mezarlığına defnedildi.”

Şarkıcı Seren Serengil tarafından darp edildiği ileri sürülen ev işçisi Gulnoza Mamatova’yı sorduğumda ise şöyle yanıtlıyor Evren: “Bir güç yarışının altında eziliyorlar. Sınıf savaşının içinde en fazla ezilen kesim onlar. Çünkü tutunabileceği hiçbir dalı yok. Yasa görmüyor, devlet görmüyor, örgütlenebileceği sendika ortamlar çok az.”

‘İŞÇİ HAREKETİNE DAHİL EDİLMELİLER’

“Ev işçilerinin durumu çok spesifik. Kendi özgün koşullarına uygun yasal güvencelere kavuşturulmak zorundalar. Taciz, tecavüz, cinayet işçinin güvencesizliğinin sonucu. Çünkü başına bir şey gelmeyeceğini biliyor işveren. Burası özel alan diyor. Devlet denetleyemez diyor. Fabrika diyelim bir yıl çalıştırmış. Tazminat ödemek zorunda, atamıyor. Ev işçiliğinde öyle bir şey yok. Yemeğin tuzu fazla kaçmış, camı iyi temizlememişsin… Yaşadığı mağduriyetin ikinci defa mağduru haline geliyor.”

Sendikal olarak niçin yalnızlar? Evren, işçi hareketi içinde bulunan herkesin bu konuya el atması gerektiğini vurgulayarak yanıtlıyor: “Biz Ev İşçileri Sendikası iken kalkıp DİSK'e gittik. Siz bizi çatınız altına alın, biz özel bir alan örgütlüyoruz. Bu size ve bize güç verecek bir şey diye. DİSK gibi ileri bir örgüt bile bunu kavrayamadı. Talebimiz hala sürüyor.”

‘BASKI KURMAK İÇİN ÇALIŞMA İZİNLERİ ÇIKARTILMIYOR’

Seren Serengil tarafından darp edildiği iddia edilen Gulnoza Mamatova’nın avukatı Ali Çezik, müvekkilinin “Çalışma izni olmadan ben sizin yanınızda çalışamam” dediği için işten ayrıldığını belirtiyor ve akabinde yaşananları anlatıyor:

“İki hafta sonra tekrar ikna ediliyor. Bu arada çalışan diğer göçmen işçi dayanamadığı için çıkıyor. Virüs nedeniyle gün içinde birkaç defa temizlik yaptırıldığını söylüyor müvekkilim. Dolayısıyla yoruluyor. Haftalık iznini istediğinde evden çıkamayacağı söyleniyor. Müvekkilim ‘yorgunum, ihtiyacım var dinlenmeye’ diyor. Sen yoksa korona mı oldun deniliyor kendisine. İzin almakta ısrar edince, saçlarından tutup yatırılarak tekmeleniyor. Müvekkilim eşyalarını toplarken Seren Serengil bir daha geliyor odaya. Bir de orada saldırıyor. Müvekkilim bu saldırıdan kaçıp bahçeye gidiyor. Bu arada 155’i arıyor. İtiş kakış arasında telefon açık. 1,5 dakikalık ses kaydı var ama nedir bilmiyoruz. Savcılıktan talep ettik.”

Çezik, son olarak çalışma izninin bir baskı aracına dönüştürüldüğünü dile getiriyor: “Bu insanların üzerinde baskı kurmak için çalışma izni alınmıyor. Müvekkilime de şikayette bulunursan ‘Seni deport ettirim’ mesajları atılmış.” (Deport- Hakkında sınır dışı etme kararı bulunan bir yabancının kendi ülkesine, transit gideceği ülkeye ya da üçüncü bir ülkeye çıkışının yaptırılması)