'Yoğun bakımlar doluyor, agresif tedbir şart'

Uzmanlar, yoğun bakım ünitelerinin yetersiz kalmaması için sıkı tedbirler alınması gerektiğine işaret ediyor. Prof. Dr. Necmettin Ünal, salgının tsunami dalgası gibi gelmesi durumunda yoğun bakımların bunu kaldıramayacağını belirterek bir an önce agresif tedbirler alınması gerektiğini söyledi. Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı İsmail Cinel de, “Vaka sayısının en fazla olduğu ilk 5 ilde sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Türkiye’de ilk korona virüsü tanısının açıklandığı 11 Mart tarihinden bu yana geçen 23 günde vaka sayısı 18 binin üzerine çıkarken, korona virüsü nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı da her geçen gün artıyor. COVİD-19’un yayılmasını önlemek ve virüsü kontrol altına almak için yetkili makamlar tarafından çok sayıda önlem alınsa da vaka artışına paralel olarak yoğun bakımda tedavi gören hasta sayısı da yükseliyor.

Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı (TYBD) ve Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Cinel’e göre, yoğun bakımlar doluluk oranına henüz ulaşmadı. Korona virüsü salgınının pik noktasının nasıl gerçekleşeceğini bilmediklerini belirten Cinel, vaka sayısının en fazla olduğu ilk 5 il olan Ankara, İstanbul, İzmir, Konya ve Kocaeli’nde sokağa çıkma yasağı uygulanmasını öneriyor.

Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı İsmail Cinel

'İLLERDE YOĞUN BAKIM EKİPLERİ KURULMALI'

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'de 13 bin 211'i ileri düzeyde olmak üzere toplam 25 bin 466 erişkin yoğun bakımı kapasitesinin olduğunu açıklamıştı. Cinel, bu sayının hızlı bir şekilde artırılarak akılcı yoğun bakım kullanımına geçilmesi gerektiğini kaydetti. Cinel, “Palyatif ünitelerin doluluk oranı yüzde 60 civarında. Yoğun bakımda tedavi gören hastalar palyatif ünitelere kaydırılabilir” dedi.

Özel hastanelerin sürece daha aktif katılımının sağlanması gerektiğine işaret eden Cinel, “İllerde yoğun bakım ekipleri kurulmalı. Bu ekip, Covid-19 dışındaki hastaları küçük özel hastanelere tahliye etmeli. Bu da büyük hastanelerde korona virüsü hastalarına daha büyük alanlar açacaktır” dedi.

'3 BİN 500- 4 BİN AMELİYATHANE YOĞUN BAKIMA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR'

Ankara Üniversitesi Yoğun Bakım Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Ünal'a göre sosyal izolasyon kurallarına sıkı bir şekilde uyulmadığı taktirde İtalya örneği Türkiye için de bir olasılık. Ünal, “Bu aşamada testlerin yaygınlaştırılması yoğun bakıma gelecek hasta sayısının önüne geçilmesinin yanı sıra karşılaşacağımız tabloyu da belirleyecek. Yoğun bakımların kapasitesini artırmak için ameliyathanelerin büyük kısmı yoğun bakıma dönüştürülmeye başlandı. İstanbul’da bazı merkezlerde uygulama başladı. Ankara’da şu an bu uygulamayı gerektirecek hasta sayısı olduğunu sanmıyorum. Ama olası bir durum için Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği Merkezi gerekli hazırlıkları yaptı. Ameliyathanelerin 3 bin 500, 4 bini yoğun bakım olarak kullanılabilme olasılığı var” diye konuştu.

Prof. Dr. Necmettin Ünal

'SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI İLAN EDİLMELİ'

Zaman kaybetmeden korona virüsüne karşı agresif tedbirler alınması gerektiğine dikkat çeken Ünal, “Salgının tsunami dalgaları gibi gelmesi durumunda yoğun bakımlar bunu kaldırmaz. Dolayısıyla bir an önce agresif tedbirler alınmalı. Geç alınan tedbirlerin bize faydası az olacak. Süre uzayacak ve hasar miktarını azaltmayacaktır. Hekim gözüyle sokağa çıkma yasağı ilan edilmeli, diyebilirim. Bu uygulamanın sosyal ve ekonomik boyutları da söz konusu. Ama agresif tedbirler almamanın faturasının olacağı da unutulmamalı” ifadelerine yer verdi.

Açıklanan vaka sayılarına göre, Ankara’nın İstanbul’un 10 gün gerisinde olduğunu belirten Ünal, “Sosyal izolasyon kurularına uyulmadığı taktirde bize gelen hasta sayısının da artacağını öngörüyorum” dedi.

'YERİNE KOYACAK PERSONEL YOK'

Prof. Dr. Necmettin Ünal, yoğun bakımlar için en önemli faktörün ekip ve koruyucu ekipman olduğunu söyledi. “Bir N95 maskeyi ve tulumu tüm gün kullandıran hastaneler olduğunu öğreniyorum” diyen Ünal şöyle konuştu:

“Yoğun bakımlar için en önemli faktör koruyucu ekipmandır. Koruyucu ekipmanı olmayan bir yoğun bakım ekibinden herhangi birini (doktor- hemşire- hasta bakıcı- temizlik görevlisi) hastanın odasına sokmak, makineli tüfeğin üzerine bıçakla gönderilmekten farklı bir yaklaşım değil. Yoğun bakım personelini kaybettiğiniz takdirde yerine koyacak personel de yok.”

Türkiye'de 6 bin 500 civarında anestezi uzmanı hekim olduğuna işaret eden Ünal, “24 bin yetişkin yoğun bakım yatağı olduğu ifade ediliyor. Bu sayıya karşı uzman yetersizliği söz konusu. Yoğun bakımlarda ventilatör eksikliğinden bahsediliyor. İstediğimiz kadar ventilatör getirelim, onları kim kullanacak. Uzman olmadıktan sonra ne işe yarayacak” dedi.

'1 KORONA HASTASINA 1 HEMŞİRE DÜŞMELİ'

Türk Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği Başkanı Ebru Kıraner ise, uluslararası örneklere bakıldığında yoğun bakımlarda korona virüsü tanısı konan her hastaya bir hemşire düştüğünü, Türkiye’de bunun mümkün olamayacağını kaydetti. Türkiye’de yoğun bakımlarda görev yapan hemşire eksikliğine dikkat çeken Kıraner, “Normalde bir hastaya iki hemşire düşüyor. Ancak bu süreçte bu bile olmayabilir” dedi. Ebru Kıraner’e göre, atanacak 11 bin hemşire, yoğun bakım servislerinde görevlendirilmemeli.