65 yaş üstü çalışanlar rapor peşinde

Sokağa çıkma yasağı 65 yaş üstü çalışanlar için yeterli olmadı. Özel sektördeki 65 yaş üstü çalışanlar ve kronik hastalığı bulunanlar aile hekimlerine giderek izinli sayılmak için rapor alıyor. Çünkü işlerini kaybetmek istemiyorlar. Aile hekimleri yetkililerden bu soruna çare bulmalarını isterken DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu "Alınan önlemler bütünlüklü olmalı" diyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İçişleri Bakanlığı korona virüsüyle ilgili alınan tedbirler kapsamında 65 yaş üstü kişilerin sokağa çıkmaması yönünde kısıtlama kararı getirdi. Ancak 65 yaş üstü çalışan binlerce kişi çeşitli nedenlerden dolayı bu kurala uyamıyor. Çünkü onlar evlerini geçindirmek zorunda ve işlerini kaybetmek istemiyorlar. Durum böyle olunca özel sektörde çalışan 65 yaş üstü çalışanlar ve kronik hastalığı bulunanlar hastanelere koşmaya başladı.

AİLE HEKİMLERİNE BAŞVURUYORLAR

Özel sektör çalışanı 65 yaştü insanlar evlerinde kendilerini karantinaya almak istiyor ancak maddi koşullar buna izin vermiyor. Özel sektörde çalışan 65 yaş üstü insanlar aile hekimlerine giderek rapor alıyor. İşlerini kaybetmemek için böyle bir yola başvuran çok sayıda kişi olduğunu söyleyen bir aile hekimi konuyla ilgili, "Ne yazık ki bu konuda yeterli tedbirler alınmadı. Özellikle son birkaç gündür yaşlılar hastaneye gelerek bizden rapor almak istiyorlar. Nedenini sorduğumuzda, 'Patrona götüreceğim. Yoksa işsiz kalırım' diyen çok kişi var. Yeterli önlemler alınsaydı, insanlara işlerinin kaybetmeyecekleri garantisi verilseydi buna gerek kalmazdı. Sadece yaşlılar değil, kronik hastalığı olanlar da bunu ispatlamak için muayene olmak istiyorlar. Rapor alıp çalıştıkları kuruma bunu ispat etmek isteyen çok sayıda insan var" diyor.

Söz konusu kişiler, hastaneye gidene kadar virüse kapma konusunda da tehlikelere açık hale geliyor. Hekim bu konuyla ilgili de şunları söyledi: "Rapor almak için hastaneye gelenler kilometrelerce yoldan geçip hastaneye geliyor. Hem kendileri için hem de bizim için büyük risk oluşturuyorlar. İnsan sağlığı çok önemli. Bu riski gözönünde bulundurmaları gerekiyor."

ÇERKEZOĞLU: DEVLET İNSANLARIN İŞİNİ VE AŞINI KORUMAKLA YÜKÜMLÜ

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da alınan önlemlerin bir bütün olarak ele alınması gerektiğinin altını çiziyor. Çalışanların işinin güvence altına alınması gerektiğini belirten Çerkezoğlu şu uyarılarda bulundu: "Devlet bir takım önlemler alıyor. Bütün bunların olabilmesi için bazı adımların atılması şart. Korona virüsü salgınıyla mücadele bir bütün. Bütünlüklü, kamucu ve toplumcu politikalar gerektiriyor. Emekçilerin, emeklilerin işini ve aşını güvence altına alacak adımlar atılmadığı sürece bu salgınla mücadele etmek mümkün değil. Sağlıkla ilgili yapılan her türlü düzenleme ancak bu insanların işini ve aşını güvence altına alarak hayata geçirilebilir. Korona virüsü salgınının ekonomide yarattığı tabloya karşı bir toplumsal tahribatın önüne geçmek açısından yapılması gereken ilk adım işten çıkartmaların yasaklanması, bütün çalışanların, emeklilerin, işsizlerin gelir düzeyini sağlayacak adımların atılması lazım. Bunun da güvencesi devlet olmalı. Devlet bu süreçte 83 milyonun sağlığını, işini ve aşını korumakla yükümlü" dedi.

'BÜTÜNLÜKLÜ BİR MÜCADELE PROGRAMI HAYATA GEÇİRİLMEZSE...'

Çerkezoğlu, devlet tarafından tedbirler yeteri düzeyde alınmadığı müddetçe hastanelere gidip rapor almak isteyen insan sayısında ve merdiven altı çalışmalarda artış olacağına dikkat çekiyor: "Hiç kimsenin ücretsiz izine ayrılmadığı, zorunlu mal ve hizmet üretim yapanlar dışındaki yerler tatil edilerek ücretli iznin verildiği, kısa çalışma ödeneğinden işsizlik sigortasından yararlanma koşullarının kolaylaştırıldığı bir politikaya ihtiyaç var. Aynı zamanda da elektrik, su, doğal gaz faturaları, kredi kartları borçları ve kredi ödemelerinin ertelenmesi lazım. Bu mücadele bir bütün, bu mücadeleyi yürütenlerin bu bütünlüğü gözden kaçırmaması lazım. Bu nedenle en düşük emekli maaşı en az asgari ücret düzeyine çekilmeli, bu düzeyde emekli maaşı alanlara da aylık bin lira destek ödemesi yapılmalı. Devlet böylesi bütünlüklü bir mücadele programını hayata geçirmezse atılan adımlar eksik kalır ve insanlar çeşitli biçimlerde kendileri çözüm üretmeye çalışırlar. Gidip aile hekimine rapor almak gibi örnekler de çoğalır. Bu nedenle şimdi sosyal devlet zamanı diyoruz."