'Sınırı nasıl geçeriz bilmiyoruz ama artık gitmek istiyoruz'

Sınırların açılacağı açıklaması ile birlikte Afgan, Iraklı, Suriyeli binlerce mülteci yollara düştü. İstanbul Otogarı'ndan, Vatan Caddesi'ne kadar kendilerini sınıra götürecek araçları bekleyen mülteciler ile görüştük. "Sınırı nasıl geçeceksiniz" sorusuna hepsi aynı cevabı veriyor: "Bilmiyoruz. Ama artık gitmek istiyoruz."

Google Haberlere Abone ol

İSTANBUL - Reuters’a açıklama yapan “bir Türk yetkilinin” sözleri ile başladı her şey. Türkiye kara ve deniz sınırlarında mültecilerin geçişi için denetimi serbest bırakıyordu. İdlib’den gelen, gelecek olan haberlere kitlendiğimiz o saatlerde bu haber mülteciler arasında büyük bir hızla yayıldı. Ya da bizim bilmediğimiz bir network bu sözlerden önce bu haberi dolaşıma sokmuştu bile. Çünkü daha sabahın ışıkları ağarmadan mülteciler İstanbul'daki Esenler Otogarı, Kazlıçeşme hatta Vatan Caddesi'nde beklemeye başlamışlardı.

OTOGARDA OTOBÜS ŞİRKETLERİ EK SEFER KOYDU

Öğle saatlerinde otogara vardığımda özellikle Trakya tarafına otobüs kaldıran şirketlerin olduğu tarafa doğru yürümeye başladım. Hemen yanımda genç bir kadının telefonla Arapça konuşarak aynı yöne doğru yürüdüğünü görünce doğru yere doğru gittiğimi anladım. Aslında beklediğimden daha az bir kalabalık vardı. Fakat beşerli, onarlı gruplar halinde mülteciler Edirne’ye otobüs kaldıran şirketlere doğru geliyorlardı.

.

Otobüs şirketleri ek sefer koymaya başlamışlardı. Edirne’ye seferi olan otobüs şirketleri neredeyse her yarım saate bir otobüs kaldırıyorlardı. Kameramanlar, gazeteciler gelen her grubun etrafını sarıyor, aynı soruları tekrar tekrar soruyorlardı. Büyük bir çoğunluğu görüntü alınmasından rahatsızdı. Montlarının kapüşonlarını kafalarına çekmişler, bazıları gözlük takmıştı. Otobüs içine girdiğinizde başlar hemen koltukların arasına doğru eğiliyordu. Aileler yok denecek kadar azdı. Daha çok yirmili yaşlarda otuzunu geçmemiş gençler...

Adlarını sorduğumuzda benzer isimler söyleniyor. Mahmud, Muhammed... Yanımdaki arkadaşım hep aynı isimleri duyduğumuz için "Acaba korkuyorlar da bilindik isimler mi söylüyorlar" diyor. Neden ailelerin olmadığı sorusunun cevabını yine onlar veriyor: "Hava soğuk ağabey... Ne olacak belli değil."

NON STOP EDİRNE

Yeni gelenler hemen ellerindeki bileti otobüs yanında gördükleri muavine gösteriyor. “Bir sonraki otobüs bekleyeceksin” diyor. Otobüsün ön camında “Non stop Edirne” yazıyor. Otobüs bekleyen bir grup gencin yanına yaklaşıyorum. Dil büyük problem. Ama yine de basit cümleler ile anlaşıyoruz. Muhammed Sufiyye Suriyeli olduğunu söylüyor. Ama yanındaki arkadaşları, Filistinli, Afgan’mış. "Yunanistan'a geçeceğim" diyor Muhammed. Altı yıl önce ailesini bırakıp Lazkiye’den Türkiye’ye gelmiş. Geliş sebebini savaş, askerlik olarak açıklıyor; "Burada bir şey olmuyor. Altı yıldır buradayım. Berberlik yaptım. Gitmekten başka çare yok." Önden giden arkadaşları ile haberleşiyor. Orada kalabalık grup olduklarında sınırı geçmek istiyorlar. "İllaki alacaklar, ne yapacaklar!" diyor.

Sınırların açıldığını duyup hemen yola çıkmış. Bunu belki bir daha yakalayamayacakları bir fırsat olarak görüyor. "Peki Neden Yunanistan" sorusuna "Oradan Avrupa’ya, Fransa’ya gideceğim" diye yanıt veriyor. Gelenlerin içinde aslında Suriyelilerin azlığı dikkat çekiyor. Başörtülü genç bir kadın yanıma gelip "Ben gitsem geçebilir miyim sınırdan" diye bana soruyor. Zor olduğunu söylediğimde yanında beliren bir gencin kolunu tutup "Ben Azerbaycan'dan geldim. Bu benim kocam. O Yunanistan vatandaşı” diyor. "Evliyseniz ve eşin Yunanistan vatandaşı ise vize alman lazım" dediğimde, "Başvurdum ama vermediler. Şimdi bunlarla gitsem geçebilir miyim" diye soruyor.

Nasıl bir öyküsü var tahmin etmek güç.

KÜRTLER, AFGANLAR, FİLİSTİNLİLER DE VAR

Hemen yan tarafımda bir başka grup kendi aralarında konuşuyorlar. Düzgün bir Türkçe ile birisi kardeşinin Almanya’da olduğunu ama vize almak için hesabında en az altmış bin liranın olması gerektiğini söylüyor, "Bu parayı nasıl biriktireceğim. En iyisi sizinle gelmek" diyor. Yanındakiler Suriyeliymiş. Diğeri "Yunanistan'a geçtikten sonra oradan Almanya, ya da Fransa’ya geçmek lazım" diyor. Ama orada iltica ederken "pasaportu göstermemek gerektiğini" söylüyor.

Yalnızca otogar değil şehrin başka noktalarında da mülteciler kendilerini Edirne’ye götürecek araçları bekliyorlar. Vatan Caddesi'nin surlara yakın girişinde yol kenarında iki yüze yakın mülteci kalabalık halde bekliyor. Kulaktan kulağa buraya otobüslerin geleceği ve onları Edirne’ye götüreceğini duymuşlar.

.

Gerçekten birkaç saat önce bir otobüs gelip bir grubu almış. Otobüsü kim getirmiş, parasını kim ödemiş bir bilen yok. Otogardan farklı olarak burada ailelerde var. Kucağında çocuğuyla bekleyen bir aile ile konuşmaya çalışıyoruz. Yedi yıl önce İdlib’den gelmişler. On sekiz kişiden oluşan büyük bir aile... Hepsi Avrupa’ya gitmek istediklerini söylüyorlar. Ancak bazı soruların cevabını onlar da bilmiyor. "Sınırı nasıl geçeceksiniz, sizi alacaklar mı" sorusunu "Bilmiyorum" diye cevaplıyor Mahmut Şuver. Ama yolun sonunda varmak istedikleri yer Almanya... İstanbul’da ayakkabı sektöründe çalışmış. Kucağında çocuğu hangi otobüsün geleceğini, kimin onları götüreceğini bilmeden sadece bir söylentiyi duyarak bekliyor.