Taner Kılıç: Telefonum gözaltındayken açılmış

İnsan hakları savunucusu 11 kişinin yargılandığı Büyükada Davası'nda savunma yapan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç, telefonun gözaltında iken açılıp kullanıldığını belirterek, "Zehirli ağacın zehirli meyveleri benim gibi insanları etkilemeye devam etmektedir" dedi. Dava 3 Nisan'a ertelendi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç, eski direktörü İdil Eser ve üyelerinin de aralarında bulunduğu 11 insan hakları savunucusunun tutuksuz yargılandığı kamuoyunda “Büyükada Davası” olarak bilinen davanın duruşması Çağlayan'da bulunan İstanbul 35'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Uluslararası Af Örgütü üst düzey yöneticileri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Ahmet Şık, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Barış Akademisyenleri, Barış Vakfı yöneticileri ve çok sayıda gazeteci duruşmayı izlemek istedi. Ancak salonda yer olmadığı gerekçesiyle davayı takip etmek için gelen birçok heyet ve gazeteci içeri alınmadı.

Kimlik tespitinin ardından duruşma Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Onursal Başkanı Taner Kılıç'ın savunmasıyla başladı. Hiç ByLock kullanmadığını belirten Kılıç, "Hakkımdaki ByLock tespitinde yanlışlık olduğunu tüm ifadelerimde belirttim. Yanlışlık veya kumpas olduğunu düşünüyorum. İddiayı tamamen çürüten 4 ayrı uzman görüşünü dosyaya sunduk" dedi.

Taner Kılıç'ın savunmasını fazla detaylı bulan mahkeme başkanı, kısaltmasını istedi.

'TELEFONUM AÇILIP KULLANILMIŞ'

Kılıç, dosyasındaki ByLock iddiasıyla ilgili uzman bilirkişi Koray Peksayar'ın uzmanlığı ve yetkinliği, Peksayar'ın ifadesi ve hazırladığı raporlar ile ilgili bilgi verdi. Kılıç, "Koray bey raporlarında ByLock teknik incelemelerindeki yanlışları göstermiştir. ByLock kullanılan telefonlarda program silinip telefon fabrika ayarlarına geri döndürülse bile iz kalmaktadır. Benim telefonumda teknik incelemede ByLock kullanımına dair bir iz veya ibare bulunamamıştır. Dosyama gelen rapor ile MİT'in ByLock teknik raporu çelişiyor. Koray Peksayar'ın duruşmada verdiği ifadede Mor Beyin programı ve hazırlayan kişilerin isimlerini vermiş. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ertesi gün durumu kabul eden açıklama yapmıştır. Dosyama sunulan bilirkişi raporuna göre evimden gözaltına alındıktan sonra, teslim alınan telefonum açılarak kullanılmış. Ayrıca bilirkişi, telefonumda ByLock kurulup kaldırılmadığı ve telefonumun fabrika ayarlarına dönmediğini de belirtiyor. Zehirli ağacın zehirli meyveleri benim gibi insanları etkilemeye devam etmektedir" diye belirtti.

'NAMAZ PROGRAMI NEDENİYLE DAHİL OLDUM' 

Kılıç, Koray Peksayar ve Mor Beyin programı ve bilirkişi raporlarına dayanarak, telefonundaki namaz ve kıble programları nedeniyle ByLock kumpasına dahil olduğunu teknik detayları ile aktardı.

Tüm ByLock suçlamalarının yanlış olmadığını, sadece aralarında yanlış tespitler olduğunu dile getiren Kılıç, "Bilirkişi raporlarıyla ByLock suçlamasından beraat alan oldu. Ben de beraat talep ediyorum" dedi.

'SUÇUN ŞAHSİLİĞİ NEREDE KALDI?'

Kılıç savunmasında, ByLock konusundan Bank Asya konusuna geçti. “Terör örgütü üyesi olma” suçlamasına delil olarak Bank Asya'ya para yatırılması olarak gösterildiğini belirten Kılıç, "2014'de Bank Asya'ya para yatırma kampanyasında tam tersi olarak paramı çektim. Bank Asya hesabımda otomatik ödemeler, havale, para çekme gibi olağan banka işlem hareketleri dışında bir şey yoktur. Bankacılık operasyonu açısından incelenmesini ve raporlanmasını istedim ama kabul edilmedi. Hakkımdaki suçlamalara bir diğer delil ise kız kardeşimin Mehmet Tanış ile evli olması. Kız kardeşim 30 yıllık evli, eniştemin 30 yıl sonra terör örgütü üyesi şüphesi olacağını bilip kardeşimi uyarmam mı gerekiyordu? Suçun şahsiliği nerede kaldı? Büyükada davası dosyasına son gün dahil edildim, savcı 'Böyle bir toplantı olduğunu biliyor muydun?' diye sordu. Ben de ‘evet’ dedim. Zaten insan hakları çevrelerinin bildiği bir toplantıydı. Bana nereden biliyorsun diye bile sorulmadı. Büyükada toplantısının suç teşkil eden bir durumu olmadığı çok aşikardır. Biz insan hakları savunucuları toplumsal ahlakı yüksek, saygın insanlarız. Bu davayla bizi itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Beraatımı talep ediyorum" dedi.

Mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarını tamamlamasının ardından bir kısım avukatların savunmalarını tamamlamadığı gerekçesiyle duruşmayı 3 Nisan'a erteledi. (Mezopotamya Ajansı)