Pasaport tahdidi kaldırılan Ülkü Doğanay: Bütün bunları neden yaşadım?

KHK'yle ihraç edilen akademisyen Ülkü Doğanay'ın pasaportundaki tahdit kaldırıldı. Karara sevinemediğini söyleyen Doğanay, "Hem mahkeme önünde, hem beni haksız yere işimden eden Ankara Üniversitesi Rektörlüğü'nün kararıyla, hem de İl Emniyet Müdürlükleri'nin araştırmas sonucunda, bir kez daha 'terörist falan olmadığım' ilan edilmiş oldu. Ne var ki bunu öğrendiğimde ne sevindim ne de kendimi rahatlamış hissettim. Sadece 'Ben bütün bunları neden yaşadım?' diye düşündüm" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde çıkarılan 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Ankara Üniversitesi'ndeki görevinden ihraç edilen Prof. Dr. Ülkü Doğanay'ın pasaportundaki idari tahdit kaldırıldı.

Twitter hesabından açıklama yapan Ülkü Doğanay, paylaşımında "Bugün Gezi’nin tüm sanıkları beraat etti. Aynı dakikalarda pasaportumun üzerindeki tahtidin kalktığını öğrendim. Önce beni ihraç eden kuruma sonra da emniyete sordular tahtidi kaldırmak için. Yurt dışına çıkmamı engelleyen bir durumum yokmuş. Terörist filan değilmişim yani" ifadelerine yer verdi.

Gelişmeyi Gazete Duvar'a değerlendiren Doğanay, Yargı Reform Paketi'nde yer alan ve KHK ile ihraç edilenlerin pasaportlarında tedbir kararının kaldırılmasını öngören düzenlemeyi hatırlattı.

Doğanay, "Bu düzenlemeye göre, haklarında mahkemelerce alınmış yurt dışına çıkış yasağı, devam eden idari ya da adli soruşturmaları ve davaları olmayanlara pasaportları verilebilecekti. Ancak buna da yine bir koşul getirilerek 'İçişleri Bakanlığı'nın yapacağı araştırma sonunda' ibaresi eklenmişti. Yani, hakkımızda mahkemelerce alınmış bir yurt dışına çıkış yasağı kararı olmasa ve hatta beraat etmiş olsak bile pasaportumuzu alıp alamayacağımız İçişleri Bakanlığı'nın hangi koşullarla olacağı yasa metninde yer almayan araştırmasına bağlıydı" dedi.

'KOMİSYON, İHRAÇ EDEN KURUMLARA VE EMNİYETE SORUŞTURMA OLUP OLMADIĞINI SORDU'

"Reform paketi Resmi Gazete'de yayınlanır yayınlanmaz, ben ve arkadaşlarım pasaportlarımız üzerindeki tahdidin kaldırılması için farklı zamanlarda il nüfus müdürlüklerine başvurduk" diyen Doğanay, süreci şöyle anlattı:

"Başvurumuzu alan memurlar, pasaportlarımızın üzerindeki tahdidin kaldırılıp kaldırılamayacağına dair değerlendirmenin nasıl yapılacağını bilmedikleri için başvurumuzu aldılar ancak bir süre bir işlem yapılmadı. Bununla ilgili bir genelge ya da düzenleme çıkmasını beklediklerini söylüyorlardı. Buna dair belirsizlik bir süre devam ettikten sonra nihayet aralık ayının başında İçişleri Bakanlığı Bakan Yardımcısının başkanlığında bir 'Pasaport idari Karar Komisyonu' kurduğunu açıkladı. Bu komisyon, önce bizi ihraç eden kurumlara, benim durumunda Ankara Üniversitesi'ne milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliğim veya iltisakım bulunup bulunmadığını, ya da bunlarla irtibatım nedeniyle hakkımda devam eden adli soruşturma, kovuşturma olup olmadığını sordu.

Daha sonra İl Emniyet Müdürlüklerine idari karar kayıtlarının kaldırılmasında genel güvenlik açısından mahzur bulunup/bulunmadığını sordu. Bu arada İl Emniyet Müdürlüklerinde İl Emniyet Müdür Yardımcısı'nın başkanlığında oluşturulan komisyona 'milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliğim, iltisakım ya da bunlarla irtibatım nedeniyle devam eden adli soruşturma veya kovuşturma olup olmadığı ve neticelenen adli işlemlere ilişkin bilgiler ile idari karar kaydının kaldırılmasında genel güvenlik açısından mahsur bulunup bulunmadığı' soruldu."

Yargı reformunda pasaport adımı: Bu da anayasaya aykırı!Yargı reformunda pasaport adımı: Bu da anayasaya aykırı!

'BENİ İHRAÇ EDEN ÜNİVERSİTE, TERÖR ÖRGÜTÜ İLTİSAKI OLMADIĞINI KABUL ETTİ'

Başvurusuna 3 ay sonra, bugün yanıt verildiğini aktaran Ülkü Doğanay, "İl Nüfus Müdürlüğü'ne giderek pasaportumun üzerindeki tahdidin kaldırıldığını, yeni pasaport başvurusu yapabileceğimi öğrendim. Yani beni ihraç eden Ankara Üniversitesi yukarıda saydığım iltisaklı, irtibatlı olma durumunun olmadığını kabul ederek bunu bildirdi. Daha sonra İl Emniyet Müdürlüğü'nde hakkımda yapılan tahkikat de olumlu sonuçlandı. Zaten daha önce, Barış Bildirisi'ni imzaladığım için hakkımda açılan davadan beraat etmiş, yani üzerime atılan suçları işlemediğim yetkili mahkeme tarafından takdir edilmişti" dedi.

Karara sevinemediği dile getiren Doğanay, şöyle devam etti:

"Böylece hem mahkeme önünde, hem beni haksız yere işimden eden Ankara Üniversitesi Rektörlüğü'nün kararıyla, hem de İl Emniyet Müdürlükleri'nde hakkımda yapılan araştırma sonucunda, bir kez daha 'terörist falan olmadığım', iltisaklı olmadığım yani terör örgütleriyle aynı yöne bakmadığım (!), milli güvenliğe tehdit oluşturan bir durumunun olmadığı ilan edilmiş oldu. Çok yakında pasaportumu alabileceğimi sanıyorum. Ne var ki bunu öğrendiğimde ne sevindim ne de kendimi rahatlamış hissettim. Sadece 'Ben bütün bunları neden yaşadım?' diye düşündüm.

Üstelik benim pasaportumun üzerindeki tedbir kararının kaldırıldığını öğrendiğim dakikalarda, haksız yere 28 aydır tutuklu bulunan Osman Kavala'nın ve diğer Gezi Davası sanıkları da beraat etmişti. Yani üzerlerine atılan suçların hiçbiri mahkeme tarafından kabul görmemişti. Yalnızca onlar değil, aylar süren tutukluluktan sonra beraat eden onca insan hakları savunucusu, gazeteci, siyasetçi, AİHM'nin hak ihlali kararına rağmen halen tutukluluğu devam eden Selahattin Demirtaş. Günü gelince bu kadar kolay 'pardon, biz yanlış yapmışız' denilebiliyorsa bütün yaşanan bu mağduriyetler, haksızlıklar ne uğruna?" (HABER MERKEZİ)