Yaralılar için yürüyen Cizreli annelere para cezası

DUVAR - Şırnak'ın Cizre ilçesinde 2016'da ilan edilen sokağa çıkma yasaklarında günlerce ambulans bekleyen yaralıları almak için beyaz bayraklarla yürüyen kadınlara para cezaları verildi. En az 11 kadına, 3 ile 7 bin lira arası para cezası verilirken beyaz bayrakla yürüyen ve bodrum katında öldürülen Mahmut Duymak'ın eşi Lütfiye Duymak'ın arsa hissesine de haciz konuldu.

HACİZ AVUKATI EVE GİTTİ

‎Cizre'de çatışmalar nedeniyle 9 gün boyunca bir binanın bodrum katında hastaneye kaldırılmayı bekleyen yaralılar ve cenazeleri almak için aralarında yaralıların annelerinin de bulunduğu 11 Cizreli kadın 2016'da beyaz bayraklarla Cizre Belediyesi’nden Cudi Mahallesi’ne doğru yürüdü.  Yaralıların bulunduğu sokağa açılan Nusaybin Caddesi’ne ulaşan kadınlar gözaltına alınarak Cizre Emniyet Müdürlüğü’ne götürülmüştü.

Aradan geçen 4 yılın ardından annelere para cezaları verildi. Kamuoyunda 'vahşet bodrumları' diye anılan bodrum katında öldürülen Mahmut Duymak'ın eşi Lütfiye Duymak da beyaz bayraklarla yürüyen kadınlar arasındaydı. Açılan dava sonucunda beş çocuk annesi Lütfiye Duymak'a 5 bin 861 TL. para cezası verildi. Para cezası verildiğinden haberi olmayan Duymak'ın beş çocuğuyla birlikte yaşadığı eve geçen hafta haciz için avukat gitti. Duymak'ın eşinden kalan arsa hissesine haciz konulduğu da ortaya çıktı.

'AMACIMIZ ONLARI KURTARMAKTI'

Yaşananlara tepki gösteren Duymak, "Bodrum katlarına yürümemin amacı orada eşimi, çocuklarımın babalarını kurtarmak ve bu yaşanan çatışmayı bir nebze olsa da durdurmaktı" diyor. Duymak o gün yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Eşimi oradan çıkarmak için ben ve 10 kadın arkadaşımla birlikte orada yürüdük. O bodrum katlarında eşim ve sivil insanlar vardı, yaralılar vardı. Bir anne olarak oraya gidip, onları oradan kurtarmaktı amacımız."

Mahmut Duymak ve eşi Lütfiye Duymak

'BUNUN NERESİNDE ADALET VAR?'

Evine icra avukatı geldiğinden haberi olmadığını belirten Duymak, "Bu savaşı bitirmek için gittik ama devlet beni cezalandırdı" dedi ve şöyle devam etti: "Komşulara üzerinde 'Lütfiye Duymak'ın mal müdürlüğüne gelmesi lazım' yazılı bir kağıt bırakmışlar. Ben o gün evde olsaydım avukat haciz uygulayabilirdi. Komşumdan bu haberi aldığımda şaşırdım. Nasıl bir şey olabilir? Biz bodrumlara eşimin ve orada bulunan sivilleri kurtarmak için gittik.  Şimdi tekrar söylüyorum: Burada, yasak sürecinden beri hedef gibi ortadayız. Hiçbir şey ortada yokken hakkımda davalar açıldı, tutuklandım. Oğlumu gözaltına aldılar... Her şeyi geçiyorum orada eşim ve sivil insanlar kurtulsaydı benim için yeterdi. Şimdi ben oraya savaş dursun insanlar ölmesin diye gittim devlet bana para cezası veriyor. Bunun neresinde adalet var? Bunun cevabını bekliyorum. Devlet nereye kadar böyle devam edecek? Biz bu savaşın durması ve barışın gelmesini istedik. Ama devlet bunun yerine bana beş kilo kemik verip 'al bu senin eşin' dediler. Ben bunun peşini bırakmayacağım ve sonuna kadar bize bunları yaşatanlardan hesap soracağım."