Gerekçeli karar: Kamudan ihraç öğrenciliğe engel değil

Üniversiteden KHK ile ihraç edildiği için öğrenciliğine de son verilen akademisyen Özer Yersüren'le ilgili verilen yürütmeyi durdurma kararının gerekçesi açıklandı. Mahkeme, hangi durumlarda öğrencilerin üniversiteden atılabileceğine yer verirken kamudan ihraç edilmenin öğrenciliğe engel olmadığı yönünde karar verdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden ihraç edildiği için aynı zamanda yüksek lisans eğitimine de son verilen 'Barış Akademisyeni' Özer Yersüren için mahkeme gerekçeli kararını açıkladı. Üniversiteden ilişiği kesilen Yersüren için yürütmeyi durdurma kararı veren İzmir 4'ncü İdare Mahkemesi birçok gerekçe sıraladı. Mahkeme açıkladığı gerekçeli kararında eğitim ve öğretim hakkının yasalarla güvence altına alındığını belirterek, "İhraç edilmek eğitimle ilişiğin kesilmesi neticesini doğurmaz" dedi.

AİHS HATIRLATILDI

701 sayılı KHK ile Dokuz Eylül Üniversitesi'nden ihraç edilen, aynı zamanda Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı Sosyoloji bölümünde yüksek lisans öğrenciliğine de son verilen Yersüren için İzmir 4'ncü İdare Mahkemesi, üniversite rektörlüğünü haksız buldu. Mahkeme açıkladığı gerekçeli kararında, 'Kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz' hükmüne yer verdi. Ayrıca mahkeme Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi (AİHS)'ne taraf olan ülkeleri hatırlatarak, "Bir ülkenin kendi egemenliği altında olan kişileri halihazırda mevcut olan eğitim kurumlarına erişim hakkından hukuka aykırı olarak mahrum bırakılamayacağını" söyledi.

Mahkemeden karar: KHK'li diye eğitim hakkı engellenemezMahkemeden karar: KHK'li diye eğitim hakkı engellenemez

'İHRAÇ EDİLMEK EĞİTİMLE İLİŞİĞİN KESİLMESİ NETİCESİNİ DOĞURMAZ'

Mahkeme, Yersüren'in her ne kadar, 'Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu' iddialarıyla ihraç edilse bile Yükseköğretim Kurulu (YÖK)'nun usul ve esaslarını dikkate aldı. Mahkeme, "Lisansüstü eğitim kontenjanlarına yerleştirilen araştırma görevlilerinin ÖYP kadrosu ile ilişiklerinin kesilmesi lisansüstü eğitimle de ilişiğin kesilmesi neticesini doğurmaz" dedi.

Gerekçeli kararda herhangi bir öğrencinin, üniversiteden atılmasına gerekçe oluşturacak nedenler de sıralandı. Mahkeme, 'suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak, üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek' fiillerinin işlenmesi durumunda öğrencilerin üniversiteden atılabileceğini söyledi. Ancak mahkeme bu hükümlerin de mahkeme kararıyla ortaya konulması gerektiğinin altını çizdi. Gerekçeli kararda Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'nin 9'ncü maddesine işaret edildi.

Peki bir öğrenci hangi gerekçelerle yükseköğretim kurumdan çıkartılabilir? Mahkemenin işaret ettiği YÖK Disiplin Yönetmeliği'nde bir öğrencinin yükseköğretim kurumundan çıkarma cezasını gerektiren eylemler şöyle:

  • Mahkeme kararıyla kesinleşmiş olmak kaydıyla, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, böyle bir örgütü yönetmek veya bu amaçla kurulan örgüte üye olmak, üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunmak veya yardım etmek
  • Yükseköğretim kurumlarında uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri satmak, satın almak, başkalarına vermek ve ticaretini yapmak
  • 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna aykırı olarak ateşli silahlarla, mermilerini ve bıçaklarla saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel olarak yapılmış bulunan diğer aletleri, patlayıcı maddeleri kullanmak
  • Kişilerin vücudu üzerinde cinsel davranışlarda bulunmak suretiyle cinsel dokunulmazlıklarını ihlal etmek.

'DAVACI HAKKINDA KESİNLEŞMİŞ KARAR YOK'

Gerekçeli kararda son olarak mahkeme Yersüren için şunları söyledi: "Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti yahut bunlarla irtibatı olduğuna yönelik kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmadı." Gerekçeli kararda, eğitim öğretim hakkının Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alındığı hükmüne de yer verdi.