Birgün ve Evrensel'e neden reklam yok?

Basın İlan Kurumu, çeşitli gerekçelerle gazetelere ilan ve reklam kesme cezası veriyor. Özellikle geçen ağustos ayından sonra artmaya başlayan cezalar nedeniyle Birgün gazetesi bugün okuyucularına 'gazetene sahip çık' çağrısında bulunurken Evrensel Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat da birçok haberden dolayı kendilerine de cezalar verildiğini söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Birgün gazetesi bugün yaptığı açıklamada üç ayı aşkın süredir Basın İlan Kurumu (BİK) tarafından gazeteye verilen reklam ve ilan akışının durdurulduğunu söyledi. Bu açıklamanın ardından BİK'in farklı gazetelere ilan ve reklam kesme cezası verdiği öğrenildi. Bu cezalar geçtiğimiz ağustos ayında BİK Genel Kurulu'na yapılan atamalardan sonra daha da arttı. Birgün gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Aydın, uzun süredir artık BİK'ten reklam alamadıklarını söylerken bu uygulamayla gazetelerin ortadan kaldırılmak istendiğinin altını çizdi. Evrensel gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat da, BİK'in çeşitli gerekçeler göstererek birçok cezayla karşılaştıklarını söyleyerek 'kamu hizmeti yapan gazetelerin kuşatma altına alınmak istendiğini' ifade etti.

'SADECE HABERLERDEN DOLAYI 49 GÜN CEZA...'

Birgün gazetesi uzun süredir Basın İlan Kurumu'ndan reklam ve ilan alamadıkları için bugün bir açıklama yayımladı. Gazete yaptığı açıklamada, "BİK ilan yasağını, ‘Resmi İlan ve Reklamlar ile Bunları Yayınlayacak Süreli Yayınlar Yönetmeliği’nin 52’nci Maddesi’ne dayandırıyor. BİK’in ilanları durdurmasının ilk gerekçesi, elektronik ortamda tutulması zorunlu olan 'Baskı ve Bayi-İade Defterleri'nin gecikmeli olarak tutulduğu iddiasıydı. BİK tarafından gazetemize ulaştırılan 2/12/2019 tarihli tebligatta da belirtildiği gibi, sorun 1 Eylül 2019 tarihi itibariyle giderildi ve gerekçe ortadan kalktı. BİK bu kez de ilan durdurmak için, 'Bazı haberlerde yayın kaynağının kullanılmaması' şeklinde ikinci bir gerekçe ortaya koydu. BİK bu gerekçeye dayanarak, üç ayı aşkın bir süredir uygulamakta olduğu yasağa ‘devam’ kararı verdi" dedi.

Birgün Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Aydın konuyla ilgili gazetemize yaptığı açıklamada özellikle Basın İlan Kurumu'na geçtiğimiz ağustos ayında Genel Kurul'a 12 kişiden oluşan temsilcilerin atanmasının ardından ilan ve reklam akışının durdurulduğunu söyledi. O zamana kadar sadece gazetede yayımlanan haberlerden dolayı 49 gün reklam ve ilan kesme cezasıyla karşılaştıklarını anlatan Aydın, "Genel uygulamalarla ilgili reklam ve ilan kesme cezası da sürüyor" dedi. Basın İlan Kurumu'nun kendilerine ilan ve reklam verip vermeyeceğinin meçhul olduğunu söyleyen Aydın, "Öyle bir sistem yürütüyorlar ki gazeteleri bütünüyle ortadan kaldırmayı amaçlıyorlar. Biz de mücadelemizi sürdüreceğiz. Türkiye'de Birgün, Evrensel gibi gazeteler kâr amacı güden yayınlar değil. Tam tersine ülkedeki toplumsal muhalefetin, ezilenlerin sesi olmaya çalışıyoruz. Biz bir kamu hizmeti yapıyoruz. Okuyucularımızın da bu gazetelere daha fazla sahip çıkması gerektiğini düşünüyoruz. Gazeteleri direkt kapatmak yerine, batırmak istiyorlar. Ne olursa olsun gazetelerimizi ayakta tutacağız. Bu yaptıkları uygulamaların bizi ortadan kaldıracak herhangi bir anlam ifade etmediğini özellikle bilmelerini isteriz. İlan hakkı kamunun hakkıdır. Bu hakkın eşit tarzda paylaşılması gerekir. Bu bizim hakkımız ve bu hakkımız için sonuna kadar mücadele edeceğiz" diye konuştu.

CEZA KESİLEN HABERLER

Sık sık ilan ve reklam cezasıyla karşılaşan bir diğer gazete de Evrensel. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Basın İlan Kurumu'nun bu tavrını şöyle yorumluyor: "BİK, özellikle son dönemde iktidara yönelik eleştirel haber ve yorumlara yer veren sınırlı sayıdaki gazeteye karşı sistematik olarak çeşitli maddeleri gerekçe göstererek bir kuşatma sergiliyor."

Basın İlan Kurumu’ndaki son yönetim değişikliği ile birlikte, artık soluğumuzu kesmeye yönelik, en üst sınırdan cezalar veriliyor.

Polat, reklam ve ilan kesme cezalarına gerekçe oluşturan örnekleri de şöyle sıraladı: “Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ilgili bir haberimizden ötürü bizden savunma istendi. Bol referanslı bir savunma verdik. Bu haberden dolayı bize iki gün ilan kesme cezası verildi. İnsani Yardım Vakfı'nın Suriye'de cihatçılara yaptıkları desteğe ilişkin haberimizle ilgili de bizden yine savunma istendi. Bu haber de dava konusu olmadı. Ancak savunmamızın ardından 3 gün ilan kesme cezası aldık. Özellikle Basın İlan Kurumu'ndaki yönetim değişikliğinin ardından iktidar basını beslenirken, muhalif basına da sansürle susturma sopası kullanılan tarihsel pratikleri devam ettirmeye çalışıyorlar. Örneğin İzmir'de RES'e karşı eylem yapan vatandaşların haberini yapmıştık. Orada jandarmaların saldırısı görüntülerle veriliyor. Buna 'müdahale' diyemezdik. Çünkü 'müdahale' kavramıyla açıklanamayacak bir durum. Bu gerekçeyle haberimizle ilgili yine bizden savunma istendi. Biz de '15 Temmuz darbe girişiminde birçok sivil öldü. Bu bir saldırı mıydı, müdahale miydi' diye sorduk ve 'dünyanın başka yerlerinde askerler suç işlemiyor mu' şeklinde bir savunma gönderdik. Bu haberle ilgili de 10 gün ilan kesme cezası aldık. Geçmiş dönemin beş katı... Yine Kocaeli'deki işçilere yapılan ağır saldırıyla ilgili bir haberimizle ilgili de 15 gün ceza verdiler."

'GAZETELERİN YALNIZ BIRAKILMAMASI GEREKİYOR'

Polat, gazetelerin yalnız bırakılmaması gerektiğinin altını çizerek şöyle devam etti: "Evrensel’in ilan geliri 4 bin bandı üzerinden belirlenen katsayı ile oluyor. Okurlarımızın çeşitli kentlerde bayiden parasını ödeyerek 10-15 gazete aldıkları durumlarda, bayilere Basın İlan Kurumu görevlilerince tutanak tutturulduğu haberlerini alıyoruz. Böylelikle, o alımların doğal satış değil ilan alabilmek için alınan satışlar olduğu öne sürülecek. Muhtemelen önümüzdeki günlerde bununla da karşılaşabiliriz. Şu an ilan hakkımız düşmedi ama durdurulmuş durumda. Sürecin, istikrarlı bir biçimde ilan hakkımızın iptalini sağlamaya yönelik olarak zorlandığını hissediyoruz. 25 yıllık yayın hayatımız içinde böylesi ilk kez yaşanıyor."

Polat, Birgün, Evrensel ve Cumhuriyet gazetelerinin aldıkları ilan, Basın İlan Kurumu'nun ilan ve reklam pastasının yüzde 2'sine bile karşılık gelmediğini belirterek, "Basın İlan Kurumu'nun kuruluş gerekçesi halkı bilgilendiren yayınların yaşamasını desteklemek. Babalarının paralarını dağıtmıyorlar halkın vergilerinden alınan parayı veriyorlar. Ekonomik olarak bizi boğmaya yönelik bir süreç yönetiliyor. Biz de itirazlarımızla ve titiz bir şekilde bu hakkımızı yitirmemeye çalışıyoruz. Basın meslek örgütlerinin ve milletvekillerinin de bu durumu gündeme getirmesi gerekiyor. Bu gazetelerin yalnız bırakılmaması lazım" dedi.