Amedspor'dan Bakan Soylu'ya kupalı yanıt
Amedspor için "Kandil'in talimat verdiği spor kulübü" diyen İçişleri Bakanı Soylu'ya yanıt, Kulüp Başkanı Metin Kılavuz'dan geldi. Amedspor'un kazandığı kupaları gösteren Metin Kılavuz, "Açıklamalarını şaşkınlıkla izledik. Biz her türlü denetime açığız" dedi.
DİYARBAKIR – Amedspor Başkanı Metin Kılavuz, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Amedspor’a yönelik suçlamaları üzerine basın toplantısı düzenledi. Soylu’nun açıklamalarını şaşkınlık, üzüntü ve hayretle izlediklerini belirten Metin Kılavuz, şöyle konuştu: “Kulübümüz ülkemizde özellikle mali anlamda en şeffaf kulüplerin başında yer almaktadır ve tüm mali hareketlerimiz yeminli mali müşavir raporuyla belgelidir. Bu da rapor halinde Türkiye Futbol Federasyonu’na bildirilmektedir. Kulübümüz bir önceki dönem benzer ithamlarla başta mali müfettişler olmak üzere her türlü denetimden geçmiştir. Tek bir olumsuz husus ile isnat edilemeyeceği tespit edilmiştir. Bu konuda kulübümüzün her zaman denetime açık olduğunu da belirtmek isteriz.”
Soylu’nun açıklamalarının Amedsporu kriminalize etmeye yönelik olduğunu belirten Metin Kılavuz, “Bu beyanlarını, Amedspor üzerinde gelişecek olumsuzluklarda -deplasmanda yaşanacak taraftar olayları, hakem temsilci vs. yaklaşımlarında- sorumlu ve sorunlu buluyoruz” dedi.
‘SMS İZNİ VERİLMEYEN TEK KULÜP’
Amedspor’un pek çok Fair Play ödülü olduğunu da hatırlatan Metin Kılavuz şunları söyledi: “A Futbol Takımı, Türkiye’nin her bölgesinden futbolcuları bünyesinde barındırmaktadır. Özellikle Futbol Altyapı, Engelli Basket ve Kadın Futbol olmak üzere amatör spor alanlarında aktif çalışmaktadır. Tüm faaliyet alanlarımıza binlerce genç sportif etkinlere katılmaktadır. Faaliyetlerimizin büyük bölümü ise dezavantajlı ve yoksul nüfusa yöneliktir. Kulübümüzün spor branşlarında yer alan birçok kadın ve erkek sporcumuz milli takıma seçilmiş, olimpiyat ve Balkan Şampiyonluklarına katılım sağlamış ve dereceler elde etmişlerdir.”
Tüm kulüplerin yerel yönetimler ve mülki amirliklerden her türlü katkıyı alabildiğini belirten Kılavuz, Amedspor’un bu desteklerden yoksun bırakıldığını vurguladı. Kılavuz, “SMS kampanyası düzenleyen kulüplere izin verilirken, izin alamayan tek kulüp Amedspor’dur” diye konuştu.
Amedspor’un sportif faaliyetlerini yürütürken baskıcı ve ötekileştiren yaklaşımlara rağmen inatla bütünlükçü bir anlayışla hareket ettiğine dikkat çeken Kılavuz, “Ne yazık ki bu anlayışımız ülkemizde ve dünyada eşi benzeri olmayan taraftar yasaklarıyla karşılık bulmaktadır. Daha önce yargıya taşıyıp lehimize sonuçlanan mahkeme kararına rağmen, İçişleri Bakanlığı’na bağlı güvenlik kurullarınca bu yasaklama devam ettirilmektedir” dedi.
DESTEK KAMPANYASI BAŞLATILIYOR
Konuşmasına “Bölge ve şehrimiz gençlerine sportif faaliyetleri ile hizmet eden kulübümüze sahip çıkılması hayati önemdedir” diye devam eden Kılavuz, sporseverlere destek çağrısında da bulundu: “Bu anlamda tüm Amedspor gönüllülerini sahamızda 1 Aralık Pazar günü saat:13:00’de oynayacağımız Yeni Çorumspor maçına davet ediyoruz. Ayrıca bu akşam saat 21.00’de resmi Twitter hesabımız www.twitter.com/amedskofficial üzerinden açacağımız ‘Amedspor Benim’ hashtagine herkesi destek olmaya çağırıyoruz.”
NE OLMUŞTU?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, dün Jandarma Genel Komutanlığı Beştepe Karargahı’nda düzenlenen Jandarma İl Komutanları Toplantısı’na katılarak açıklamalarda bulunmuştu. Soylu, Amedspor’la ilgili şunları söylemişti: “Kandil’in en son derdinin ne olduğunu biliyor musunuz? Söyleyeyim, Amedspor. Aman ne yapın, nereden ne ederseniz edin Kandil’in açık talimatı, ‘Amedspor’a oradan buradan ayda 400-500 bin lira para bulun’ diye bizatihi Cemil Bayık talimat gönderiyor. Terör örgütünün direkt talimat verdiği bir spor kulübü. Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir şey yapılabilir mi? Cemil Bayık, ‘Amedspor’a destek verin’ diye açık açık talimat gönderdi, duymayacak mıyız?” (DUVAR)
* Forum kategorimiz çok çeşitli türde içeriğe açıktır. Gazete Duvar'ın editoryal politikasıyla uyumlu olmak zorunda değildir.
FORUM
[11s 26d] Yeni-belediyeci hareketler yerel iktidarı “daha doğru” politikalar izleyecek isimlere teslim etmek yerine kent bürokrasisinin öneminin azaldığı bir kendi kendine yönetim modelini gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Geleneksel halkçılığın “halk için karar alma” ilkesinden farklı olarak, “halkın karar alması” düşüncesini vurguluyorlar.
[12s 26d] Bugünün "isyan"ı ile geçen yüzyılın devrimleri arasında iki önemli fark var; geçen yüzyılın devrimleri "hiyerarşik dikey örgütlenme" idi, günümüz isyanları ise "yatay örgütlenme" olarak seyrediyor. Yine geçen yüzyılın devrimleri sınıf mücadelesinin keskinliğinin sonucuydu. Günümüz isyanları ise sınıf mücadelelerinin kapsadığı her türlü farklılığı bünyesinde topladığı halde sınıf mücadelesinin siyasal dinamikleri ile bağıntılı olmanın çok çok uzağında bulunuyor.
[23s 22d] Merkezi yönetim enerji politikalarının ulusal düzeyde kapsayıcı ve etkin bir biçimde yürütülmesinden sorumluyken, yerel yönetimler de kentlerde enerji verimliliğinden, enerji kullanımına yönelik olarak bölgesel değişkenliği, iklim ve çevresel faktörleri, demografik yapıya bağlı olarak ortaya çıkacak özgün koşulları dikkate almak durumunda.
[23s 23d] Sevgili Selcen benim gibi seksenler değil doksanlar kulübü üyesi Şükrü Ağabeyimizin Türkiye'nin en çok satan gazetesinde hiç lafını sakınmadan Uğur Dündar'a vermekte olduğu mülakatları nasıl göz ardı edersin? 2017 Nisan'ındaki malûm ve meş'um Anayasa referandumundan üç ay önce üniversiteler, barolar birlikleri, eski ve yeni siyasetçiler ve iş dünyası temsilcilerinin hiç sesleri çıkmazken 100 küsur Monşer çok sert denebilecek bir deklarasyona imza attılar.
[1g 7s 53d] Adaylardan aşırı, bol slogan, soyut, muğlâk sözler yerine daha çok somut politikalar, adımlar, çözümler duymak istiyoruz. Kahvaltı ve yemekler yerine forumlarda buluşmak, hem böyle bir somut adımdır, hem de taraflara hiçbir “borç” getirmeyecektir.
[1g 11s 44d] Mevliyar Er’in makalesindeki rivayetlerden arınmış tek temellendirme girişimi “Similarities in the Conduct of Operations”. 24 sayfalık makalenin altı sayfası. Askeri harekatlara dair somut bir karşılaştırma ortaya koyamıyor. Yakın anlamıyla yazacak olursam “Che’nin Bayo’dan öğrendiği taktiklerin Rif’e kadar izi sürülebilir çünkü Harris’in anlatımıyla bakacak olursak 'Che’nin pusu taktiği bir buluştur'.” (Harris’ten bir alıntı) türünden yakınlaştırmalardan öteye gidemiyor.
[1g 23s 23d] Temel ekonomik göstergelerin tamamı açık bir ekonomik bunalıma ve buna bağlı düzen değişikliği ihtiyacına işaret ediyor. Oysa, 2020 bütçesi ve dayandırıldığı “Yeni Ekonomi Programı (YEP)” ihtiyacın tam aksine eski düzeni devam ettirmeyi hedefliyor. Bu bütçe Saray bütçesidir, rantçı bütçesidir, betona gömülen bir ekonominin bütçesidir.
[2g 14s 49d] Köy meydanında toplanan köylüler, köyde bulunan tek radyodan Albay Türkeş'in tok sesi ile okuduğu darbe bildirisini dinliyordu. Tam bu esnada Sefer, aniden ortaya atıldı, Belçika marka tabancasıyla radyoya iki el ateş ederek Alparslan Türkeş’i susturdu. Türkeş'in üç gündür aralıksız okuduğu bildiriye çok sinirlenmiş ve daha fazla dayanamamıştı.
[3g 6s 50d] Eğitim ortamında dışlanma, ekonomik hayatın dışına atılma, sosyal güvencesiz bırakılma, seyahat ve konaklama özgürlüklerini kullanamamak, seçme seçilme haklarının ellerinden alınması ile vicdani retçilere “ya asker olacaksınız, ya parasını ödeyeceksiniz, ya da bu memleketi terk edip gidecekseniz” deniyor.
[3g 8s 33d] Mesele, Can Yaman meselesi değil. Çok göz önünde olduğu için bu az gelişmişlik seviyesini onun üzerinden konuşuyoruz. Öfkeyle falan da yaklaşıyor değilim. Aksine, insanın bu çocuğun ağabeyi, emmisi falan olup, ensesinden kendine çekerek ‘dağ gibi adamsın aslanım, neyin kompleksi bu’ diye sorası geliyor. Mesele pek çok erkeğin iliklerine kadar nüfuz etmiş ve farklı durumlarda, farklı formlarda zuhur eden ‘gösterme’ dürtüsü.
[4g 21s 51d] Bu bizim hikâyemizdi işte! Ve bunlar yaşanırken, siz eli kalem tutanlar, sustunuz. Yazmadınız, göstermediniz, duyurmadınız. Çünkü size öğretilen temel kural devletin bölünmez bütünlüğüydü ve bu insanlar da “teröristti!” Tıpkı Roboskî’de olduğu gibi, Kemal Kurkut gibi!
[4g 23s 23d] Bu karardan anlaşılması gereken şey açık: Bir akademisyene, söz konusu bildiri metnini imzaladığı için uygulanacak herhangi bir yaptırım haklı çıkarılamaz ve ifade özgürlüğünü ihlal eder. Dolayısıyla karardaki tespitler, sadece somut olaydaki hapis cezası tehditleri için değil, “görevden çıkarma” şeklindeki idari cezalar için de geçerlidir.