Murat Yetkin yazdı: Koç’a hayırseverlik ödülü törenine dahi yansıyan Türkiye-ABD gerilimi

Gazeteci Murat Yetkin, Türkiye-ABD ilişkilerindeki krizin Amerikan Türk Derneği'nin ödül gecesine de yansıdığını belirtti. Yetkin, "Gerçekten de bu tür üst düzey, steril törenlerde pek alışılmadık bir vurgu yapmıştı Peggy Rockefeller, ama o dahi mevcut gerilimi yansıtıyordu. Açık konuşmak gerekirse, arada ödülü alan Koç Vakfı ve Koç ailesi olmasa, mevcut siyasi gerilimin törene daha da çok yansıyacağı söylenebilirdi" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gazeteci Murat Yetkin, Türkiye ve ABD ilişkilerindeki gerilimin Amerikan Türk Derneği'nin düzenlediği "Hayırseverlik ve Mükemmellik Ödülü"nün verildiği törene de yansıdığını yazdı.

Bu tür toplantılarda sert siyasi mesajlar verilmediğini belirten Murat Yetkin, yazısında "Gerçekten de bu tür üst düzey, steril törenlerde pek alışılmadık bir vurgu yapmıştı Peggy Rockefeller, ama o dahi mevcut gerilimi yansıtıyordu" ifadelerine yer verdi.

Murat Yekin'in, Yetkin Report'ta yayınladığı "Koç’a hayırseverlik ödülü törenine dahi yansıyan Türkiye-ABD gerilimi" başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:

Amerikan Türk Derneği Başkanı Ümit Taftalı “Hayırseverlik ve Mükemmellik Ödülünü” Koç Vakfı adına Semahat Arsel’e vermek üzere kürsüye Peggy Rockefeller Dulany’yi davet etti. Peggy Rockefeller ise dünya çapında etkili hayırsever aileleri çatısı altında toplayan Synergos adlı kuruluşun yönetimindeydi. Koç Vakfı, ödüle kuruluşundan bu yana geçen 50 yılda eğitime, sağlığa, toplumsal gelişmeye yaptığı katkılardan dolayı layık görülmüştü.

Zenginlik ve gücüyle dünyanın gidişine yön verenler arasında olan Rockefeller ailesinin temsilcisi ise sözlerine “İki hafta önce Türkiye’deydim” diye başladı. Daha önce defalarca bulunduğu Türkiye’den bu defa buruk duygularla ayrılmıştı. İki ülke arasındaki “çatlaktan” söz etti. Bu durum çok önem verdiği hayırseverlik işlerini de etkilemeye başlamıştı. Örneğin Suriyeli mültecilere yardım programı için Şanlıurfa’ya gidememişlerdi. (Muhtemelen Barış Pınarı harekatının sürdüğü günlerdi.) Bu tür toplantılarda sert siyasi vurgular pek yapılmazdı. O nedenle sözlerini ülkeler arasındaki sorunların da kültürel bağlar ve hayırseverlik bağlarıyla güçlendirebileceğini söyleyerek bağladı.

Gerçekten de bu tür üst düzey, steril törenlerde pek alışılmadık bir vurgu yapmıştı Peggy Rockefeller, ama o dahi mevcut gerilimi yansıtıyordu.

Açık konuşmak gerekirse, arada ödülü alan Koç Vakfı ve Koç ailesi olmasa, mevcut siyasi gerilimin törene daha da çok yansıyacağı söylenebilirdi.

Türk dış politikası bir dar boğazdan geçiyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu durumu kendi iktidarıyla özdeşleştirdiğini Türkiye’nin her taraftan saldırı altına alındığı ikinci bir İstiklal Savaşı olarak tanımlıyor. Oysa İstiklal Savaşında dahi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları diplomasi yokuyla düşmanları azaltıp dostları çoğaltma siyaseti izlemişlerdi. Yurtta sulh, cihanda sulh sloganı da böyle doğmuştu, bugün de bu siyasetten ders almak ve dostluk kanallarını çoğaltmaya çalışmak gerekiyor.

YAZININ TAMAMI