Muradiye Vakfı'na 'üç mezar' ayrıcalığı

Ankara'da belediye meclisi kararı ile iptal edilen Hacı Bayram Camii çevresindeki mezar defin alanınında üç isme istisna tanındı: Muradiye Vakfı Onursal Başkanı Mustafa Kalfaoğlu, eşi ve kızı. Diğer 33 mezar yerinin aksine bu üç isme ayrıcalık tanınmasının gerekçesi ise 2016'da defnedilen Kalfaoğlu'nun mezarının tek kalarak türbeye dönüşmemesi. Bu nedenle halen sağ olan eşi ve kızı da vefat ettikleri zaman buraya defnedilecekler.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi, Melih Gökçek döneminde Hacı Bayram camisi ve türbesi yakınında 36 defin yerinden oluşan “hazire alanı”nın kapatılıp yeşil alan yapılmasına karar verdi. Ancak kararda Muradiye Vakfı Onursal Başkanı Mustafa Kalfaoğlu’nun mezar yeri dışarıda tutuldu. Kalfaoğlu’nun halen hayatta olan eşi ve kızı için ayrılan iki defin yeri de “yeşil alan kararının” dışında bırakıldı. Ankara Büyükşehir Belediyesi Belediye Meclis Üyesi CHP’li Ertan Işık, mezar yerinin kapatılmasına ilişkin kararın oy birliğiyle alındığını belirterek, “Büyük bir ayıbı temizlemiş olduk. Diğer 33 mezar yeri ise AKP’li iş adamı Hüsamettin Korkutata ve sülalesine ayrılmıştı. Mezar yerleri için ödedikleri ücretleri henüz talep etmediler ancak en kısa zamanda temas kurup iadelerini yapacağız” dedi.

Gazete Duvar, 8 Kasım 2017 tarihinde “Hacı Bayram Türbesi yakında 36 mezar yeri” başlığı ile dönemin Belediye Başkanı Melih Gökçek’in girişimleri ile komisyonda görüşülmeden “Korunması gereken Kültür Varlığı” olarak geçen, aynı zamanda SİT alanı olan bölgede “hazire alanı” oluşturulduğu, bu alana da Bakanlar Kurulu kararı çıkartılmadan Nakşibendi Tarikatı’na yakınlığı ile bilinen Muradiye Vakfı Onursal Başkanı Mustafa Kalfaoğlu’nun defnedildiğini kamuoyunun gündemine taşımıştı.

'HACIBAYRAM’DA DEFİN ALANI HALKIMIZIN MANEVİ DEĞERLERİNE SAYGISIZLIK'

Ankara Büyükşehir Belediyesi Belediye Meclisi, Ağustos ayında gerçekleştirdiği toplantıda Hacı Bayram Camii yakınında oluşturulan "hazire alanı"nı gündemine aldı. Toplantıda, camii yakınında bir alanın neden “hazire alanı” olamayacağına ilişkin görüşler gündeme getirildi. Toplantıda, Gazete Duvar’ın görüşlerine başvurduğu ilahiyatçı Ethem Ruhi Fığlalı ile Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinin değerlendirmeleri de gündeme geldi. Toplantı sonrası alınan kararda ise söz konusu bölgenin “korunması gereken kültür alanı” ve SİT alanı olduğunun altı çizildi. Ayrıca Hacı Bayram Camii ve çevresinin UNESCO'nun Geçici Dünya Mirası Listesi'nde bulunması nedeniyle turistik amaçlı kullanıldığı vurgulandı ve “ülkemizin maneviyatı ve tarihi açıdan büyük öneme sahip olan Hacı Bayram Veli Türbesi ile Şeyh İzzettin Türbesi yakınına defin yapılmasına izin veren bu uygulamanın, tüm vatandaşlarca söz konusu manevi değerlere sahip evliyalara yapılmış bir saygısızlık gibi de algılanabileceği hususu da göz önüne alınmalıdır” görüşüne yer verildi.

KALFAOĞLU’NUN MEZARI TAŞINMAYACAK 

Kararda, Nakşibendi Tarikatı’na yakınlığı ile bilinen ve Kasım 2016’da söz konusu alana defnedilen Mustafa Kalfaoğlu’nun mezar yerine ise ayrıcalık tanındı. Buna göre Kalfaoğlu’nun mezarı söz konusu bölgede kalacak. Ek olarak, bu mezar yeri ile birlikte iki defin yeri daha “yeşil alan” dışında tutulacak. Söz konusu iki defin yeri de Melih Gökçek döneminde Kalfaoğlu’nun eşi Müşerref Kalfaoğlu ve kızlarına tahsis edilmişti. Kararda, Kalfaoğlu ailesine tanınan ayrıcalığa ilişkin değerlendirmede şu ifadeler kullanıldı: “Söz konusu alanda yapılmış olan mevcut defin yerinin (Mustafa Kalfaoğlu) kendine has bir özellik ve teklik oluşturmaması amacıyla iki defin yerine daha müsaade edilmesine izin verilmiştir.”

CHP’Lİ ERTAN IŞIK: BÜYÜK BİR AYIBI TEMİZLEDİK

CHP’li Ertan Işık, “Söz konusu alanın mezarlık için uygun olmadığı meclis kararında da ifade edilmekte. Hal böyleyken söz konusu alanda defnedilen Mustafa Kalfaoğlu ile eşi ve kızına ayrılan alanın korunma gerekçesi nedir?” sorumuz üzerine, “Hacı Bayram’da SİT alanı üzerinde mezarlık alanı yapılması büyük bir ayıp. Bu ayıbı temizledik. Kararda toplantıya katılan tüm partilerden arkadaşlarımızın imzaları var. Mustafa Kalfaoğlu 2016 yılında o bölgeye defnedilmişti. Toplantıda, onun mezarının da taşınması yönünde görüşler dile getirildi fakat uygun görülmedi. Ancak diğer mezar alanları kapatıldığında da Kalfaoğlu’nun mezarı kamuoyunda ‘türbe’ algısı yaratabilirdi. Bu nedenle Gökçek döneminde Kalfaoğlu’nun karısı ve kızı için ayrılan defin yerlerinin bu kararın dışında kalmasına oy birliği ile karar verildi” yanıtını verdi.

MURADİYE VAKFI 500 LİRA ÖDEMİŞ

Ertan Işık, Muradiye Vakfı’nın Kalfaoğlu’nun defin yeri için belediyeye “mezar yeri” ödemesi yapmadığı, “defin gideri” olarak 500 TL’lik bir bedel ödediğini belirterek, “Karısı Müşerref Kalfaoğlu ve kızı için tahsis edilen iki defin yeri için ise belediyeye 5 bin 500’er liralık iki ödeme yapılmış” bilgisini verdi.

'KORKUTATA AİLESİNE AYRICALIK'

Ertan Işık ayrıca, Gökçek’in istifasından tam üç gün önce Kalfaoğlu’nun mezarı dışında kalan 33 defin yerini belediye ihalelerinin öncelikli isimlerinden, aile dostu ve AK Parti eski milletvekili Hüsamettin Korkutata ile akrabalarına tahsis ettiğini de söyledi.  Işık, Duvar’ın sorusu üzerine Korkutata ailesinin her bir mezar yeri için belediyeye 25 bin liralık ödeme yaptığını belirtti. Meclis kararında Korkutata ailesinin 33 mezar yeri için ödediği toplam meblağın iadesinin alındığını anımsatan Işık, “Korkutata Ailesi mezar yerleri için ödedikleri paraların iadesi için henüz belediye ile temasa geçmediler. Bundan sonraki süreçte sanırım belediye olarak bizler temasa geçeceğiz ve iadelerini yapacağız” bilgisini aktardı.

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi kararı.

'Hazire' ne demek?

Hazire, Türk Dil Kurumu sözlüğünde “külliye, cami, mescit, tekke gibi dini yapıların avlularında yer alan etrafı duvar ve parmaklıklarla çevrili mezar yeri” olarak tanımlanıyor. İslam Ansiklopedisi’nde “hazire”ye ilişkin özetle, “Zaman içinde türbe veya mezarın yanına yeni yapılan definlerle beraber bir hazire oluşabilir. Bir hazirenin büyüklüğü orada ilk mezarı (türbesi) bulunan kişinin makamına ve mezarlık olmaya elverişli alanın genişliğine bağlıdır. Şehir dışında kurulmuş tekkelerin hazirelerinden bazıları zaman içinde büyük bir mezarlığa dönüşmüştür” bilgisi yer alıyor.

Türk siyasi tarihinde “hazire alanına defin” konusu 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın kardeşi Yusuf Bozkurt Özal’ın Süleymaniye Camii haziresine defni ile de gündeme gelmişti. Hazirede, Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın türbelerinin yanı sıra Özal’ın annesi Hafize Özal ile Nakşibendî lideri Muhammed Zait Kotku’nun mezarları da yer alıyordu. Yine Nakşibendî tarikatının İskenderpaşa kolu liderlerinden Mahmut Esad Coşan’ın babası Halil Necati Coşan’la aynı yere defnine olanak sağlayan bir Bakanlar Kurulu kararı çıkarılmıştı. Karar, yargıya taşınınca devreye dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel girmiş ve defni savunmuştu.