Gülüşler eksik, sevinçler eksik, adalet eksik

Cumhuriyet gazetesinin eski yazarı ve yöneticisi beş kişi dün akşam saatlerinde Yargıtay’ın yerel mahkemenin verdiği hükmü bozması sebebiyle tahliye edildi. Tahliye edilen beş kişiyle birlikte 25 Nisan’da cezaevine giren gazetenin muhasebe servisi çalışanı Emre İper, Yargıtay’ın cezasının onanmasına karar verdiği için hâlâ cezaevinde. 

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Yargıtay 16. Ceza Dairesi, dün akşam saatlerinde Cumhuriyet gazetesi davasında İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “yayın çizgisi değişikliği ile terör örgütlerine yardım” suçlamasıyla verdiği mahkûmiyet kararlarını bozdu. Beş yılın altında hapis cezasına mahkûm edilen ve istinaf mahkemesinin onama kararıyla 25 Nisan’dan bu yana cezaevinde olan Musa Kart, Mustafa Kemal Güngör, Güray Öz, Önder Çelik ve Hakan Kara’nın infazının durdurulmasına ve salıverilmelerine hükmetti. Beş kişi dün 20.30 civarı Kandıra Cezaevi’nden tahliye edildi. Tahliye edilenlerin aileleri ve yakınları onları karşılayabilmek için cezaevi önüne gitti. Beş kişi cezaevinden çıktıktan sonra Kandıra’daki bir lokantada toplananların sevinci görülmeye değerdi. Ancak sevinçler eksikti çünkü Emre İper tahliye edilmemişti. Dahası, Yargıtay’ın kararında Ahmet Şık’ın gazetecilik faaliyetlerinin “terör örgütlerinin açıklamalarını basma veya yayınlama”, “terör örgütü propagandası yapma” ve “devletin kurumlarını ve organlarını aşağılama” suçlamasıyla cezalandırılması isteniyordu.

Hapishaneye girmeden önce basın toplantısı düzenlemişlerdi

EMRE İPER NE İLE SUÇLANIYOR?

Cumhuriyet Davası iddianamesinin tamamlandığını 4 Nisan 2017’de Sabah gazetesi duyurdu. Gazetenin muhasebe servisi Yusuf Emre İper, 5 Nisan 2017’de iddianameyi okurken, dava kapsamında yargılanan Önder Çelik ve Günseli Özaltay’ın telefonunda ByLock yüklü kişilerle iletişim kurduklarını, bu kişilerden birinin isminin Y.E.İ şeklinde kodlanmış biri olduğunu gördü. Bu kişinin telefon numarasının son hanesinden kendisi olduğunu farketti. Hemen gazetenin hukuk bürosuna gidip durumu anlattı. Aynı gün gazetenin bilgi-işlem bölümünde telefonunun imajı alındı. İper, ertesi gün iddianamede imzası bulunan savcılardan Yasemin Baba’nın talimatıyla gözaltına alındı. 12 gün Emniyet’in nezarethanesinde tutuldu. Bu süre zarfında telefonunun imajı üzerinde inceleme yapılmadı ve İper tutuklandı.

İper, Silivri 9 No’lu Cezaevi’nde tutulurken telefon imajı üzerinde yeminli adli bilişim uzmanı Koray Peksayar inceleme yaptı. Peksayar, raporunda İper’in telefonunda ByLock’un kurulduğuna ya da kurulup kaldırıldığına dair bir ize rastlanmadığını belirtti. Savcı Yasemin Baba, İper’in telefonu üzerinde bir inceleme yaptırmadığı gibi Peksayar’ın raporunu da dikkate almadı ve İper’in tutukluluğu devam etti.

Cumhuriyet Davası’nın ilk duruşmasının yapılacağı 24 Temmuz 2017’de İper hakkında savcı Baba’nın hazırladığı iddianameyi yine Sabah gazetesi duyurdu. İddianamede Peksayar’ın raporuna yer verilmemişti ve İper’in “telefonuna ByLock yükleyerek sisteme dahil olduğunun kesin şekilde anlaşıldığı” öne sürülmüştü.

Bu suçlamanın yanı sıra İper’in telefonundaki WhatsApp uygulamasında akrabalarıyla konuşmaları ve o dönem 36 kişinin takip ettiği Twitter hesabındaki dört paylaşımı da suç delili olarak iddianameydi. Bu paylaşımlardan biri kamuoyunun “Pelikan darbesi” olarak tabir ettiği Ahmet Davutoğlu’nun istifasıyla ilgili yazdığı “Ne oldu… Sayın Davutoğlu ‘Bizimle değilsin artık’ Ne oldu Cumhurbaşkanına elbise DAR BEğenmedi, ne oldu… Biat kalıcı oldu” tweet’iydi. Savcı Baba, bu “delillerle” İper’in “FETÖ üyesi” olduğunu savunuyordu.

Emre İper halen cezaevinde (Soldan sağa Mustafa Kemal Güngör, Emre İper, Musa Kart)

MAHKEME HEYETİ UZMANLARI DİKKATE ALMADI

İper hakkındaki iddianame, Cumhuriyet Davası’nın 11 Eylül 2017’de yapılan ikinci duruşmasında bu davayla birleştirildi. Yargılama sürerken İper’in Emniyet tarafından alınan telefon yedeklemesi üzerinde bir başka adli bilişim uzmanı Tuncay Beşikçi inceleme yaptı. Beşikçi’nin incelemesi İper’in ByLock sunucusuna bir müzik programı üzerinden yönlendirildiğini ortaya koydu. Davanın duruşmalarında hem Koray Peksayar hem de Tuncay Beşikçi tanık olarak dinlendi ve incelemelerinin sonuçlarını mahkeme heyetine anlattı. Heyet, uzmanların incelemelerini ve tanıklıklarını dikkate almadı ve İper’i davanın 25 Aralık 2017’de yapılan dördüncü duruşmasında da tahliye etmedi.

Bu duruşmadan iki gün sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Tuncay Beşikçi, Koray Peksayar ve avukat Ali Aktaş’ın çalışmaları sonucu 11 bin 480 kişinin “Mor Beyin” isimli yazılımla çalışan programları kullanmaları nedeniyle iradeleri dışında ByLock sunucusuna yönlendirildiğinin ortaya çıktığını açıkladı. Hakikatın ortaya çıkması üzerine İper 29 Aralık 2017’de tahliye edildi fakat yurtdışına çıkışı yasaklandı.

BYLOCK TUTMADI, TWEET’TEN CEZA VERDİLER

Cumhuriyet Davası kapsamında hüküm açıklanırken İper’e yöneltilen “örgüt üyeliği” suçlaması “örgüt propagandası”na çevrildi. Sebebi, savcı Yasemin Baba’nın dosyaya eklediği İper’in Twitter paylaşımlarıydı. Yukarıdaki tweet’e ek olarak suç sayılan paylaşımları şöyleydi:

“Canım ülkem neler gördün… Sanal darbeler… Oyundan darbeler… Düşün her seferinde kim güçleniyor.”

“Evet şu an darbe edebiyatı her kanalda. Yarın yeni bir ülkeye uyanacağız. Eskisinden daha kötü ve daha acı. Demokrasi sonumuz olmaz umarım.”

“Eski hinler şimdi cin olmuşlar Kim kimin inine girdi kazananı kim? Anladın mı Türkiye”

Mahkeme, İper’in bu tweet’lerle “FETÖ’yü masumlaştırma ve yüceltme çabası içinde olduğunu" ve “kastının yoğun olduğunu” savundu. “Örgüt propagandası yapma” suçlamasıyla 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verdi.

DOKUNAN TERFİ ETTİ

Cumhuriyet Davası’nın iddianamesinde imzası bulunan savcı Mehmet Akif Ekinci, iddianamenin açıklanmasından bir ay sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) atandı. Davada hüküm açıklandıktan üç ay sonra HSK yaz kararnamesini yayınladı. Kararnameyle iddianamede imzası bulunan savcılardan Yasemin Baba, Erzurum’a Başsavcı Vekili olarak atandı. 31 Ekim 2016’da başlayan operasyonun başında yer alan ve hâlâ FETÖ üyesi olma suçlamasıyla Yargıtay’da yargılanan savcı Murat İnam, önce İstanbul Cumhuriyet Başsağlığı'ndaki Uzlaştırma Bürosu’nda görevlendirildi. Sonra, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı'na yollandı. Son olarak yargılamayı yapan İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nin başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, HSK Genel Kurulu tarafından Ekim 2018'de Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin ikinci heyetinin başkanlığına getirildi.

Dosya yerel mahkemede yeniden ele alınacak (Çizim: Murat Başol)

BU AŞAMADAN SONRA NE OLACAK?

Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin dava kapsamında verilen mahkûmiyet kararını bozması üzerine dava dosyası ilk derece mahkemesi olan İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilecek. Mahkeme, belirleyeceği duruşma gününde Yargıtay kararına uyup uymama yönünde bir karar verecek. Karara uyulması durumunda yöneltilen suç vasfının değişmesi nedeniyle Ahmet Şık'a ek savunma hakkı verilecek. Emre İper yönünden ise itiraz hakkı tükenmiş olacak. Akın Atalay, Orhan Erinç, Murat Sabuncu, Aydın Engin, Hikmet Çetinkaya, Önder Çelik, Bülent Utku, Güray Öz, Musa Kart, Hakan Kara, Mustafa Kemal Güngör ve Kadri Gürsel de beraat edecek.