Manisa'da çevrecilerin itirazı: JES tarım alanını öldürür

Manisa'da protesto ve gözaltılarla gündeme gelen Hacıbektaşlı Köyü'nde çevrecilerin ve köylülerin Jeotermal Enerji Santrali'ne itirazı, tarım alanlarının yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olması.

Google Haberlere Abone ol

Ferhat Yaşar

DUVAR- Manisa’nın Alaşehir ilçesindeki Salihli Hacıbektaşlı köyünde yapılması planlanan (Jeotermal Enerji Santrali) JES projesi için verilen 'ÇED Gerekli Değildir' raporu tepkiye yol açtı. Köylülerin ve çevrecilerin önceki gün gerçekleştirdiği protesto ise gözaltılarla sona erdi. Çevreciler JES'in tarım alanlarının yok edilmesine neden olacağını söylüyor. Ekoloji Birliği Yürütme Kurulu üyesi Metin Sert, "Toprağın bağışıklık sisteminin çökmesine, bütün mineraller öleceğine ve bundan dolayı da çölleşmenin başlamasına neden olacaktır" diyerek yapılmak istenen projeye karşı çıktıklarını belirtiyor.

'TESİS YERLEŞİM ALANINA 100 METRE MESAFEDE'

Uygulamanın hukuk dışı olduğunu, JES'in yüz metre uzağında yerleşim alanı ve 150 metre ilerisinde ise 600 civarında öğrencinin olduğu bir okul olduğunu ifaden eden Sert, "Yargı süreci devam ediyor. Mahkemenin bir kararı olmadan şirketin burada oldu bittiye getirip çalışma yapması zaten hukuka aykırı ve yasadışı bir davranış. Halkın şuan burada bulunmasının nedeni ise sadece yaşam alanına, havasına ve suyuna sahip çıkmayı içermiyor, aynı zamanda hukuka da sahip çıkıyor. Bu kararı verenlerin yaptığı yanlışlar nedeniyle, maden şirketlerinin yasa dışı davranması konusunda cesaretlendiriyor" diye anlatıyor durumu.

'ARAZİLER KAMULAŞTIRILARAK ŞİRKETE TESİS EDİLİYOR!'

Sert'e göre, tarım bölgesinde bu tür projeler yapılmaması gerekiyor. Sert, itirazını “Yeraltı suları kirlenecek. Bunu hava kirliliğine neden olacağı bir takım şeyleri var. çünkü bu JES projesinin gerçekleştirilmesi ve enerji üretebilmesi için 2 bin metre derinliğinde yerin altına girip akışkan denilen maddeyi çekiyorlar. Daha sonra atık halinde çevredeki en yakın bölgelere dağıtılıyor bunları yok edemedikleri için tekrar yerin altına bırakmaları gerekiyor. Fakat tekrar 2 bin metre yerin altına bırakmak yerine 300 metredeki yere bırakıyorlar. Bunun yarattığı sonuç, zaten doğada yürür vaziyette olan arseniğin toprağa, havaya ve suya karışması gibi tehlikeler yaratıyor. Bor ve arsenik oranın toprağa karışması ve yükselmesi durumunda bunun yaratacağı ciddi bir çevre felaketidir” diye sürdürüyor.

'ARSENİK TOPRAĞIN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ ÇÖKERTİYOR'

Bilim insanları arseniğin doğadaki en öldürücü ve tehlikeli madde olduğunu hatırlatan Sert, son olarak şunları söyledi: “Arseniğin doğadaki bulunma şekli tıpkı kış uykusuna yatmış bir hayvan gibi uyur vaziyette bulunuyor olması. Ancak akışkan denilebilecek şeyler olduğunda bu durum onun harekete geçmesine neden oluyor. Arseniğin toprağa karışması durumunda yaptığı ilk şey, toprak bağışıklık sisteminin çökmesi ve bütün mineraller öldürmesine yol açması, çölleşmenin başlamasına neden olması. Şirketler yüksek miktarda bir kar elde edebilmek için yatırımı mümkün olduğu kadar hatta mümkünse sıfır düzeyde yapılmak istenmesi. Bu şekilde yaşam alanın dibinde veya tepesinde kurduğunda yol yapmaktan kurtulacak. Su tesisatı yapmaktan kurtulacak. Elektrik tesisatı yapmaktan kurtulacak. Eğer yakınlarda da dere veya akarsu varsa böylece arıtma tesisi kurmaktan da kurtulacak. Ne kadar zehirli atık varsa bu dereye boşaltılacak. Sistem buna göre kurgulandığı için Türkiye'de bunları yaşıyoruz”

NE OLMUŞTU?

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın 14.08.2019 tarihli belgesinde "artık bundan sonra JES ve madencilik gibi projelere izin verilmemesi gerekir" demişti. Kent savunucuları, Valilğin “ÇED Gerekli Değildir” kararını mahkemeye taşımışlardı ancak davanın yargı süreci bitmeden, JES projesi için çalışmalara başlanmıştı.

Dün sabah saatlerinde çevreciler JES projesinin yakınında çadırlar kurarak projenin durdurulmasını istedi. Jandarma ise toplanan çevrecilere saldırarak dağılmasını istedi. Olay sırasında onlarca kişi gözaltına alındı.