Diyarbakır Barosu: Mahpuslara işkence araştırılsın

Diyarbakır Barosu, Tahir Elçi’nin katledilişinin 189. haftası anma etkinliğinde, cezaevlerindeki işkence iddialarını gündeme getirdi. Etkinlikte, Elazığ 2 No’lu Cezaevi'nde darp edilen 20 tutuklunun 12 gündür hastaneye kaldırılmadığı, 40 tutuklu hakkında da soruşturma açıldığı duyuruldu.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin katledilişinin 189. haftası anma etkinliği gerçekleştirildi. Diyarbakır Adliyesi’nin önündeki etkinliğe avukatların yanı sıra insan hakları savunucuları da katıldı. Etkinlikte konuşan Diyarbakır Barosu Saymanı avukat Muhlis Oğurgül, “Baro Başkanımız Tahir Elçi’nin katledilmesinin üzerinden tam 189 hafta geçmesine rağmen failleri halen bulunmamıştır” dedi.

Soruşturmada bir mesafe alınmadığını belirten Oğurgül, “Baromuzun çabalarıyla Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü Forensic tarafından dosyadaki veriler baz alınarak hazırlanan raporda belirtilen kuvvetle muhtemel şüpheliler hakkında işlem yapılması talebimizi 14 Aralık 2018 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına bildirmemize rağmen şüpheli sıfatıyla hiç kimsenin ifadesi dahi alınmamıştır” şeklinde konuştu.

ELAZIĞ’DA İŞKENCE İDDİASI

Diyarbakır Barosu’nun gündeminde Elazığ Cezaevi Kampüsü’nde gerçekleştiği iddia edilen işkence de vardı. Konuyla ilgili bilgi veren Oğurgül, cezaevi komisyonu tarafından 10.08.2019 tarihinde cezaevine ziyaret gerçekleştirildiğini söyledi. Oğurgül, “Bu ziyarette N.B ve M.K isimli mahpuslarla yapılan görüşmede darp gören 20 mahpusun olduğu, 25.07.2019 tarihinde mahpuslara işkence yapan grubun 04.08.2019 tarihinde de işkence eylemi gerçekleştirdiklerini beyan etmişlerdir. Kendilerine işkence yapan başgardiyan A.E ve idaresindeki diğer gardiyanların grup olarak hareket ettiklerini belirtmişlerdir” dedi.

Mahpusların iddialarına ilişkin olarak Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak suç duyurusunda bulunduklarını ve işkence gördüğünü iddia eden mahpusların derhal adli tıp kurumuna ya da bir sağlık kuruluşuna sevklerinin yapılmasını talep ettiklerini belirten Oğurgül, herhangi bir işlemin yapılmadığına dikkat çekti.

Oğurgül, “Taleplerimizin kabul edilmesi ve işkence iddialarının araştırılması yerine 40 mahpus hakkında disiplin soruşturmasının açılması ve savunma vermelerinin istenilmesi iddiaların vahametini ortaya koymuştur. Yetkililerin ve yargının işkence iddialarına sessiz kalması halinde işkence yaptıkları iddia edilen görevlilerin mahpuslara daha fazla zarar vereceklerinin bilinmesini isteriz” şeklinde konuştu.

TÜYLER ÜRPERTİCİ İŞKENCE İZİ

Mahpuslara işkence yapan gardiyanların tespit edilmesini isteyen Muhlis Oğurgül, şunları söyledi: “Elazığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevideki işkence ve kötü muamele iddialarının etkin şekilde soruşturulmasını talep ediyoruz. Adalet Bakanlığı’ndan, etkin ve adil bir soruşturma için olay tarihinde görevde bulunan idarecilerin ve olaya katıldığından şüphelenilen personelin derhal açığa alınmasını talep etmekteyiz. Adli ve idari makamların, görüştüğümüz iki mahpusun vücudundaki tüyler ürperten işkence izlerini önce tespit etmesini; ardından da bu suçu kimlerin işlediğini tespit ederek failleri derhal yargı önüne çıkarmaya davet ediyoruz. İşkence yaptıkları iddia edilen görevlilerin tespit edilmesi yerine mahpuslara disiplin soruşturması açılmasının işkence izlerinin üstünü örtme ve işkence yaptıkları iddia edilen kişilere rahat hareket etme imkânı tanıyacağını belirtmek isteriz. Aldığımız bilgilere göre işkenceye maruz kalan mahpuslar aradan geçen 12 güne rağmen hala bir sağlık kuruluşuna sevk edilmemiştir. Eğer bu doğruysa işkence suçunu etkin bir şekilde soruşturmayarak bu suça ortak olan adli yetkililer hakkında da şikâyet ve suç duyurusunda bulunacağız. Adalet bakanlığı, ceza ve tevkif evleri genel müdürlüğü, kamu denetçiliği kurumu başkanlığına yaptığımız başvuruların da takipçisi olacağız. Akabinde kimlerin, hangi kurumların göz yummak ve kayıtsız kalmak suretiyle işkenceye ortak olduğunu, kimlerin işkenceye karşı olduğunu kamuoyu ile paylaşacağız. İşkence, insanlığa karşı işlenen bir suçtur. İşkence yapanlar kadar bu suça göz yumanlar, etkin bir şekilde soruşturmayanlar da bu suçun ortağı olacaklardır. Diyarbakır Barosu olarak bu suçu işleyenlerin ortaya çıkarılması için elimizden gelen her türlü çabayı sarf edeceğiz.”

Etkinlik, 5 dakikalık oturma eyleminin ardından son buldu. (DUVAR)