Ali Kenanoğlu: Orman yakarak vatan kurtarmak veya intikam almak!

Doğayı, canlıları, canlıların yaşam alanlarını yakan, yok eden, kasteden her kim olursa olsun doğa ve yaşam düşmanıdır. Lanetlenmesi ve en sert şekilde kınanması gerekir... Ormanı yakmanın hiçbir gerekçesi olamaz, ne vatan kurtarmak ne de intikam!..

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İstanbul ve Muğla'daki yangınlarda yüzlerce hektar ormanlık alan küle döndü. İstanbul'daki yangın için valilik, 'iki çocuğun arazide buldukları çakmağı denemek üzere kağıt yakmaları sonucu çıktı' dese de, 'Halkların Birleşik İntikam Milisleri' denen bir 'örgüt', her iki yangını 'intikam' için kendilerinin başlattığını öne sürdü. HDP Milletvekili ve Alevi Bektaşi Federasyonu kurucusu Ali Kenanoğlu, kişisel web sitesi 'alikenanoglu.net'te, bölge illerinde yıllardır çıkartılan yangınları ile İstanbul Aydos ve Muğla'daki orman yangınlarını ve bu konu etrafında dönen tartışmaları yazdı.

Ali Kenanoğlu'nun 'Orman yakarak vatan kurtarmak veya intikam almak! / Yanan hayvanların çığlıkları kulaklarımdan gitmiyor' başlıklı yazısı şöyle:

Orman yakarak vatan kurtarmak veya intikam almak!

Yaz ayları gelince içimizi yakan orman yangını haberleriyle karşı karşıya kalırız. Orman yangını bir taraftan tüm dünyanın nefes boruları olan oksijen depoları ağaçların yakılması, yok edilmesi, diğer taraftan da orman diye adlandırılan ve bir çok canlıya ev sahipliği yapan ağaçlar topluluğunun yakılmasıdır.

Yani orman yangını börtü böcek, karınca, her türlü sürüngen, ceylan, kaplumbağa, ayı vebenzeri ormanı yaşam alanı olarak kullanan bütün canlıların diri diri yakılması ve yaşam alanlarının yok edilmesidir.

Orman yangınlarının doğal nedenlerle (yıldırım düşmesi, kuru yaprak ve dalların güneç ışığından alev alması) çıktığını biliyoruz, ayrıca insan faktöründen kaynaklı çıkan orman yangınları da vardır ki bunun en başında da piknikçiler gelmektedir. Söndürülmeyen piknik ateşleri, etrafta bırakılan cam şişeler vb...

Bizim ülkemizde buna iki neden daha eklenmiş durumdadır. Birisi, bizzat devletin güvenlik görevlilerince yapılan “vatan kurtarma operasyonları”, bir diğeri de “intikam” amaçlı orman yangınlarıdır.

Vatan kurtarma adı altında Kürt coğrafyasında neredeyse yakılmadık orman bırakılmamıştır. Bizzat yakmanın reddedilip; “çatışma esnasında çıkan ateşle oldu” denilen yerlerde de çıkan orman yangınları ne devlet tarafından söndürülmüş ne de halkın söndürmesine müsaade edilmiştir.

2015 Yılından 2019 yılına kadar bu yangınlar yoğun olarak yaşanmış ve yaşanmaya da devam etmektedir. Ben ve benim gibi düşünen insanlar da hem bu operasyonlara hem de bu operasyonlar vesilesiyle yanan ya da bilerek ve isteyerek yakılan ormanların söndürülmesine müsaade etmeyen devlet güvenlik yetkililerine her türlü tepkiyi göstermiş ve göstermeye de devam edeceğiz.

2015 yılında başta Hakkari ve ilçeleri olmak üzere bir çok yangın alanına bizzat gitmiş ve gözlemlerimi kamuoyu ile paylaşmış, tepkimi de göstermiştim.

BU NASIL İNTİKAM YÖNTEMİDİR?

12 Temmuz 2019 tarihinde HDP milletvekili grubuna gönderilen bir haberle başka bir şeye tanık oldum. İstanbul ve Muğla’da meydana gelen yangınları “Halkların Birleşik İntikam Milisleri” üstlenmiş. Bu üstlenme haberi de muhalif yönüyle bilinen ANF haber ajansında yayınlanmış.

Haberi bizimle paylaşan milletvekili arkadaşımız, grup başkan vekilimiz konuya tepkisini dile getirerek, manidarlığına dikkat çekmişti. Ben de okuduğumda inanamadım. Bu nasıl bir intikam yöntemidir. Doğadaki masum canlıları ve o canlıların evini yakarak yok etmek nasıl bir intikam olabilir. Asla kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz.

“Halkların Birleşik İntikam Milisleri” denen bir örgüt var mıdır, yok mudur, bunu bilmiyorum. İsmini ilk defa duyuyorum. Kimin nesidir, kimin fesidir bundan da bir bilgim yok. Sosyal medyada bu örgütün kimi başka örgütlerle bağlantıları kurulmakta ancak bütün bunların gerçekliliği konusunda net bir bilgiye rastlayamadım.

Esas olarak söylemek istediğim şudur; Böyle bir örgüt gerçekten olabilir ancak bu örgüt her kim ise de her kimin nesi ve fesi ise de bu eylem bizim asla kabul edebileceğimiz, gerekçelendirebileceğimiz bir eylem ve intikam biçimi değildir. Doğayı, canlıları, canlıların yaşam alanlarını yakan, yok eden, kast eden her kim olursa olsun doğa ve yaşam düşmanıdır. Lanetlenmesi ve en sert şekilde kınanması gerekir.

Ben de bu eylemi kendi sosyal medyam Twitter adresim (@alikenanoglu ) üzerinden lanetleyip, kınadım. Ancak bu kınamaya yazılan kimi yorumları görünce bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Kimi şahıslar bana özetle  “Kürt coğrafyasındaki ormanlar yakılırken neredeydin? Niye tepki göstermedin?, onlara tepki göstermediğiniz için buralar yakılmaktadır” demektedirler.

Bu şahıslara cevabım ve önerilerim şudur;

1- Ben 2015'den bu tarafa Kürt coğrafyasındaki orman yangınlarına ses çıkartan, bu konuda kamuoyunda konuşan kişilerden birisiyim. Çok merak eden sosyal medya hesaplarıma bakabilir.

2- Kürt coğrafyasındaki orman yangınlarına sadece sosyal medyadan tepki vermeden, bizzat Hakkari başta olmak üzere bir çok il ve ilçeye kendim gittim ve gözlemlerimi, tepkimi TV kanallarında aktardım.

3- Batı yakasında bu orman yangınlarıyla ilgili düzenlenen toplantılara katılıp, tepki amaçlı yapılan basın açıklamalarında yer aldım.

4- Orman yangını savunulmaz, yangını çıkartan babanız da olsa kınanır, lanetlenir. Ormanı yakmanın hiçbir gerekçesi olamaz, ne vatan kurtarmak ne de intikam!

5- Yazılanlara yorum yapmadan önce o kişinin kim olduğuna, bu konularda ne yapıp ne yapmadığına bir zahmet bakıverin. Kopyala yapıştır eleştirilerinizi her önünüze gelene yapmayın.

6- Yaşamda ilkeleriniz olsun, kişilere ve örgütlere göre yön değiştirmeyin. Sonra bir bakmışsınız ki kraldan çok kralcılık yaptığınız o kişi ya da örgütler de bu tür “intikam” eylemlerine karşı çıkmış ve siz apaçık ortada kalıvermişsiniz!

Şunu unutmayın ki ben ormandan ağaç keserken bile ona dua edip, ondan özür dileyip, rızalık alan bir inancın mensubuyum, ben yaş ağaç kesenin ibadette cezalandırıldığı bir inancın mensubuyum. İnancım, itikadım ve dünya görüşüm nedeniyle asla ve asla her ne sebeple olursa olsun “ormanı yakmayı” kabul etmiyorum ve etmeyeceğim.