İzmir Barosu Başkanı Yücel yargılandığı davada beraat etti

İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel hakkında mesleki faaliyeti nedeniyle açılan davanın ilk duruşmasında beraat etti. Duruşma sonrası açıklama yapan Yücel "Nerede bir hukuksuzluk varsa, buna müdahale etmek benim görevimdir" dedi.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR- İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel hakkında, mesleki faaliyeti nedeniyle Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşması görüldü.

Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşmasında beraat eden Yücel, duruşmada yaptığı savunmada “Ben avukatım. İlikleri ve cebi olmayan bu mesleğe sadakatle hizmet ettim. Nerede bir hukuksuzluk varsa, buna müdahale etmek benim görevimdir" dedi.

'ALACAĞIM CEZA ONUR MADALYASI OLACAKTIR'

Yücel, çok sayıda avukatın katılımıyla gerçekleşen duruşmada yaptığı savunmada “Ben avukatım. İlikleri ve cebi olmayan bu mesleğe sadakatle hizmet ettim. Nerede bir hukuksuzluk varsa, buna müdahale etmek benim görevimdir. Asıl bunu yapmadığım zaman görevimi ihmal etmiş sayılırım. Bunun için bir avukatı sanık kürsüsüne getirecekseniz, buradaki avukatların hepsini buraya getireceksiniz demektir. Çünkü ne ben, ne burada bana destek olmaya gelen meslektaşlarım ne de İzmir Barosu’nun herhangi bir mensubu bir ceza tehdidi, bir yargılanma tehdidi, bir soruşturma tehdidi ile geri adım atacağız. Bu nedenle alacağım bir ceza benim için onur madalyası olacaktır” dedi.

.

'BOYUN EĞMEMİ BEKLİYORSANIZ YANILIYORSUNUZ'

Davanın Özkan Yücel’in değil, Türkiye’nin içine düşürüldüğü durumun davası olduğunu ifade eden Yücel, “Bu evrakın hiçbir aşamasında savunma vermedim. Dosyayı inceleyenler arasında hukukçular var, ‘Bu yazdıklarından dolayı dava açılır mı?’ derler diye bekledim. Ama kimse demedi. Hayatım boyunca hukuka aykırı hiçbir şeyin karşısında eğilmedim. Eğer beni buraya sanık olarak getirerek boyun eğmemi bekliyorsanız, yanılıyorsunuz” dedi.

Yücel’in müdafiliğini üstlenen yüzü aşkın avukat adına söz alan Av. Sinan Sürücü ise; Havana Kuralları’nın 16/c maddesinde; kovuşturma veya idari, ekonomik veya başka bir yaptırımla sıkıntı çekmemelerini veya tehditle karşılaşmamalarını sağlar hükmünün varlığına rağmen her yıl çok sayıda avukatın benzer gerekçelerle sanık kürsüsüne getirildiğini söyleyerek “Ama biz gördüğümüz her hukuka aykırılığı söylemekten geri durmayacağız” dedi.

İSTERDİM Kİ BU SÜREÇ TARTIŞILABİLSİN

Duruşma sonrası açıklama yapan Yücel, “Ben ya da başka bir kişi üzerinden bu davanın açılmış olması aslında davayı benim yargılandığım bir dava haline getirmiyor. Bu dava ilk celsede bitti. Ama devam ediyor olsaydı, hukuka aykırılıkların ortaya serileceği bir dava olacaktı. Esasen bu hukuka aykırılıkların bütünü Türkiye’deki yargının ne kadar bağımlı olduğunu, hakimlerin kendi başlarına özgürce karar vermelerinin ne kadar imkansız olduğunu gösteren bir süreçti. İsterdim ki bu süreç tartışılabilsin. Çünkü bizim temel sorunumuz bu. Yargı Reformu Strateji Belgesi’ne de temel karşı çıkışımız buydu. Yargıyı bağımsız kılmadığınız yerde, yargıçları bağımsız kılmadığınız yerde, artık adaletten, adaletin herhangi bir nüvesinden bahsetmeniz mümkün değil. Burada yaşanan tam da budur. Bir avukat bu sebeple yargılanabiliyorsa, bir yurttaş her sebeple yargılanabilir” diye konuştu. (DUVAR)