Londra'da YÖK sponsorluğundaki panele tepki: Samimiyetsizlik

İngiltere'nin prestijli üniversitelerinden SOAS'ın, YÖK, THY, AA ve Yunus Emre Enstitüsü sponsorluğunda 'sığınmacıların akademik entegrasyonu' konulu bir konferansa ev sahipliği yapacak olması tepki çekti. Yurt dışında yaşayan Barış İçin Akademisyenler Dayanışması, SOAS'a açık bir mektupla seslendi: Kendi akademisyenlerini sığınmacı olmak zorunda bırakan bir ülkede, Suriye'den sığınmacı akademisyenlerin entegre edilmesini kutlayan bir etkinlik en iyi ihtimalle samimiyetsizdir.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İngiltere'nin başkenti Londra'da bulunan, çok kültürlülüğe önem veren programlarıyla tanınan ve kütüphanesiyle meşhur olan SOAS'ta (The School of Oriental and African Studies - Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu) Anadolu Ajansı, TRT, YÖK, Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye Londra Büyükelçiliği ve Türk Hava Yolları’nın sponsorluğunda bir panel düzenlenecek olması tepki çekti. Yurt dışında yaşayan Barış İçin Akademisyenler Dayanışması bir açık mektup yayınlayarak, SOAS'ın etkinliğe verdiği destekten dolayı 'derin bir hayal kırıklığı içinde olduklarını' belirtti.

"Askeri cunta tarafından 1982’de kurulan YÖK, hükümetin son birkaç yıldır yürüttüğü saldırılarda ve tasfiyelerde anahtar rol oynamıştır" hatırlatması yapan bilim insanları, "Bizim bildiğimiz SOAS akademik özgürlüklere böylesine zarar veren bir kurumla işbirliği yapmayacaktır" ifadelerini kullandı.

'KENDİ AKADEMİSYENLERİNİ SIĞINMACI OLMAYA ZORLAYAN BİR ÜLKE...'

Mektupta, "Sığınmacı Krizleri ve Akademik Mirasın Yüksek Öğretim Yoluyla Geleceğe Taşınması (Refugee Crises & Carrying the Academic Heritage to the Future Through Higher Education)" başlıklı panel hakkında şu tepki gösterildi: "2016'dan bu yana, Türkiye'yi yasal veya yasadışı yollardan terk etmek zorunda kalan yüzlerce akademisyenin kendileri sığınmacı olmak zorunda bırakıldı. Binlerce akademisyenin rastgele işten çıkarıldığı, yasal hakları gözetilmeden hapse atıldığı, hapis cezası aldığı, sadece sahip oldukları iddia edilen siyasi duruşları nedeniyle sığınmacı olmak zorunda kaldıkları bir ülkede, Suriye'den sığınmacı akademisyenlerin entegre edilmesini kutlayan bir etkinlik, en iyi ihtimalle samimiyetsizdir."

Söz konusu panel 11 Haziran'da (yarın) SOAS Brunei Gallery’de yapılacak. Panele ODTÜ Rektörü Verşan Kök, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Mehmed Özkan, İstanbul Üniversitesi’nden Ayşegül Komşuoğlu Çıtıpıtıoğlu da katılacak. Programa göre Kök ve Özkan, 'Sığınmacıların Yüksek Öğretim Sistemine Entegrasyonu: Biz Bunu Nasıl Yapıyoruz? Türk Üniversitelerindeki En İyi Örnekler' başlıklı bir sunum da gerçekleştirecek.

'YÖK, HÜKÜMETİN EMRİYLE HAREKET EDEN BİR KURUM'

Yurt dışında yaşayan Barış İçin Akademisyenler Dayanışması ise SOAS'a hitaben kaleme aldıkları 'Akademik Özgürlük, Otoriteryanizm ve Türkiye' başlıklı açık mektupta, son yıllarda Türkiye’de akademiye karşı baskı ve saldırılara işaret ederek, SOAS'tan panelin iptal edilmesini istedi. Mektupta şu ifadeler kullanıldı: "SOAS'ın 11 Haziran 2019 günü YÖK'le işbirliği içinde sığınmacı akademisyenlerin ve öğrencilerin Türk yüksek öğrenimine entegrasyonu hakkında bir panele destek verme kararından derin bir hayal kırıklığı duyuyoruz. 1982'de askeri cunta tarafından kurulan YÖK, son birkaç yılda da Türkiye hükümetinin emriyle binlerce akademisyenin ve üniversite çalışanının baskı görmesinde ve tasfiye edilmesinde kilit bir rol oynadı. Dolayısıyla panelin ismi -Sığınmacı Krizleri ve Akademik Mirasın Yüksek Öğretim Yoluyla Geleceğe Taşınması - derin bir rahatsızlık yaratıyor. Bizim bildiğimiz SOAS akademik özgürlüklere böylesine zarar veren bir kurumla işbirliği yapmayacaktır."

'70 BİN ÖĞRENCİ CEZAEVİNDE'

Mektupta, Risk Altındaki Akademisyenler, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Kuzey Amerika Ortadoğu Çalışmaları Derneği (MESA) ve Akademik Özgürlük Komitesi'nin 'Türkiye'de akademik özgürlüklerin ağır bir biçimde ihlal edildiğini belgelediği' hatırlatılarak şöyle denildi: "Temmuz 2016'daki darbe girişiminden bu yana 6 bin üniversite çalışanı tasfiye edildi ve 15 üniversite kapatıldı. Bu kişilerin birçoğunun kamuda istihdam edilmesi kalıcı olarak yasaklandı ve pasaportları iptal edildi. Daha şoke edici olanı şu ki, o günden bu yana 70 bin öğrenci cezaevinde. Bu tasfiyelere ve öğrencilere karşı atılan adımlara hem YÖK hem de üniversite rektörleri doğrudan dahil oldu."

'BARIŞ İÇİN AKADEMİSYENLER ÖZEL OLARAK HEDEF ALINDI'

Mektupta, Barış İçin Akademisyenlerin yaşadıklarına da ayrıntısıyla yer verilerek şu ifadeler kullanıldı: "Ocak 2016'da, Türkiye'den silahlı Kürt güçleri ile barış görüşmelerine dönmesini talep eden bir bildiri yazan 2 bin 200 akademisyen ise daha belirli bir şekilde hedef alındı. Bu akademisyenlerin yüzlercesi işten çıkarıldı veya istifa etmeye zorlandı, onlarca doktora öğrencisi burslarını veya asistanlıklarını kaybetti ve birçoğu üniversitelerinde sindirmeye veya tehditlere maruz bırakıldı. Dahası, 610 akademisyenin mahkemeye çıkması gerekti ve bunun sonucunda 134 akademisyen 15'er ay, 18 akademisyen 22 ay 15'er gün, sekiz akademisyen 18'er ay ve iki akademisyen 18 ay 15'er gün hapis cezalarına çarptırıldı. 17 akademisyen 27'şer ay, altı akademisyen 28'er ay, dört akademisyen 25'er ay ve bir akademisyen 36 ay ceza aldı. Hapis cezası alan 192 kişiden 35'ine iki yıldan uzun süreli cezalar verildi; bu kişiler bu şekilde ertelemeli ceza ihtimalinden yoksun bırakıldı. Dahasu, ceza alanların altısı, hapis cezalarının ertelenmesi fırsatını geri çevirdi. Şu an 35 akademisyen hapis cezası ile karşı karşıya ve ikisi şimdiden cezaevinde."

'EN İYİ İHTİMALLE SAMİMİYETSİZLİK'

Mektuba, şu ifadelerle son verildi: "2016'dan bu yana, Türkiye'yi yasal veya yasadışı yollardan terk etmek zorunda kalan yüzlerce akademisyenin kendileri sığınmacı olmak zorunda bırakıldı. Binlerce akademisyenin rastgele işten çıkarıldığı, yasal hakları gözetilmeden hapse atıldığı, hapis cezası aldığı, sadece sahip oldukları iddia edilen siyasi duruşları nedeniyle sığınmacı olmak zorunda kaldıkları bir ülkede, Suriye'den sığınmacı akademisyenlerin entegre edilmesini kutlayan bir etkinlik, en iyi ihtimalle samimiyetsizdir. Bu noktada, UCU'nun [İngiltere'deki üniversiteler birliği], İngiltere'deki üniversite, kolej ve diğer kurumlara, hakkında dava açılan akademisyenleri destekleme ve bu akademisyenlere karşı harekete geçen Türk üniversiteleri ile işbirliğini dondurma çağrısını tekrarlamak istiyoruz. SOAS'ı, 11 Haziran 2019 günü Brunei Gallery'de yapılacak paneli iptal etmeye ve akademik özgürlüğü savunmaya yönelik bağlılığını teyit etmeye çağırıyoruz." (DIŞ HABERLER)