Pervin Buldan: 25 yıldır karşımıza sadece kalın duvarlar çıktı

Cumartesi Anneleri, 3 Haziran 1994'te gözaltına alınan ve aralarından HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın eşi Savaş Buldan, Kürt iş insanları Adnan Yıldırım ve Hacı Karay'ın akıbetini sordu. Eşi Savaş Buldan'ı 25 yıl önce gözaltında kaybeden HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "25 yıllık dönem içerisinde başvurmadığımız, kapısını çalmadığımız hiçbir yer, hiçbir kapı kalmadı ancak karşımıza tek bir şey çıktı: Kalın duvarlar. 25 yıldır katillerin yargılanması için elimizden gelen her şeyi yaptık. Cumartesi Anneleri barıştan hukuktan yana olan herkes bu olayların araştırılması için her şeyi yaptı" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İçişleri Bakanlığı ve Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından Galatasaray meydanında oturma eylemleri yasaklanan Cumartesi Anneleri, 740'ncı haftada bir araya geldi. Cumartesi Anneleri, 3 Haziran 1994'te gözaltına alınan ve aralarından HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın eşi Savaş Buldan, Kürt iş insanları Adnan Yıldırım ve Hacı Karay'ın akıbetini sordu. Bu haftaki açıklama yine polis ablukası altında gerçekleşti. Açıklamaya HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan, Sezai Temelli, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekilleri Oya Ersoy, Züleyha Gülüm ile gözaltında kayıp yakınları ve çok sayıda insan katıldı.

CUMHURBAŞKANINA ÇAĞRI

Basın metnini gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun okudu. Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni açıkladığını değinen Tosun, "Biz Cumhurbaşkanı'nın çizdiği 'Pembe Türkiye Tablosu'unda yaşamıyoruz. Kaybedilen sevdiklerimizin akıbetini öğrenemediğimiz bir belirsizliğin içinde yaşıyoruz. Hakikate ve adalete erişemediğimiz, taleplerimizi kamuoyuna aktaramadığımız bir hukuksuzluğun içinde yaşatıyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı'na seslenen Tosun, "Polisinizi, copunuzu, kalkanınızı, tomanızı üzerimizden çekin. Kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray'daki işgale son verin. Bunları yapmayacaksanız bize haktan hukuktan adaletten, reformdan hiç bahsetmeyin" diye konuştu.

"Savaş Buldan, Hacı Karay ve Adnan Yıldırım için Adalet İstiyoruz" diyen Tosun şöyle devam etti: "Gözaltına alınıp katledilişlerinin 25. yılında bir kez daha "Onları gözaltına alanları, kaybedenleri, katledenleri biliyoruz, adalet istiyoruz!” talebimizi tekrarlıyoruz. Kayıplarımızdan ve 41 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray' dan vazgeçmeyeceğiz."

BULDAN: 25 YIL ADALET ARADIK...

Eşi Savaş Buldan'ı 25 yıl önce gözaltında kaybeden HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "25 yıldır adalet aradık" dedi. Bütün yetkili mercilere başvurduklarını söyleyerek, "25 yıllık dönem içerisinde başvurmadığımız, kapısını çalmadığımız hiçbir yer, hiçbir kapı kalmadı ancak karşımıza tek bir şey çıktı: Kalın duvarlar. 25 yıldır katillerin yargılanması için elimizden gelen her şeyi yaptık. Cumartesi Anneleri barıştan hukuktan yana olan herkes bu olayların araştırılması için her şeyi yaptı. O günden bugüne değişen hiçbir şey olmadığını gördük. Ne yazık ki bu ülkede adaleti hiçbir zaman bulmadık. Bugüne kadar devam eden bu cinayetler hala Tükiye'nin kanayan bir yarası olarak devam etmektir" dedi.

'FAİLİ MEÇHULLER YOKSA YARGI REFORMUNDAN BİR ŞEY BEKLEMİYORUZ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde açıkladığı yargı reformunu eleştiren Buldan şöyle devam etti: "Bu cinayetlerin açığa çıkması için mücadelemizi her daim sürdürmeye söz verdik. Biz faillerin kim olduğunu çok iyi biliyoruz. Cinayetlerin devlet eliyle işlendiğini biliyoruz. Her zaman bunu söylediler... Devletin bekası için bu cinayeti işlediklerini söylediler. Fakat devlet bununla ilgili herhangi bir şey yapmadı. Devam eden yargılama süreci, failleri aklayan bir sistem içerisinde yürüdü. Bunu kabul etmediğimizi, faillerin yargı önüne çıkartılmasını istiyoruz. Faili meçhuller yoksa biz bu yargı reformundan herhangi bir şey beklemiyoruz. Bu yargı reformunun içerisinde faili meçhuller meselesi yer almalı, toplum bu anlamda rahatlatmalı. Biz biliyoruz ki babasını kaybettiği gün dünyaya gelen Zelal'in ahı yerde kalmayacak. Bunun için bu mücadele ayakta kalacak."

Hacı Karay'ın oğlu Enes Karay, "Çeyrek asırdır devam eden adalet arayışımız hala sonuç bulamadı. Davamız hala ediyor. Geçen zaman acımızdan hiç bir şey eksiltmedi. Adalet arıyoruz" diye konuştu.

'BABALARIMIZIN CANSIZ BEDENİNİ GAZETELERDE GÖREREK BÜYÜDÜK'

Buldan'ın ardından Adnan Yıldırım'ın kızı Leyla Yıldırım söz aldı. Yıldırım, "Biz, çocukları yıllarca babalarımızın cansız bedenlerini medyada gazetelerde görerek büyüdük. Halen faillerini izleyerek, aynı havayı soluyarak yaşıyoruz. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve çete başı dönemin İstanbul Emniyet müdürü Mehmet Ağar'ın yargılanmasını istiyoruz. Yıllarca faillerin devlet tarafından açığa çıkarılmasını bekledik. Biz hakkımız olan adaleti istiyoruz. Katillerin gerçek anlamda yargılanmalarını istiyoruz. Şunu hiçbir zaman unutmasınlar ki rahat yataklarında ölebilirler ama nesiller boyu katil olarak anılacaklar.Tarihe birçok masum insanın katilleri olarak geçecekler. Adnan Yıldırım , Savaş Buldan ve Hacı Karay her sene olduğu gibi öldürülmelerinin 25 Yılında, 3 Haziranda mezarları başında anılacaktır. Bizler yaşadıkça yapılanları unutmayacağız ve unutturmayacağız" dedi.

BULDAN, YILDIRIM VE KARAY NASIL KAYBEDİLDİ?

3 Haziran 1994 günü sabah 4.30’da, Kürt iş insanları Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay İstanbul Yeşilköy’de bulunan Çınar Oteli’nden çıktılar. Kendilerini polis olarak tanıtan kurşun geçirmez yelekli ve silahlı 7-8 kişi onları otelin duvarına yaslayarak aradı. "İfadelerinizi alıp bırakacağız" diyerek zorla otomobile bindirdi. Olaydan hemen sonra ailelerin haberi oldu. Aileler, Bakırköy Cumhuriyet Savcısı ve Yeşilköy Polis Karakolu ile irtibata geçerek yakınlarının kendilerini polis memurları olarak tanıtan kişilerce kaçırıldıkları hususunda şikâyette bulundular.

İstanbul Valisi ve Başbakanlıkla görüştüler. Ancak Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay’ın gözaltına alındıkları reddedildi. 4 Haziran 1994 tarihinde akşam 20.15 civarında kaçırıldıkları yerden 270 km uzakta Bolu/ Yığılca’da işkence ile sorgulandıktan sonra ateşli silahla infaz edilmiş bedenleri köylüler tarafından bulundu.