Kayyımlardan geriye yıkılan heykeller kaldı

Seçimlerin ardından kayyımların yönettiği belediyelerin borçları konuşulmaya başlandı. Ancak kayyımlar kültürel ve sosyal alanlarda da tamiri kolay olmayan sıkıntılar bıraktılar.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Yerel seçim ve yarattığı gerilim bir türlü bitmedi. Öte yandan HDP’nin kayyımlardan aldığı belediyelerin ekonomik durumu daha ilk günden tartışma konusu oldu. Ancak kayyımlar çalıştıkları yıllar içinde sosyal ve kültürel alanlarda da değişiklikler yapma yoluna gitmişlerdi. HDP’li belediye başkanlarını bekleyen sorunlardan biri de bu olacak.

HDP’li belediye başkanlarının seçim vaatleri arasında Kürt kültürü ve sanatına katkıda bulunmak da yer alıyordu. Kayyımların bu alanda yarattığı tahribat büyük oldu ve bunu onarmak da kolay olmayacak.

11 Eylül 2016 itibariyle Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) yönettiği belediyelere kayyım atanmaya başladı. DBP’nin kazandığı 104 belediyeden 94’üne kayyım atandı. Eş başkanlar hakkında soruşturma açıldı ve ilk etapta 71 eş başkan tutuklandı.

Belediyelere kayyım atandıktan sonra kimi iş akitleri feshedilerek kimi de Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile belediyelerdeki işlerini kaybetti.

Belediyelere atanan kayyımlar, göreve gelir gelmez bölge kültürüne ait simgeleri yıktı, parkların adlarını değiştirdi, kurumları kapattı. Örneğin Cizre’de Kürt siyasetçi Orhan Doğan anıtını, Kızıltepe’de Uğur Kaymaz anıtını yıktırdı ve çok ihtiyaç varmış gibi, yerlerine saat kulesi diktirdi. Lice’de Ceylan Önkol, Çatak’ta Tahir Elçi parklarının adları değiştirildi.

Kayyımların yıktırdığı anıtların, adını değiştirdiği parkların, kapattığı kurumların listesi uzar gider. Bu uzun listede yer alan anıtlardan biri de filozof ve şair Ehmedê Xanî’ye aitti. Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde belediye eş başkanları tarafından törenle açılan anıt, 22 Haziran 2017 yılında kayyım Ulaş Akhan tarafından yıktırıldı.

Tepkiler üzerine Doğubayazıt Kaymakamı ve Kayyım Ulaş Akhan tarafından, “Belediyemiz tarafından 22 Haziran 2017 tarihinde ilçemiz Büyük Ağrı Caddesi üzerinde sürdürülen yol yapım, kaldırım ve refüj düzenleme çalışmaları esnasında, iş makinesi tarafından kenar refüjün içerisinde bulunan Ahmed-i Hani heykeline kazaen zarar verilmiş olunduğundan heykel belediye ekiplerimizce yerinden kaldırılmıştır. Belediyemiz tarafından heykelin aynı şekilde yapımı için sipariş verilmiş olup en kısa zamanda yerine montajı yapılacaktır” açıklaması yapılmıştı.

Ancak aradan geçen zamana rağmen heykel yerine konulmadı. Heykelin bulunduğu Ehmedê Xanî Parkı’nın içerisine “Saray Harman Cafe-Restaurant- Aile Çay Bahçesi” adıyla bir yapı yapıldı.

MEM Û ZÎN KİTABIYLA PROPAGANDA

Ehmedê Xanî Kürtler için önemli bir şair ve filozof. En çok bilinen eseri “Mem û Zîn” defalarca Türkçeye de çevrildi. Hatta Recep Tayyip Erdoğan da bunu biliyordu ve 27 Mart 2014’te Van’da yapılan mitingde konuşurken , “Van’ı yakından ilgilendiren bir müjde vereceğim. Daha önce Kültür ve Turizm Bakanlığımız Ahmed-i Hani’nin Mem u Zin adlı kitabını, çok güzel şekilde Kürtçe ve Türkçe bastı. Şimdi de Vanlı değerli, bir âlimin Faki Teyran’ın Divanı’nı Türkçe ve Kürtçe olarak bakanlığımız eliyle basıyoruz. Bunu da biz yapıyoruz” diyerek oy toplamaya çalışmıştı.

Gerçi, Kültür Bakanlığı’nın çevirdiği Mem û Zîn çevirisi için Kadri Yıldırım “Kültür Bakanlığı’nın Mem û Zîn Çevirisine Eleştirel Bir Yaklaşım” adlı bir kitap yazmak durumunda kalmıştı. Ama yine de yıllarca yasaklı olan bir dilde yazılmış önemli bir eserin bakanlık tarafından yayımlanması önemliydi. Erdoğan bu konuda ne kadar konuşsa, ne kadar övünse azdı. Ancak aynı Erdoğan’ın, Doğubayazıt Belediyesi’ne atadığı kayyım tarafından Xanî’nin heykelinin yıktırılması karşısında sessiz kalması da dikkate şayandır.

DOĞUBAYAZIT KAYYIM İSTEMEDİ

Doğubayazıt’ta 31 Mart seçimini HDP’li eş başkanlar kazandı. Eş başkanlar mazbatalarını aldığında belediyenin önündeki bariyerler kaldırılmış, polisler karakollarına çekilmişti. İlk bilgiler bu yöndeydi ve Doğubayazıt Belediyesi Eş Başkanı Yıldız Acar da Gazete Duvar'a yaptığı açıklamada bunu doğruladı.

Herkesin aklına ilk gelen soruları sordum Acar’a: Belediyenin borç durumu nedir? Kayyım giderayak yeni atamalar yapmış mıydı? Belediyeye ait arsalar satılmış, araçlar ile taşınmazlar başka kurumlara hibe edilmiş miydi? Bu sorular boş yere gelmiyor kimsenin aklına. Diyarbakır’dan Cizre’ye, Dersim’e kadar kayyımla yönetilen bütün belediyelerde benzer sorunlar yaşandı çünkü. HDP’den belediye eş başkanı seçilenler bu nedenle “Enkaz devraldık” diyorlar.

Acar, şöyle dedi: “Biz mazbatayı aldığımızda belediyenin önündeki bariyerler kaldırıldı. Belediyeye geldiğimiz andan beri halkımız bizi yalnız bırakmadı, ziyaretler bitmedi. Ancak muhasebe işine bakan arkadaşlar belediyenin borçlarını, kasasındaki paranın ne kadar olduğuna bakıyorlar. Başka kurumlar belediyenin taşınmazları, araçları hibe edilmiş mi henüz bilmiyoruz. Ancak önümüzdeki birkaç gün içinde netleşecek bunlar. Elde ettiğimiz bilgileri kamuoyu ile paylaşacağız.”

'XANÎ HEYKELİ HALKIN TALEBİ'

Benim merak ettiğim asıl soru ise Ehmedê Xanî’nin yıkılan, onarılıp yerine konulacağı söylenen ancak yerine çay bahçesi yapılan heykeliydi elbette. Yıldız Acar’a, “Ehmedê Xanî ile ilgili bir çalışmanız olacak mı?” diye sordum. Acar, “Elbette” karşılığı verdi.

Seçim çalışmaları sırasında Doğubayazıtlılar da Acar’ın bu konuya hassasiyet göstermesini istemişler. Acar, “Seçim çalışması sırasında sivil toplum örgütlerini ziyaret ettik. Mahallelerde çalışmalar yürüttük. Herkesin ortak talebi Ehmedê Xanî ile ilgili çalışmalar yürütmemiz gerektiği yönünde oldu. Belediyeyi kayyımdan yeni devraldık, daha elimizdeki imkanların ne olduğunu bilmiyoruz. Ancak Kürt kültürünün büyük ismi Ehmedê Xanî’nin elbette heykelini yaptıracağız. Bununla yetinmeyip, Ehmedê Xanî ile ilgili kültürel çalışmaların yapılmasını da sağlamaya çalışacağız” şeklinde konuştu.

BAŞKANLARIN VAATLERİ VE İKTİDAR

HDP’den belediye başkan adayı olanlar seçmenlere verdiği vaatler arasında Kürt kültürü ve sanatının destekleneceği de vardı. Belediye başkanı seçilenler, kayyımların 3 yılda bu alanda yarattığı tahribatı onarması gerekiyor. Ancak buna imkan bulabilecekler mi?

Ancak bu sorunun muhatabı siyasal iktidardır.

HDP, yaklaşık 3 yıldır kayyım marifetiyle yönetilen belediyelerin çoğunu geri aldı. Bu siyasal başarı, belediyelere ait olanların devlet kurumlarına hibe edilmesi, seçilen başkanlara KHK’lı oldukları gerekçesiyle mazbatanın verilmemesi gibi hamlelerle bertaraf edilmeye çalışılıyor.

Ancak HDP’li belediyeler, elbette gönüllü olurlarsa, Kürt kültürü ve sanatına destek için bir ekonomi oluşturabilirler. Sorun şu ki, OHAL resmen biteli çok oldu ama bölgede OHAL hâlâ devam ediyormuş gibi refleks gösteriyor devlet kurumları. Bu da, belediyeler ne kadar rahat çalışıp görevini yerine getirecek, sorusunu akla getiriyor. Bu sorunun cevabı için bir türlü bitmeyen seçimin sonuçlanmasını, iktidarın belediyelere nasıl yaklaşacağını bekleyip görmek gerekiyor.