Türk Eczacıları Birliği Başkanı Çolak: Yerli ilaç sanayisi desteklenmeli

Türk Eczacıları Birliği Başkanı Erdoğan Çolak, döviz kurunun artması nedeniyle ilaçta yaşanan sıkıntıyı değerlendirdi, "Tablo yerli ilaç üretiminin ne denli hayati, ne denli stratejik olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi" dedi. Çolak, muadil ilaçların da güvenilir, etkin ve ekonomik ilaçlar olduğunu söyledi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - İlaçların fiyatlandırmasında temel alınacak euro kurunun belirlendiği 19 Şubat’a kadar hastalar bazı ilaçlara ulaşmakta büyük sıkıntı yaşadı. En fazla kullanılan 100 ilacın 95’inin ithal olduğu bilgisi ve Türk Lirası'nın değer kaybetmesi sıkıntının asıl nedeni. Düşük fiyattan satış yapmak istemeyen ilaç firmaları, üretim ve ithalatını azaltırken bazı depolar ve eczaneler ilaçları stoklayınca sıkıntı, tehlikeli boyuta taşınmıştı.

Fiyat Değerlendirme Komisyonu her yılın ilk 45 günü içerisinde toplanarak fiyatlandırmada kullanılacak euro değerini ilan ediyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından 19 Şubat’ta yapılan açıklamada, geçen seneye göre yüzde 26.4’lük bir artışla kurun 3.40 TL olarak belirlendiği belirtildi.

‘GÜÇLÜ BİR İLAÇ SANAYİSİNE SAHİP OLMAK DURUMUNDAYIZ’

Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak bu yılkine benzer sıkıntının bir daha yaşanmaması için yapılması gerekenleri, muadil ilaçların etkisini ve yerli ilaç üretimini Gazete Duvar’a anlattı.

Çolak, 'Bu yıl yaşanan sıkıntının bir daha tekrarlanmaması için ne tür önlemler alınmalı?' sorusuna şu yanıtı verdi: "Bildiğiniz üzere 2018 yılı için ilaçta sabit kur oranı 2.69 euro olarak belirlenmişti. Ancak son dönemde reel kur ile sabit kur arasındaki makas bir hayli açılmış ve bu doğrultuda ilaç bulma noktasında sıkıntılar baş göstermişti. Bu sorunların her yıl bu dönemde yaşandığını da göz önüne alırsak kur düzenlemesinin yılda bir kez yapılmasını doğru bulmuyor, söz konusu ayarlamanın yıl içerisinde belli periyotlarla ilaç fiyatlarına yansıtılması gerektiğini düşünüyoruz. Sabit euro kurunun, açıklandıktan hemen sonra ilaç fiyatlarına yansıtılması gerektiğini de belirtiyoruz. Bunun ötesinde karşı karşıya olduğumuz tablo yerli ilaç üretiminin ne denli hayati, ne denli stratejik olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi. Güçlü ve etkili bir ilaç sanayisine sahip olmak durumundayız ve TEB’in, bu konunun önemli paydaşlarından, sacayaklarından birisi olarak her türlü iş birliğine hazır olduğunu vurgulamak isterim."

'YERLİ İLAÇ ÜRETİCİLERİ, HAM MADDEDE BÜYÜK ORANDA DIŞA BAĞIMLI'

Sorun sadece ithal ilaçlar değil. Yerli ilaç üreticileri de çoğunlukla ithal girdiler kullanıyor. TEB Başkanı Çolak yerli ilaçlarla ilgili şu açıklamayı yaptı, “Satılan ilacın yüzde 76’sı yerli ilaç, ancak ciro bazlı baktığımızda bu oranın yüzde 48’e düştüğünü görüyoruz. Öte yandan hammadde konusunda büyük oranda dışa bağımlıyız. İlacın stratejik öneme sahip bir ürün olduğunu göz önüne alırsak ilaçta yerelleşme ve milli ilaç politikalarının hayata geçirilmesi, bu politikaların öncelikli olması elzem. Tüm bunlar yapılırken Ar-Ge çalışmalarına kaynak aktarılmalı, üniversite-sanayi iş birliği hayata geçirilmelidir.

‘ÖZELLİKLE GÖZ İLAÇLARINDA UZUN ZAMANDIR SIKINTI YAŞANIYOR’

TEB Başkanı, hastaların bulmakta en çok zorlandığı ilaçlarla ilgili şu bilgiyi verdi, “Sahadan aldığımız verilere dayanarak göz ilaçları konusunda uzun zamandır bir sıkıntı yaşandığını ifade edebiliriz. Bunun dışında pek çok ilaç kaleminde sıkıntı yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Özellikle ithal ilaç kalemlerinde sıkıntılar olduğunu söyleyebiliriz.”

‘MUADİL İLAÇLARIN GÜVENİLİK OLDUĞU UNUTULMAMALI’

Muadil ilaçlar konusu da merak uyandıran bir başka başlık… TEB Başkanı bu konuda şöyle konuştu, “Eşdeğer ilaçların güvenilir, etkin ve ekonomik ilaçlar olduğu unutulmamalıdır. Eşdeğer ilaç bir yandan kamu ekonomisine katkı sağlarken diğer yandan yerli ilaç sanayisinin desteklenmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Bugün ilaç maliyetlerini azaltmak isteyen ülkelere baktığımızda eşdeğer ilaçlara olan desteğin bir devlet politikası haline dönüştüğünü görürüz. Ancak eşdeğer ilaç, sadece finansal yükün azaltılması ile ilgili değil; daha önemlisi akılcı ilaç kullanımı ve kamusal kaynakların etkin dağıtılması ile ilgili bir meseledir.

Eşdeğer ilaçların yarattığı etki, sağladığı fayda diğer ilaçlarla aynıdır. Eşdeğer ilaçlar da halkın kullanımına sunulma aşamasına dek diğer ilaçlarda olduğu gibi belirli aşamalar ve testlerden geçirilip ruhsatlandırılmaktadır. Bir eşdeğer ilacın üretiminden hastaya sunulmasına kadar geçen tüm evreler aynıdır ve eşdeğer ilacın orijinal ilaçla aynı tedaviyi sağladığı kanıta dayalı çalışmalarla ortaya konmuştur. Eşdeğer ilaç aynı etken maddeyi, aynı miktarda içermektedir. Öte yandan, 2009 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından ‘Eşdeğer İlaç Kullanımı’ konulu genelge yayınlanmıştır. Söz konusu genelge bugün hâlâ yürürlüktedir.”