10 Ekim davası: İhmal raporu yok sayıldı

103 kişinin öldüğü 10 Ekim katliamıyla ilgili görülen davada mahkemenin açıkladığı gerekçeli karara mağdur ailelerin avukatlarından oluşan 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, tepki gösterdi. Komisyon ihmali olan kamu görevlileri ve sanıklar hakkındaki delillerin mahkeme tarafından değerlendirilmediğini hatırlatarak, "Mahkeme adalet sözcüğünün çok uzağına düşmüş, yargının siyasal işlevi konusunda tarihi vesika olabilecek bir karar imza atmıştır" dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA- 10 Ekim katliamıyla ilgili görülen davanın gerekçeli kararına tepki gösteren 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, " Mahkeme adalet sözcüğünün çok uzağına düşmüş, yargının siyasal işlevi konusunda tarihi vesika olabilecek bir karar imza atmıştır" dedi.

10 Ekim 2015’te, Ankara Tren Garı'nda Barış Mitingi’ne yönelik IŞİD’li iki canlı bomba tarafından gerçekleştirilen, 103 kişinin yaşamını yitirdiği katliamla ilgili dava 3 Ağustos 2018 günü Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanmıştı. Davanın gerekçeli kararı açıklandı. Mağdur ailelerin avukatlarından oluşan 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonu, yazılı basın açıklamasıyla adaletin tesis edilmediğini bir kez daha dile getirdi.

Açıklamada sadece iddianamede adı geçen sanıkların bir kısmına eksik gedik verilmiş cezalarla adaletin tesis edilemeyeceğine dikkat çekilerek, " Katliamın bütün tablosunu aydınlatmayan, tüm sorumluları yargılama pratiği sergilemeyen mahkeme gerekçeli kararı ile de bu tutumunu sürdürdü" denildi. Katliamda ihmali olduğu ifade edilen kamu görevlilerinin yargılanmadığı hatırlatılan açıklamada, kamu görevlilerinin ihmalini ortaya koyan İçişleri Bakanlığı Müfettiş Raporu'nun gerekçeli kararda yok sayıldığı ifade edildi.

'İKTİDAR TEMSİLCİLERİ YOL VERDİ'

Açıklamada sanıklar hakkındaki delillerin de gerekçeli kararda yok sayıldığının altı çizilerek, "Sözünü etmiş olduğumuz deliller; Ankara, Adana, Gaziantep ve Kilis vb. yerlerde görev yapan birçok kamu görevlisinin, İçişleri Bakanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nın ve siyasal iktidar temsilcilerinin bu katliama yol verdiğini ortaya koymaktadır" denildi.

'MAHKEME KENDİSİNE VERİLEN VAZİFEYİ YAPTI'

Sanıklar hakkındaki "insanlığa karşı suç işlemekten yargılanmaları" konusundaki talebin mahkeme tarafından geri çevrildiği ve bunun gerekçeli kararda da yer aldığı belirtilen açıklamada, katliamın ardında siyasi çıkarlar olduğu şöyle ifade edildi: "2015 Kasım seçimleri öncesinde ülkede kaos yaratmak istedikleri gibi açıklamalarla karşılanmış olup, katliama ilişkin siyasal iktidarın sorumluluğu bu şekilde ört bas edilmek istenmiştir. 2015 yılı 7 Haziran seçimlerinden sonra kaos yaşanacağını söyleyen iktidar sözcülerinin, katliamın hemen arkasından anket yaparak oylarının arttığını söyleyen dönemin Başbakanının açıklamaları, katliamda ölen ve yaralananların acılarını paylaşmak yerine sergilenen düşmanca tutumlar gibi çok sayıda somut gerçek karşısında Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi devleti/siyasal iktidarı aklamayı seçmiş ya da kendisine verilmiş bu vazifeyi yerine getirmiştir".

'SİYASAL İŞLEVİN VESİKASI'

"Mahkeme adalet sözcüğünün çok uzağına düşmüş, yargının siyasal işlevi konusunda tarihi vesika olabilecek bir karar imza atmıştır" ifadesine yer verilen açıklamada, "Ülkedeki yargı sisteminin gelmiş olduğu durumdan bağımsız olmayan bir karar ile karşı karşıya olduğumuz açıktır" diye altı çizildi.