Struma Faciası'nda hayatını kaybedenler anıldı

Soykırımdan kaçan Yahudileri taşıyan Struma gemisinin batırılmasının yıl dönümünde, İstanbul'da anma töreni düzenlendi. Törende konuşan Hahambaşılık Vakfı Danışmanı Karel Valansi, "Bizler, ancak yaşananlardan öğrenebilir ve bu felaketlerin yol açtıklarının tekrarını engelleyebiliriz" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Sarayburnu Limanı'nda, İkinci Dünya Savaşı yıllarında soykırımdan kaçan 786 Yahudi'nin içinde olduğu "Struma" adlı geminin, 24 Şubat 1942'de batırılmasının yıl dönümü sebebiyle anma töreni düzenlendi.

Anma törenine İstanbul Vali Yardımcısı Cemalettin Özdemir, Türkiye Hahambaşısı İsak Haleva, Türk Yahudi cemaati mensupları ve uluslararası kuruluşların temsilcileri katıldı.

Geminin motor arızası nedeniyle 70 gün boyunca Sarayburnu açıklarında demir atmak zorunda kaldığına değinen Özdemir törende yaptığı konuşmasında, hayatını kaybeden 103'ü çocuk 768 kişiyi saygıyla andığını ifade ederek, geminin ırkçı saldırılardan ve dini kimlikleri sebebiyle maruz kaldıkları zulümden kaçan mültecileri Filistin'e taşıdığını söyledi.

"Bu süreçte Türk Kızılayı ve Türk Yahudi toplumumuz tarafından imkanlar ölçüsünde yolculara yiyecek yardımı ve sağlık hizmeti sunuldu" diyen Cemalettin Özdemir, "Hükümetimiz, geminin yoluna devam edebilmesi için birçok diplomatik girişimde bulundu. Bütün bu çabalara rağmen Struma'nın Filistin'e devam etmesi engellendi. Türk karasuları dışına çıkarılan Struma gemisi, 24 Şubat 1942'de Şile açıklarında bir Sovyet denizaltısı tarafından torpillenerek batırıldı" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin Filistin'e gitmek isteyen Yahudilerin bulunduğu 21 gemiye boğazlardan geçiş izni verdiği dile getiren Özdemir, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:

"İkinci Dünya Savaşı'nda tarafsız kalma politikası izleyen ülkemiz, diplomatik baskılara rağmen 1939-1942 tarihleri arasında Karadeniz'den Filistin'e ulaşmak isteyen Yahudi mültecilerin bulunduğu 21 geminin boğazdan geçmesine izin vermiştir. 6 bin 84 Yahudi'nin Filistin'e varmasına, 159'unun ise Türkiye'de kalmasına yardımcı olmuştur. Aynı dönemde binlerce Yahudi'ye Filistin'e ulaşabilmelerini teminen transit vize sağlamıştır."

'YAHUDİLERİN ÖLÜMÜ BEKLEMEK DIŞINDA SEÇENEĞİ YOKTU'

Türk Yahudi cemaatini temsilen bir konuşma yapan Hahambaşılık Vakfı Danışmanı Karel Valansi de Almanya'nın 7-8 yıla yaydığı Yahudi karşıtı kanunlarının yasallaştığını, bölgede kurulan kamplarda Yahudiler için nihai çözümün hızlandırıldığını, Yahudilerin kaçmak veya ölümü beklemek dışında seçenekleri olmadığını anlatarak şunları söyledi:

"Nazi zulmünden kaçan Avrupalı Yahudiler, hayatları pahasına Filistin'e sığınmak istiyorlardı. Arapların tepkisini çekmek istemeyen İngiltere, vize almayı oldukça zorlaştırmış, hatta imkansız kalmıştı. İstanbul'da vize alma garantisi, lüks kamaralar, yeni dizayn motor gibi yalan vaatlerle duyurulan Struma, gerçekte motoru bozuk eski bir yük gemisiydi. 12 Aralık 1941'de Köstence'den kalkan gemi zorlu bir yolculuk sonunda İstanbul Sarayburnu'na vardı. İngiltere, Struma yolcularına Filistin vizesi vermeyi reddederken, tarafsız kalarak savaştan kaçınabilme isteği içindeki Türkiye, gemidekilerin kurtuluş ümitleri olamadı. Romanya ise kurtulduğu Yahudileri geri almayacağı söylüyordu. Amerika konuya duyarsız kalmıştı. 23 Şubat akşamı Struma, Türk romorkörleri tarafından çekilerek Karadeniz'e bırakıldı. Motoru çalışmayan gemi, ertesi gün 24 Şubat'ta, Sovyet denizaltısı tarafından batırıldı. Gemiden 1 kişi sağ kurtuldu."

'AMACIMIZ BU ACILARIN TEKRAR YAŞANMAMASI'

Olayda birçok ülkenin sorumluluğu bulunduğunu belirten Valansi, "Ancak bu anmanın amacı suçluyu aramak değil, bu ve benzeri hadiselerin tekrarlanmaması, bu acıların yeniden yaşanmaması. Struma faciasından ders çıkarmak, hafızalarda canlı kalmasını sağlamak zorundayız. Bizler, ancak yaşananlardan öğrenebilir ve bu felaketlerin yol açtıklarının tekrarını engelleyebiliriz. Ancak böyle, barış ve sevgi dolu yarınlar yaratabilir ve çocuklarımıza daha güvenli bir dünya bırakabiliriz" dedi.

Türkiye Hahambaşısı İsak Haleva konuşmanın ardından törene gelenlerle toplu dua etti. Tören, İstanbul Vali Yardımcısı Cemalettin Özdemir ve İsak Haleva'nın denize çelenk bırakmasıyla sona erdi. (İSTANBUL/AA)