Sözcü'ye açılan iki dava birleştirildi

Sözcü gazetesi yazar ve yöneticilerinin, 'FETÖ' iddiasıyla 15 yıla kadar hapis talebiyle yargılanmasına İstanbul  37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Mahkeme heyeti, gazeteye daha önce açılan davayla bu davanın birleştirilmesine karar verdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Sözcü gazetesi yazarları Emin Çölaşan ve Necati Doğru ile gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, sozcu.com.tr Yayın Yönetmeni Mustafa Çetin ve Haber Koordinatörü Yücel Arı'ya, 'silahlı terör örgütü (FETÖ) içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçlaması yöneltilen davanın ilk duruşması bugün görüldü. Emin Çölaşan, 43 yıllık gazeteci olduğunu belirterek, "FETÖ ve herhangi bir terör örgütüyle hayatım boyunca ilgim olmadı" dedi. Necati Doğru da  dikkat çekmek için yazısına 'Naylon darbe' başlığını attığını belirterek, "Yazının bütününe bakmak lazım. 'Naylon' kelimesini yerini bulmayan anlamında kullandım. 265 kişi ölmüş, darbe demeyecek, ne diyeceğim. Beraatimi talep ediyorum" savunmasında bulundu.

İstanbul  37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, 7.5 yıldan 15'er  yıla kadar hapisleri istenen gazetecilerden 4'ü hazır bulundu. Emin Çölaşan ise Ankara'dan duruşmaya SEGBİS'le bağlanarak savunma yaptı.

EMİN ÇÖLAŞAN: FETÖ BENİ DEFALARCA MAHKEMEYE VERDİ

Cemaat hakkında binlerce yazı yazdığını belirten Çölaşan, savunmasında şunları söyledi: "FETÖ ve Zaman Gazetesi beni defalarca mahkemeye verdi, herhangi ceza almadım hepsinden aklanarak çıktım. (İddiamanede yer alan 'Bir annenin dramı' başlıklı yazısı) Cezaevinden bir kadın bir faks gönderiyor. 3 ve 6 yaşında çocuğuyla  8 aylık bir bebeği var. Bana 'Sekiz aylık çocuğumla cezaevine soktular' diyor. 'Bir annenin dramı' başlığı ile bunu yazıya aktarıyorum. 3 ve 6 yaşındaki çocuğu kendisinden ayrılmış, 8 aylık bebeği ile cezaevine konulmuş. İnsancıl bir amaçla yazılmış yazı. Mektupta 'Görüldü' damgası da var. Ben bu yazıyı yazdıktan sonra bu kadının FETÖ'den yargılandığını öğrendim. Yazımı kaleme alırken kadının FETÖ'den yargılandığını bilmiyordum."

Mahkeme başkanı "2013 yılına kadar 'F' tipi yapılanmadan bahsediyorsunuz. 17/25 Aralıktan sonra yazdığınız yazılarda ise fark var. Sizin görüşünüz mü değişiyor?" şeklindeki sorusu üzerine de Çölaşan, "Yolsuzluk olduğunu biliyorduk. Bu olaylar ortaya çıktı. Bu operasyonu kimin yaptığını, yaptırdığını bilemem. 4 Bakan ya istifa etti ya görevden alındı. Rüşvet ve yolsuzluk ortaya çıktı. Rüşvet iddiaları belgelenmişti. Biz bunları biliyorduk, ancak kanıt yoktu. Belge olmadan 'rüşvet alıyorsun' diyemezsin. Yazım ortada zaten" diye cevap verdi.

'Şimdi cemaati savunma zamanı' başlıklı yazısına da değinen Çölaşan, o dönem cemaatin yayın organlarının TOMA eşliğinde basıldığını hatırlatarak, "Kim olursa olsun gazetecilerin polis tarafından gözaltına alınmasına karşıyım. İki üç cümle cımbızla çekiliyor ve terör örgütüne destek veren gazeteci olarak huzurunuzda yargılanıyorum. Böyle şey olmaz. Devlet o güne kadar  bunların terör örgütü olduğunu açıklamamıştı. En sonunda MGK tarafından resmi kararlar alındı ve darbe olunca bizde gerçekler gördük" dedi.

'BAKTIK VE ÇOK ŞAŞIRDIK'

'Kaseti gördüm' başlıklı yazısına ilişkin hakimin sorusu üzerine ise Çölaşan şu açıklamada bulundu: "Biz gazeteciyiz bize her tülü belge gelir. Hatta kasetler de çok ender olmakla birlikte gelir. Bana da günün birinde adıma kaset gönderildi. Açtık baktık ve şaşırdık. Çok önemli kişinin yakınının yatak sahneleri vardı. Gönderen belli değil. Açtık baktık, şaşırdık hepimiz. Herhalde bunu bana gönderdiklerine göre benim yazmamı ya da değinmemi istiyorlar. 'Başkasının eline geçer' diye üzerine basarak, ezerek içeride imha ettik. O yazıdan sonra Fetullah beni mahkemeye verdi. Beraat ettik. İnanılır gibi değil." 2007 yılının Ağustos ayında Burak Akbay'ın gazetede yazmasını istediğini, bunun üzerine Sözcü Gazetesi'nde yazmaya başladığını anlatan Emin Çölaşan, yazılarını yazarken kendisine telkinde bulunulmadığını da sözlerine ekledi.

METİN YILMAZ: HABERLERİMLE SUÇLANIYORUM

Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz da 43 yıllık gazeteci olduğunu belirterek, "FETÖ'ye yardımla suçlanıyorum.  Aleyhlerinde yazı yazdım, sempati duymadım. FETÖ'yü öven yazım yok. Olan olayları yazmışım" dedi. İddianemeye konu gazete manşetlerini tek tek göstererek açıklama yapan Yılmaz, "Darbeden önce biz uyardık, temizlenmediler. Himmet paralarının FETÖ'ye toplanıyor' dedik. Bunların silahlı terör örgütü olduğunu 2015'te kimse bilmiyor.  2016 Temmuz ayında silahlı terör örgütü olarak kabul edildi. 43 yıllık gazeteciyim. Haberlerimle suçlanıyorum. Beratimi istiyorum" savunmasını yaptı.

NECATİ DOĞRU: HÜKÜM DEĞİL, SORU CÜMLELERİ VAR YAZIDA

Gazetenin yazarlarından Necati Doğru ise yazılarıyla suçlandığını vurgulayarak, hakkındaki suçlamaları reddetti. 'Naylon Darbe' başlıklı yazısına ilişkin soru üzerine Doğru, dikkat çekmek ve yazısının okunması için o başlığı attığını söyledi. Darbenin başarısız olduğunu, darbeyi öven bir yazı yazmadığını söyleyen sanık Doğru, "Yazının bütününe bakmak lazım. Soru cümleleri var. Orada bir hüküm cümlesi yok, soru cümleleri var. Olaya hakim olmadığım için soru soruyorum.  'Naylon' kelimesini yerini bulmayan anlamında kullandım. 265 kişi ölmüş, darbe demeyecek,  ne diyeceğim" dedi ve beraatini talep etti.

BİR SONRAKİ DURUŞMA 12 MART'TA

Duruşmada, bugünkü davayla 19 Mayıs 2017 soruşturma tarihli davanın birleştirilmesine karar verildi. Bir sonraki duruşma 12 Mart 2019’da yapılacak.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, Sözcü Gazetesi İnternet Yayın Yönetmeni Mustafa Çetin, Sözcü Gazetesi İnternet Haber Koordinatörü Yücel Arı, yazar Necati Doğru ve yazar Emin Çölaşan 'şüpheli' sıfatıyla yer alıyor. 61 sayfalık iddianamede 5 kişi hakkında 'FETÖ'ye üye olmamakla beraber örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek' suçlamasıyla 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

(İSTANBUL-DHA/DUVAR)